- 1198 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızdı Aşk
Uzattığımda elimi yüreğine, karanlık dimağından silinmiştim.. Yeniydi oysa sokağın başından süzülüşlerin, ıslak şehrime.. Tam tutuyorum derken, siyah perdeler indi penceremize.. Hislerinin yokluğuyla denenmekteydi, hassas kalbim.. Sisli puslu oldu birden gözlerim, çığ yüklü bulutlar çöktü pınarlarıma.. Yok oldum birden, kayboldum.. Evrendeki varlığım kuantum fiziğiyle ters düşüyordu… Tüm gücümle rest çektiğim hayatı sorgulama vakti, otur dizlerimin dibine.. Ver ellerini elime ve bak gözlerime.. Göze alabilir misin, ayrılığı?... Yakabilir misin bütün gemileri?.. Bitmesin, binbir emekle suladığımız, her dalından meyvelerini aldğımız, devrilmesin koca çınar …
//..Şems’in gidişinden beri yalnızdı aşk;
Etme demişti oysa ‘ ziyan ediyorsun etme’..//(MEVLANA)
Günahın perçeminden tutunmuştun kamere, kuytularındaydın gölgelerin.. Kayan bin necm bulacak mıydı yerini arzda? Bakıyorum soğuk rüzgarlar esen, ve hiçbir zaman düzelemeyecek olan savrulmuşluğumuza.. Naçar kalıyorum, en yetkin kelimelerim bile kimsesiz bırakılmış nazarında.. Donuyorum sonra tüm çıplaklığımla, üşümüşlüğünü kim ısıtacaktı, ellerimin?.. İsyana tutunmuş ellerinin kıvrımları, nisyanla sabitlenmiş yüreğindeki aşkın kırıntıları… Nisyana düşmüş kuş misali içimde çırpınan serçe, kan damlıyor gözlerinden.. Ne tutunacak bir dalım kalmış gövdende.. Ne gidecek yerim, asılsız suretinde.. Yanmış özüm, dönmüş küle.. Umursamazlık sarmış, haleti ruhiyeni....
//..Soluklarımda gizlenen öznesin, yüklemini asla yazamadığım;
Hecelerken adını, harflerin yankılandı hücrelerimde..//
Suskularımla geziniyorken izbe dehlizlerde, yak yıldızları yansın evrenin ışıkları evimize.. Kasım rüzgarlarınla sicim yağdır, eylül saçlarımdan tel tel dökülsün nağmelerin.. Bir ara kendimi çöl sıcaklarından alıkoyan seraplar görüyordum, düşümde.. Yalancı bir bahar olup kaplamaya çalışıyordu, usumu.. Ne badireler atlattık, hani bir savaşmadığımız haçlı seferleri kaldı., sayende.. Şimdi nazarımda biteviye, sırılsıklam bir aşkın öykünmesiyle belendiğim rüzgarlarını kesiyorum.. Çık girdiğin göğüs kafesimden, yerin daha derin.. Hücrelerim seni bekliyor, milyarlarca evin odacıkların var, naçiz bedenimde…
//..Bedeninden dökülen tuzlu terinden,
Kasıklarına düşen her sancıda sorgula bu aşkı..//
//..Sor kalbine beni, uyuma! Uyan gaflet uykundan..
Seni seven biri var, ‘O benim’, benim işte…//
16 kasım 2010
YORUMLAR
Biliyorsunuz, ben Şems diye birirn yaşamış olduğuna halen ikna olmuş değilim. Neden seçmişti Şems'i Mevlana? Önemli soru buydu aslında. Eğer karşı cinsten birini seçmiş olsaydı, bugünkü yankısını bulmayacaktı sesi. Hemcinsinden birine yüklemeliydi ve gerçek aşkın bizzat insanın ta kendisini sevmekten geçtiğini bize anlattı Şems diye birirni ayna kullanarak. Dilinden anlayan olamayacağını düşündüğünden Şems'i yarattı...
Önemli olan aşktı, Şems bahane...
Yazı çok güzeldi...Sevgi kadar...
Yürekten kutladım.Selam,saygı...