- 3788 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TELEPATİK İSTİHBARAT
Telepati: Duyu dışı algı yoluyla iletişim kurma sanatı olarak Allahın insanlara el-Batın-el Habir isim ve sıfatlarıyla ruh ve zihin gücünün yansıma projeksiyonu olarak verdiği en önemli bir dış algılama ve algıları kavrama sanatıdır. telepati=alıcı+verici+imajinasyon+frekans+modül+sembol altıgeninin uzay geometrisinde orijin sayısının, mental korelâsyon parametrik dizilimi teoreminin 41+3*6(62+812) sayı formülasyonudur.
Mental korelasyon parametresinin insan beyninde yaydığı EEG(elektroansefalografi) ölçümünün deki enerji dalga boyutları:
Algı da dâhil olmak üzere
40 Hz Gama(x) Dalgaları yüksek zihinsel aktivite, sorun çözme, astral seyahat(Tayy-i mekân) ve Bilinçaltı ruha dönüş, Telepati, Durugörü, Duyu işiti, Duyu koku, Lucid rüya, Düşünce gücü enerjisi
13 – 40 Hz Beta Dalgaları, Aktif, Meşgul ya da Endişeli Düşünme ve Aktif Konsantrasyon, Uyarılma, Biliş…
7 – 13 Hz Alfa Dalgaları Dinlenme (uyanık iken), Uyku Öncesi ve Ön-Uyanıklık Uyuşukluk…
4 – 7 Hz Teta Dalgaları, Derin Meditasyon, Rem uykusu…
0–4 Hz Delta Dalgaları Derin Rüyasız Uyku, Vücut Farkındalık Kaybıdır.
0–40 Hz Omega perispri Dalgaları, Tüm Vücutta Gezen ve Ruh Enerjisini Standart olarak dağıtan enerjidir. Otistik ve spastik kişilerde gezinti perispri 0–10 Omega Hz gücüdür.
Parapsikolojinin en üst dallarından olan telepati günümüzde Uluslar arası istihbarat tarafından çeşitli birimler tarafından kullanılan telepatik telkin enerji gücü veya beyin düşünce enerji gücü boyutlarının en üst seviyeye çıktığı Mezansefalon(orta beyin) da impulsların yakılarak enerji dalgasına dönüştüğü gama(x) herzs dalga enerjisi ile kullanılan bir silahtır.
Uzaktan evrensel iletişim olarak bilinen telepati; beyin yapısı ve işleyişine fonksiyonel olarak açık beyin sezi gücünün makro ve mikro kozmos nitelik ve niceliğine bağlı olarak gelişir. Beyin frekanslarının normalin üstüne çıkarak, elektrik enerjisine dönüşen gama(x) dalga boyu düşünce gücü enerjisi adı verdiğimiz ve ışık hızından daha hızlı hareket eden bir yapıya sahiptir. bu açıdan ışık hızı 299.793 km/saniye olmasına rağmen, bir insanın düşünce enerji gücü hızı 599.978 km/saniye dir. İçgüdüsel ileti alan hayvanlar âleminde ise durum daha da farklıdır.18 bin âlemden kuşlar âleminde içgüdüsel enerji ileti dalga boyu 590.785 km/saniye, iki veya iken fazla içgüdüsel algılama antenleri bulunan böcekler âleminin içgüdüsel enerji ileti alma dalga boyu 590.888 km/saniye, balıklar âleminde ise örnek yunus ve balinalarda 590.952 içgüdüsel ileti alma dalga boyu