- 902 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÖLÜNÜN HİKAYESİ
Öldüm galiba ya da ölmek üzereyim bilemiyorum.Bildiğim artık acı çekmediğim.Yerdeyim boylu boyunca.Başımdan kanlar aktı silah olan elime kadar yol aldı bu kanlar.İlk başta o kanların sıcaklağını başımda hissediyordum ama şimdi hissetmiyorum.Artık kollarımı hissetmiyorum bacaklarımı da.Artık hissetmiyorum seni dünya.Hoş ne zaman hissedebildim ki seni dünya ne zaman doya doya yaşayabildim ki.Şimdi anladım ki ölmemle yaşamam arasındaki tek fark acıları hissedememe.Bu durum beni mutlu etti.Yapabilsem dudaklarımla suratıma bir gülümseme durumu vereceğim ama onu da yapamıyorum.Gerçi dedim ya ölmemle yaşamam arasında pek bi fark yok sadece acılar.Sevinçlerim oldu diyebileceğim kadar sevincim bile olmadı.Her şeyi kafama taktım.En küçük şeyleri bile günlerce düşündüm.Mesela lisede öğretmenimin ’Sizden adam olmaz’ lafına günlerce takmış geleceğim konusunda acayip endişelenmiştim.Oysaki o öğretmen bütün sınıflarda öyle diyormuş.Daha önce mezun olmuş ve gerçekten ’Adam’ olmuş birinden duymuştum.Ama yine de gülümsememiştim bu duruma.Değerini bilemedim hayatın.Her şey bana karşıymış gibi yaşadım.Oysa şimdi -Öldükten sonra- düşününce hayata biraz gülümsesem, hayatıma biraz dışarıdan bakmayı başarabilsem hayat beni kucağına alıp en çok sevdiği çocuğu gibi ilgilenecek bana istediğim şeyleri verecekmiş.Artık çok geç sanırım.Gülümsemek istesemde gülümseyemiyorum dünyaya.Artık çok geç...
’Ölmeden önce ölünüz’ Hadisini şimdi daha iyi anlıyorum.Hatta kendimi bu hadisin sırrına ulaşmış bile sayabilirim.Hala gülümseyebiliyorken ölseydim, ölüpte hayatıma -şimdiki gibi- dışardan baksaydım işte o zaman insan olabilecektim.Neyse benim hikayemi merak ediyorsunuz değil mi? Ben kimim neler yaşadım hepsini merak ediyorsunuz.Anlatacağım.Kısıtlı zamanda istediğim şeyleri anlatamadım insanlara.Şimdi anlatamadıklarımı yaşadıklarımı bakıp görmediklerimi yani hayatımı anlatacak o kadar zamanım var ki.Hem koskoca salonun ortasında yerde boylu boyunca uzanıyorum bi işimde yok.Artık önemli değil dinleyip dinlememeniz beni.İsterseniz kulaklarınızı tıkayın.Görmeyin beni.Kafanızı çevirin öbür tarafa.Bu sefer anlatacağım.Bu sefer bağıra bağıra anlatacağım belki koskoca salonun ortasında yatan cesedi duyarsınız diye.Eğilin biraz kanlar damlayan başıma doğru size ibretlik bir hikaye anlatacağım.
-------------------------------------------------------------------------------------
Ben Harun.Denizlide doğdum.Babamın bir tekstil fabrikası var annemde ev hanımı.Ev hanımı ama yemek tatlı pasta konusunda çok marifetli olduğundan konu komşunun özel günlerinde pasta börek yapar.Karşılığında da az çok bir şeyler kazanır.İhtiyacımız yok aslında annemin kazandığı bu paralara halimiz vaktimiz yerinde hatta çoğu arkadaşımın durumuna göre zengin bile sayılırız.Annem bu işten zevk aldığı için yapıyor.Kendi kazandığı paraları harcaması ayrı bir güzel insanın der durur.Bir de abim var.Reşid.Babam abime Reşid ismini vermiş sonra ben doğunca ünlü halife ’Harun Reşid’ olsun diye bana da Harun ismini vermiş.Abim ’Harun Reşid’in Reşidliğini layıkıyla yerine getiriyor.Müthiş bir öğrenci.İlköğretimde hocaların gözdesi.Denizlinin en iyi lisesine dereceyle girip birinci olarak çıkmış biri.Daha sonra öss de süper bi sonuç alarak doğru tıpa.Yakında da mezun olup efsane hekimler arasına ismini yazdırmaya başlayacak.Ben abimi anlamadım zaten.Bir erkeğin iyi bir liseyi 1.likle bitirdiğini ilk onda gördüm.Neyse kendimden bahsedeyim.Çocukken her istediğim alınırdı.İlk seferler alınan şeylere çok sevinirdim.Ama zamanla her istediğim alınması karşılığında elimden o sevinçte alındı.Artık yeni oyuncakta sevinmiyordum.Mesela ilk 18 vitesli bisiklet bana 4. sınıfta alındı.Sevinmedim.Aksine her düştüğümde her bisikletle bir yerlere çarpınca küfürler ediyordum.Evet 4. sınıfta iyi küfürbaz olmuştum.Arkadaşlarım da küfrediyordu ama onlar bisiklet kullanırken mutluydular.Hatta bazı muhabbetlerimizde küfürler edip gülüyorlardı.Bense her küfür ettiğimde sinirliydim üzgündüm.Çok çalışarak iyi bir lise kazanmayı başardım.Ama buna da sevinemedim.Çünkü ailem abimden alıştığı için benden çok daha iyi bir lise bekliyordu bense becerememiştim.O yüzden yeni okulumu sevemedim hiç bir zaman.O benim suçumdu.Diğer öğrencilerin muhabbetleri hoşuma gitmiyordu sevmiyordum hiçbirini.Ama muhabbet ediyordum yalnız kalmamam lazımdı.Beni dostu olarak gören çok adam vardı ama ben hiçbirini dostum olarak görmedim.Kızın biri benden hoşlandığını söylemişti lise 2de.Çekici gelmemişti bana.Oysa beğenilmek hoşuma gitmeliydi.Ama ben yine bize böyleleri bakıyor işte diye sinirleniyordum.Kitaplara verdim kendimi.Bilgilendim.Tarih, Siyasetle ilgili kitaplar okudum.Ama hiç bir siyasi tartışmada bildiklerimi söyleyemedim.İçimde kaldı.Çünkü öyle bir şekilde konuşuyorlardı ki en ufak yerden beni kıstırırlar diye korkuyordum.Tartışmalarda bilgisi yetersiz kalan olmaktan korkuyordum o yüzden girmiyordum.Oysa o lisede hiç kimse benim kadar kitap okumamıştır.Benim kadar bilgili değildir.
Sonra bana bir şeyler oldu.Bir kıza aşık oldum.Okulu ilk defa sevmeye başlamıştım.Okuldan her çıktığımda hemen gün geçsin tekrar okula gideyim istiyordum.Saatlerce ona bakayım istiyordum.Adı Gülçindi.Çok güzel gözleri vardı.Hele bi de güldü mü nefes alamazdım.Onu görünce heyecandan bir şey yapamazdım.O yüzden çok az ’Günaydın’ demişimdir ona.Arada bana bakıp gülüyordu.Ben istemsiz olarak gözümü kaçırıyordum oysa o başka yere baktığı her an ben onu izliyordum.Ona ’ona aşık olduğumu’ söyleyemedim.Sonumu da bu getirdi galiba.Ona açılmayı düşünüp bunu yapamadığım her an kendime sövüyor kendime öyle kızıyordum ki duvarları yumrukluyor kanepeleri tekmeliyordum.Kötü durumdaydım.
Bir gün akşama doğru hava daha aydınlıkken onu gördüm şehrin en işlek caddesinde.Gülçin.Gözlerimi ondan alamıyordum.Ara sokağa girdi.Evini öğrenirim diye takip etmeye karar verdim.Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.Tenha bir ara sokağa girdik.O sırada 3 tane ’Şehir magandası’ Gülçine asılmaya taciz etmeye başladı.Bir şey yapamıyordum küfretmekten başka. Atılamıyordum ileri.O sırada bir tane adam geldi elinde bıçak vardı.Adamı görünce uzaklaştı o 3 kişi.Ben dağılmıştım kendime küfretmekle meşguldüm.Gülçin çoktan uzaklaşmış gözden kaybolmuştu.Ben de geriye döndüm ilerliyordum bilmediğim sokaklarda.5 10 dakika sonra o 3 kişiden birini gördüm.Bu sefer bir şey yapacağım Gülçin için dedim ve o adama doğru sinirli bi şekilde yürüdüm.Adama benimle gelmesini söyledim.Bana bakıp o iğrenç gülüşüyle tabiki gençoğlan dedi.Yüzünü darmadağın etmek istedim o an.Korkuyordum aslında ama artık geri dönülmez bir yerdeydim.Ne olacaksa olsundu artık.Tenhaya gelince ben sizin az önce taciz ettiğiniz kızın sevgilisiyim önce senin sonra diğerlerinin ciğerlerini sökeceğim dedim.Bu sözleri bağırarak ve cesaretle söylemem hoşuma gitmişti.Yıllar sonra mutlu oluyor gibiydim.Ama o sırada adam cebindeki kelebek bıçağı çıkarmış ve bana doğrultmuştu.Korkunun zirvesindeydim.Adam üstüme atılınca boğuşmaya başladık.Kavgada hiç fena değilmişim.Adamın bi boşluğundan yararlanıp elindeki bıçağı yere düşürdüm.Ve sonra bıçağı elime aldım.Acayip özgüven gelmişti bana.Adam tekrar çullandı bana ama kötü bir şey oldu.Elimdeki bıçağı adamın karnına sokmuştum.İşin ilginç yanı bıçağı çıkarıp tekrar sokmamdı.Kendimi şaşırtıyordum.Adam yere yığılınca kaçtım.Elimi temizledim.Bıçağı attım bi yerlere.Eve gidemezdim.Arkadaşı aradım onlarda kalacaktım.O geceyi arkadaşın evinde geçirdim.Sessiz bir geceydi.Şoktaydım.Sabah olunca korka korka dışarı çıktım eve gidecektim olanları anlatacaktım aileme kızarlardı bağırırlardı ama bi çaresine bakarlardı.Oğullarıydım sonuçta.