sınırıdır. Hayvanlar âlemi makro kozmik enerji yayılım alanlarının ölçümleri rölatif bir aksondur. Mikro kozmik enerji yayılım alanlarında ise hayvanların içgüdüsel enerji ileti alma enerjisi, makro kozmik enerji alma ve yayma enerji gücünden oranla daha düşüktür. Deprem iletisini içgüdüsel algılama enerji yetileriyle önceden alabilen hayvanların tepkisel olarak bir araya toplanma istemleri kuran-ı kerimde de belirtilmiştir. Tekvir süresinin 5. (hayvanları bir araya topladığımız zaman) ayetinde kıyamet kopmadan önce tüm hayvanları bir araya toplanacağı belirtilmektedir. Makro kozmik enerji yayılım enerjisini içgüdüsel olarak algılayan hayvanlar depremler olmadan önce bir araya toplanma ihtiyacını içgüdüsel olarak algılarlar, yani her büyük deprem olma olgusu, hayvanlarda kıyamet kopacak telepatik telkinini beyinde içgüdüsel algılatarak makro kozmik enerji iletileriyle bir araya toplanma durumu yaşarlar.1999-Kocaeli depremi ve Japonya-Kobe depremi… Vb
İnsan düşünce enerji gücü beyin yapısının gelişmişlik düzeyiyle bağlantılıdır. Beynimizin sadece %5 ini kullanıyoruz diye ortaya çıkan veriler veya öngörüler doğru değildir. Beyin yapısını bilimsellik adına yüzdelik paylara bölenler, paydanın ne olduğunu anlayamayacak kadar metafizikten ve parapsikolojiden uzaktırlar. Her şeyi somut araçlar veya çıkarımlarla açıklamaya çalışanlar, görülmeyen fenomenlere de inanmakta zorluk çekerek, beyinlerini yüzdelik paylarla, paydalarlar. Beynin anatomisi bizlere anlatmaya çalışanlar; beynin algılama, düşünme, hayal kurma ve kurgulama yetilerini bizlere anlatamazlar. İşte burada da işin içine bilinmeyen denklemler adını verdikleri metafizik ve parapsikoloji çıkar, fakat metafizik ve parapsikoloji bilinmeyen denklem değil aslında bilenler ve kendilerini yetiştirenler için bilinmeyen denklemlerden çıkıp kuralları normatif olan fonksiyonel denkleme dönüşür. İşte beynin görülmeyen yapısını harekete geçiren unsur olan metafizik ve parapsikolojide bu olguya (tele-uzaktan)-(pati-duyu) denir. Kimse telepatiyi duyumsayacak ve algılayamayacak kadar inkârcı olamaz. Çünkü tüm dinlerde olduğu gibi görünmeyen tek varlık olan Allah ile biz insanlar ve hayvanlar zaten ruh ve düşünce olarak telepatideyiz. Nasıl mı? Dua etmek bir telepatidir. Namaz da başımızı secdeye koyduğumuz zaman rabbimize en yakın olduğumuz zaman ve an olarak telepatideyiz. Bizler rabbimizi yaratılıştaki fıtrat olarak göremeyiz. Ama rabbimiz bizi devamlı gözetleyen ve bilendir. o nun izni olmadıkça bir yaprak bile kımıldamaz. Telepati hayatımızın her anında ve her zamanında var olmaya devam edecektir.
Telepatik telkin olayı hipnoza benzetilebilir. Fakat hipnozdan daha zor ve karmaşık yapıdadır. Hipnozda kişi belli bir transa sokulmak için metaforlardan, objelerden veya çeşitli sesli telkin kalıplarından faydalanılırken. telepatide metafor yerine imajinasyon, sesli telkin yerine sessiz telkin, objelerin yerine semboller kullanılır. Hipnoz ile telepatinin tek ortak yönü alıcı ve vericilerin olmasıdır. Yâda bütünüyle hipnoz ile telepati birbirinden ayrılır;10 kişi bir arada bir insanı hipnoz edemez, fakat 10 kişi bir arada düşünce gücü enerjisiyle bir insana uzaktan telepatik telkinler verebilirler. Hipnoz ile telepatinin ortak paydası ise bilinçaltı ve bilinç üstü denilen ruh’tur. Bilinçaltı insan beyninde yer alan bir merkez değildir. Hiç kimse bir insanın uzaktan beynini kontrol edemez sadece ruhunu kontrol edebilir. Ruh kontrol edildikten sonra, beyin işlevi telkin sistemiyle kontrol alınabilir. Ruh kontrol edilmeden, düşünce sistemi ele geçirilemeyeceği için beyin yıkama veya beyin kontrollerinde ilk elde edilen yer ruh ve ruhun bağlı bulunduğu perispri’dir. perispri beyin ile ruh arasındaki iletişimsel omega enerji bağıdır. beyin ile ruh arasındaki omega enerji bağı spesifik bir koordinasyon sağlar. otizm, down sendromu yâda spastikte de beyin ile ruh arasındaki bağlantıyı taşıyan perispri spesifik koordinasyonunu sağlayamadığından otistik, spastik ve Downlu kişilerin ruhları ele geçirtilemez. omega enerji dalga boyu çok düşük seviyede beyin ile ruh arasındaki dengeyi sağladığından konuşma bozukluğu veya hareket bozuklukları gelişemez. Bilinçaltı kavramını ilk ortaya çıkaran Sigmund Freud dur. Freud’un kendi el yazısıyla yazdığı eserleri okunduğunda, Freud ruhu, bilinçaltı olarak açıklar. Maalesef ki Freud adına kitap çıkaran psikatrisler veya psikologlar bilinçaltı kavramını sanki beyinde bulunan bir algılama deposu yâda geçmişte yaşanmış birikimlerin izlerini taşıyan yer olarak anlatmaları kendilerine hasta sayısının daha çok artmasından ve tedavisi olmayan hastaların ortaya çıkmasından başka bir şey kazandırtmıyor. Bilinçaltı ruh’tur. Ruh hastalarının tedavi metotları ve terminolojik yaklaşımları bütünüyle değiştirilmeli yâda üniversitelerde spiritüalizm bölümü okutularak ruh hastalıklarıyla ilgilenecek spiritüalistler yetiştirilmelidir. Ruh hastalıklarının tedavileri beyin sıvılarını değiştiren ilaçlarla, uyuşturucu iğnelerle yâda antidepresan adını verdikleri haplarla olmaz. Ruh tedavisinde madde kullanılmaz. Çünkü somut hastalıkları somut ilaçlarla iyileştirebilirsiniz. Soyut yani gözle görülmeyen ruh hastalıklarını somut maddelerle, somut ilaçlarla iyileştiremezsiniz. Soyut yani gözle görülmeyen ruh’un ilacı ve tedavisi soyut olgularla ve soyut ilaçlarladır. Soyut ilaçlar ya nur’dur yâda ruh bir enerji olduğundan kendi enerji gücünün kendi kendini iyileştirme mekanizmalarını yeniden çalıştırarak onun kendini düzenlemesini ve tedavi olmasını sağlamaktır. Ruh’un gıdası sadece nur’dur. Bir ruh hastası sadece ve sadece nur ile tedavi olabilir. Nur nedir? Nur ruhun ihtiyacı olan gıdadır. Nur, ruha canlılık veren yeniden ruhu kendine getiren ve ruhun enerji gücünü artıran şifadır. Nur sevgidir, nur şefkattir, nur müziktir.
Nur aşktır, nur renktir. Nur ışıktır. Nur ibadettir. Nur inançtır. Nur duadır. Nur eşitliktir. Nur enerjidir. Nur sestir. Nur havadır, nur kokudur, nur musikidir, nur su sesidir, nur şiirdir, nur resimle kendi içini yansıtmaktır. Nur okumaktır. Nur kuran-ı kerimdir. Nur sevgiyle dokunmaktır. Nur hayvanları sevmektir. Nur çiçekleri ve bitkileri sevmektir. Nur barıştır. Nur terapik rüyadır. Nur serbestidir. Nur konuşmak ve anlatmaktır. Nur anlaşmaktır. Nur gözyaşı ile yağmur gibi boşalmak ve yeniden ruhsal yeşermedir. Nur karşılıklı iletişim ve sağlam ilişkidir. Nur namazdır. Nur sadakattir. Nur dostluktur. Nur sevgilidir. Nur ney sesidir. Nur sanattır, nur sevgiliye kavuşmaktır, nur doğa ve yeşilliktir. Nur çırçır böceğinin ruh sinirlerine yaptığı terapik etkidir. Nur ateşin yanmayan ve beyaz olan halidir. Nur ALLAHTIR. Osmanlı dönemindeki şifahanelerin hepsini incelediğinizde ruh hastalarına, kendi içindeki nuru çoğaltacak ve terapi edecek mekânlar kurduklarını göreceksiniz. Dünyada insanlar ne kadar doğadan uzaklaştıkça o kadar hastalıklarımız daha çok artıyor.