Birden bir araba durdu önümde.İki kişi çıktı ve beni zorla arabaya bindirdiler.Bir eve getirdiler.Sürekli kafama vurup küfürler ediyorlardı.Evin kocaman salonu vardı.Sanırım bıçakladığım adamın mafyayla bağlantısı vardı burası mafyanın benim gibileri ’Islah’ ettikleri yerlerden biriydi.Dövmediler.Bağırıp çağırıyorlardı.Öldüreceğiz diyorlardı.Çünkü bıçakladığım adam ölmüştü.Beni dövmemelerinin de nedeni buydu.Adamın biri silahı şakağıma doğrulttu.Korku neydi o an anlamdım.Ölüm yanımdaydı.Ve patladı yere yığıldım.Beni vuran adamın ve diğerlerinin ellerinde eldiven vardı.Ben yerdeyken silahı elime tutuşturdular.
----------------------------------------------------------------------------
Durumum bu gülemedim hayata sonum bu oldu.Ha bu arada beni buldular.Ailem ’Arkadaşlarım’ arkamdan çok ağladılar.Ve hala ağlıyorlar.İntihar etmediğim bir cinayete kurban gittiğim anlaşıldı.Failleri arıyor polisler.Beni yıkadılar.Pamuğuda tıkdılar.Musallaya koydular.Evet şimdi o meşhur taşın üstündeyim.Bir sürü insan benim için ağlıyor karşımda.Annem babam perişan.Gülçin de ön safta çok kötü durumda.Bi dakika gülçin bana doğru geliyor.Tabutuma sarıldı.Keşke dirime sarılsaydı.Sanırım onun yüzünden öldürüldüğümü öğrendi.Yani onu sevdiğimi de ki zaten onu sevdiğimi bilen bir kaç arkadaş çoktan demiştir.Bi dakika ne dedin sen Gülçin...
Neden söylemedin sevdiğini neden takip ettin beni zamanında beni sevdiğini söyleseydin böyle olmazdı.Şimdi kol kola dolaşırdık.Sen bize mutluluğu çok gördün Harun.Ben de seni deliler gibi severken niye sustun Harun niye niye.Niye öldün Harun.
Şoktayım.Musalla taşında şok geçiriyorum.Allahtan ölü olduğum için çok yoğun duygu yaşayamıyorum.Yoksa baya sinirlenirdim ama bu durumda şu kelimeyi etmeden duramayacağım ’Hass...r’ O değilde ilk defa bir küfürden sonra sinirli değilim mutlu gibiyim hatta.Şu durumda bile yapabilsem gülümseyeceğim.Çok hafifim.Hazır mutluyken gömün artık beni toprağa...
Saygılarımla
Ahmet BAYRAM
Bu uzun öyküyü üşenmeyip okuduğunuz için teşekkür ederim..
YORUMLAR
Gülçin, benim Gülay'ım:)
Ama ben söyledim de ne oldu, kız sevmiyordu...Bize birkaç ebat büyüktü zati...Her yönden...( Yok ya! Aslında her yönden onun çevresinden daha kapsamlı biriydim)
Ölmedim, ama iki senem berbat bir şekilde onu sevmekle geçmişti. Doğumgünün de çiçek göndermiştim ve gerçeği öğrenmiştim. Lise'de ki yakın olduğu bir erkekle yıllardır sevgiliymiş. Bozulmuştum, ama ilgim bir anda gitmişti...
Seviyor muyum hala, sevsem ne olacak; 'ben güzele güzel demem güzel benim olmadıkça!'
Gerçekten güzeldi öykü...Kısa film gibi..
Okuttu kendini ve milletin okumasını isterim...Ama itirafımı okumamalarını isterim:))
Hürmetle abicim..
AhmetBayram
Neyse ''Bir Ölünün Hikayesi'' diye seri yapmak istiyorum farklı farklı insanların hikayeleri sence nasıl olur iyi olur mu?