Son günlerde evreni kuantum çekim sanatı adı verdikleri sistemlerle dünya’da ve ülkemizde bazı dernek ve tarikat altında faaliyet yürüten gruplar ve cemiyetler türediğini metafizik uzmanlığı olarak gözlemliyoruz. adlarını bu makalemizde vermeyeceğimiz ama din ve ışık kardeşliği, bilgi ve ışık yüceliği, Mevlana-ışık kardeşlik, dünya kardeşler, mason kardeşlik, reiki-melek-ışık vb gibi yayınlarla daha çok inanç içinde bocalayan ve orta yaş grubunun üstündeki insanları çatıları altına toplamaya çalışan gruplar sözde metafiziksel, okultik ve ezoterik yayınlar yapmakta ve derneğe üye olan kişileri çeşitli telkinlerle evrenselliğe ve sevgiye götürme paradokslarıyla insanları Farkındalığa uzanan felsefeleriyle uyutmaktadırlar. Tüm dinler kardeştir anlayışını ekol edinen bu tip cemiyetler, gruplar veya dernekler kuantum-secret adı altında siz evrenden ne isterseniz evren size verir yalanları ve telkinleriyle bilinçsiz ve inancı eksik olan insanları evreni tanrısallaştırma paradoksuna sokmaktadırlar. Kitapları ve yayınlarında Allah kelimesini bile ağızlarına almaktan sakınan insanların evreni ve evrenin içindeki enerjiyi tanrısallaştırarak (evrene el açın, ondan isteyin, evrenin cömertliği çoktur, ne isterseniz, evren size onu verir. Eş-iş-araba-sevgi-aşk-ruh eşi vb gibi evreni tanrısallaştıran insanlara metafizik uzmanı Gökhan hani şunu diyor. Rahman ve rahim olan Allah dilemedikçe yerden bir yaprak bile kımıldamaz. Evreni ve evrenin içinde bulunanları 6 günde yaratan Allaha dua ederim ki! Allah sizin ağınıza düşmüş inanç eksikliği olan mahzun ve din konusunda bilinçsiz insanları sizden korusun.
Evreni tanrılaştırıp, farkındalık, kuantum, çekim yasası, ışık-sevgi-melek-reiki vb gibi insan ürünü yayınlar ve yayımların merkezleri Allaha değil, görünmeyen ruhlara hizmet etmektedir.
Metafizik uzmanlığı olarak biz sadece rahman ve rahim olan Allahtan her şeyi dileriz, sadece Ona dua eder sadece Ondan bekleriz. Çok eski zamanlarda elden yapım heykelleri putlaştıran zihniyetler, gelinen bu zamanda evreni putlaştırma yolunu seçmektedir. Ahir zamanın fitnesini evrensel enerji altında kuantum-farkındalık-melek-ışık vb yayınlarla evreni tanrısallaştırma yoluna giderek televizyon kanallarında ruh eşi-sevgi-ışık ve evrensellikten bahsederek kuantum düşünce yaydığını sanan ve bu konuda çocuk oyuncağı kitaplar yazanlara gelince; bu yayınlarla sadece kendinizi ve kendinize inananları kandırın. Metafizik-parapsikoloji-okultizm-ezoterizm-sembolizm-teofizik-ontoloji-spritüalizm-fenomenoloji konularında akademik ve teknik çalışmalar yapan metafizik uzmanlığını kandıramazsınız.
İstanbul un zengin semtlerinde faaliyet yürüttüğünüz ve temelli bozuk felsefe kurnazlığıyla sözde kuantum yaptığını söyleyerek, umutsuz insanları, evren tanrısıyla yâda pozitif düşünce ile bilinçaltınızı temizleme paradoksları ve yaklaşımları ile değiştiremezsiniz. Önce siz göze ve kulağa güzel gelen; melek-ışık-sevgi-kardeşlik-kuantum gibi seçtiğiniz güzel kelimeleri ve anlamlarını kendi içinizde gerçekleştirin, sonra sunumlarını yapmaya başlayın, yâda evren ve evrenin içinde unutmayın sadece kardeşlik-ışık-melek-sevgi-kuantum yok… Başka şeylerde var. Onun için sadece ve sadece Allahtan isteyin. Geçmiş zamanın Epikürcü zihniyetleri şuan evren temelli haz duygularını tanrısallaştırarak sunarken, bizlerde bu alanları eleştirmekten ve kurnazlıklarını gün yüzüne çıkarmaktan vazgeçmeyecez.
Metafizik uzmanlığı manyetik akımlar uçak düşürüyor yayınından sonra, telepatik istihbarat çalışmasını da sizlere sunuyoruz. Bir zamanlar Türkiye gündemini meşgul eden ve sonra unutulan üç mühendisin sır dolu intiharı konusu, şuan ki konumuzla bağlantılı olduğu için yayınlıyoruz. ASELSAN da görev yapan 3 genç mühendis neden öldü, konusunu irdelerken uluslar arası çalışmalar yapan telepat istihbarat birimleri tarafından öldürüldü kanısına vardığımız sonucuna vardık. Bu konuda o zamanlar program yapan televizyoncular bu konuda bilgi sahibi olmayan psikatris, doktor, psikolog, kimyager ile röportajlar yaparken bilmem kimyasal ajan ilaçları, kimisi şizofren, kimisi iğne, kimisi korku, baskı, hipnoz vb gibi klasik davranışsal psikolojik terimlerle bu konuda bilgisi olmayan insanların atıp tutmalarını dinledik. Biz ise hiç konuşmadık ve hep sustuk, sebebi medyaya olan güvensizliğimizdendir. Bu güvensizlik hale daha tarafımızdan devam etmektedir. Bir insana 41 defa siz deli’sin dediğinizde o insan deli olmasa bile, deli miyim diye diye! Kendine ve çevresine dolaylı veya doğru yoldan sorar. Bu olay insan ruhunun içinde yatan, uyandırma telkininde yatar yani bilinçaltında. Düşünün Türkiye de aslanlar gibi 3 deha mühendis çıkıyor, ASELSAN gibi savunma sanayi gibi lojistik bir kurumdan. Bilirsiniz biz Türkler inançlıyızdır. Yani bizler intihara kalkışmadan önce annemizi-babamızı, arkada bırakacağımız sevdiklerimi ve arkadaşlarımızı düşünürüz. Hatta bunlardan da daha önemlisi Müslüman olduğumuz için İslam inancının bizlere yasakladığı kavramlardan hele hele Allahın bize nasip ettiği bu canı, kendimiz almaktan Allahtan korkan bir milletiz. Bizler neden intihar ederiz o zaman! Bu makaleyi okuyan arkadaşlar ve dostlar. Ben bir genç olarak işim var, maddi anlamda beni ve ailemi tatmin ediyor, eşimde var bana sadık ve beni seven, çocuğumda var ona baba olarak benim bakabileceğim. Annem ve babam da yaşıyor, kardeşlerim ve arkadaşlarım da var beni seviyorlar ve aram iyi. Yaşamak için hayallerim ve projelerim de var; o zaman ben niye intihar edeyim. diye empati kurarsak onlarla, o zaman üç şehit mühendis arkadaşım neden intihar etsin. Bizler Türk insanları olaraktan düşmanımız bile intiharla öldüğünde üzülen ve düşünen bir toplumken, nasıl oluyor da benim ASELSAN da çalışan 3 mühendis arkadaşım intihar ediyor. Evet, sebebini açıklıyorum, telepatik telkin yoluyla önce bir insan ruhsal bunalıma sokulur, yani psikolojisi bozulur, sonra da diğer ikinci aşamada telepatik telkin yoluyla (intihar et-öl kurtul vb) telkinleriyle uzaktan intihar ettirilebilinir. F–16 üretim merkezi olan TAI de uçakların, dost-düşman tanımlama programını yapan elektronik sistem bölümü gibi tek bir Türk mühendisin bile giremediği bir bölümde üretiliyordu; bu sistem Türk F–16 larının bir uçak ile karşılaştığında, karşıdaki uçağın dost mu –düşman mı olduğunu elektronik sistem ile pilota iletiyordu. Yalnız burada bir sorun vardı! Bir Türk F–16 uçağı stratejik kadim olarak bilinen ABD-İngiliz ve komşu ülke yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında onları dost görüyordu. Bu durum da bir savaş halinde Türk dostu denilen yani kadim ABD-İngilizlerin Türk F–16 uçaklarını sinek gibi avlaması anlamını taşıyordu. ASELSAN mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede ABD tarafından Türkiye ye güdülen bu uçak tanıma sisteminin hâkimiyeti ve kontrolünü Türkiye lehine çevirmeyi başarması ile beraber 3 genç mühendis ABD nin yıllarca çalışarak kurduğu gizli terzahı 6 ay da çözmesinin ASELSAN içerisinde deşifre olmasından sonra bu genç mühendisler telepat ajanlar tarafından önce uzaktan psikolojik telkin sonra da intihar telkinleriyle maalesef intihar etmelerine neden oldular. Telkinler o kadar güçlü kimisi kendini binadan aşağıya attı, kimisi trenin önüne kimisi ise bileklerinden kendini keserek şehit oldular. Manyetik akımlar uçak düşürüyor makalemiz internet sitelerinde yayınlandıktan sonra çok yankı uyandırdı. F–16 veya üretilen tüm savaş uçaklarının veya yolcu uçaklarının, helikopterlerin tek merkezde toplanarak işletim sistemini kontrol edenler, hangi uçağı veya hangi helikopteri düşürmek isterlerse bir tık yeterli. Çünkü savaş ve uçak endüstrisini elinde bulunduran güçler bir ülkeye savaş uçağı, helikopter veya tanklar satarken acaba araçlar içerisindeki işletim sistemlerini de satıyorlar mıdır? Diye sormak gerekiyor. İşletim sistemleri yolcu uçakları ve helikopterler içinde gerekli. Ülke menfaatleri dışına taşanlar ya uçaklar, helikopterler yâda telepatik yöntemlerle öldürülmelerinin metafiziksel ve bilimsel açıklamaları vardır. İleriki dönemlerde devinimsel kozmik dalga ışınım enerjisi, kıyamet ile deprem ilişkisi, geometrik bioenerji, ruh genetiği ve 18 bin âlem konularında metafizik uzmanı Gökhan hani ‘nin akademik ve teknik çalışmaları yayınlanacaktır.
Uluslar arası istihbarat birimleri bünyelerinde yetiştirdikleri telepatisyenleri eğiterek, telepatiyi suikast silahları gibi kullanabilmektedirler. Uluslararası istihbarat birimlerinde parapsikologlar, telepatisyenleri, hipnotizörler, astrolojistler ve gerçek medyumlar görev yapmakta olup; amaçları kişileri etkilemek ve dünya ya evrensel enerji yollayarak ileti kanalları oluşturmaktır. Gelinen çağın yani 23 Aralık 2012 yılı maya takvimiyle gireceğimiz spiritüel çağ olmasıyla uluslar arası istihbarat birimleri metafiziğe ve parapsikolojiye önem verip, bünyelerinde gerçek yeteneklere sahip parapsikologlar ve telepatisyen leri bünyelerine ajan olarak almaktadırlar. Türkiyede başbakanlığa bağlı bulunan mit in bünyesinde parapsikologlar veya telepatisyenlerin olup olmadığı bizler tarafından bilinmemektedir.
Telepati nasıl kurulur çalışmasını yayınlarken, gelinen çağın en önemli gizli silahı telepati olacağını asla unutmamak gerekiyor. 23 Aralık 2012 maya takvimi esasına göre kum saati gibi kıyamet zamanının ilk başlangıç temelleri atılıyor.23 Aralık 2012 kıyametin olacağı zaman değil, kıyamet sürecine gireceğimiz son çağın zamanıdır. Bu konuda metafizik uzmanı Gökhan hani Ufolar konusunda 18 Mayıs 2009 tarihinde yayınlanan sabahların sultanı seda sayanın programında ilk defa açıklama yapmıştır.
telepati çağımızda çeşitli semboller aracılığıyla ruhlar ile trans, tılsım sanatlarıyla görünmeyen varlıklarla teofiziksel iletişim, geometrik çizimler ve okultik-ezoterik fenomenlerle trans sağlayan sistemleri de mevcuttur. Batıl ilimlerde ise bazı ritüeller yoluyla da düşünce gücü enerji gücünün altında kalan boyutlarla da yaşayan farklı âlemler de yaşayan dünya dışı fenomenler ile de iletişim kurmak mümkündür. Bu çalışmalar etik çalışma usulleri ve akademik-teknik çalışma şekilleri prensiplerine aykırılık yüzünden metafizik uzmanlığımız tarafından yasaklanmıştır. Ledünni-ismet ilimleri de gizli ilimler statüsünde olduğundan telepatik esaslar doğrultusunda havas-remil ve ebcet sayı dizimlerindeki tılsımi ilimlerde Allahın isim ve sıfatlarının zikirleri ile telepati kurma çalışmaları da metafizik uzmanlığımız tarafından teofiziksel esaslar doğrultusunda yasaktır. Hızır tezkiresi, telepatiyle zamanda yolculuk, kara delik ve ak delik takyon ları, berzah âlemi, yeryüzü ve gökyüzü enerji alan ve kanalları, görünmeyen esiri varlıklarla telepati eğitimleri metafizik uzmanlığımız tarafından yasaklanmıştır. Ayrıca havas riyazetleri sonucunda görülmeyen varlıklar statüsün de bulunan hadim ve hüddam lar boyutuna inmek yasaktır.18 bin âlemden ruhlar âlemi, meleküt âlemi, misal âlemi, mana âlemi, sayılar âlemi(nümeroloji-ebcet),şehirler âlemi, cinler âlemi, periler âlemi, karabasanlar âlemi, ahlar âlemi, beddua âlemi, lanetler âlemi, şifalar âlemi, hastalıklar âlemi, tılsımlar âlemi, berzah âlemi, aşk âlemi, berzah âlemi, hayvanlar âlemi, böcekler âlemi, büyüler âlemi, sihirler âlemi, iksirler âlemi, ülkeler âlemi, define âlemi, âlimler âlemi, arifler âlemi, şehitler âlemi, kutsal âlemi, evliyalar âlemi, erenler âlemi, değerli taşlar âlemi, değersiz taşlar âlemi, nükleer maddeler âlemi, simya âlemi, derya âlemi, şeytanlar âlemi, afetler âlemi, denizler âlemi, rüzgârlar âlemi, toprak âlemi, su âlemi, depremler âlemi, evlilik âlemi, boşanma âlemi, bebekler âlemi, çocuklar âlemi, nazar âlemi, enerji âlemi, güneş âlemi, ay âlemi, gezegenler âlemi, mizan âlemi, zaman âlemi, intihar âlemi, bitkiler âlemi, zanlar âlemi, zuhurlar âlemi, gökkuşağı âlemi, yağmurlar âlemi, bulutlar âlemi, padişahlar âlemi, krallar âlemi, kadınlar âlemi, erkekler âlemi, insan âlemi, çiçekler âlemi, meteorlar âlemi, çekim âlemleri, dualar âlemi, renkler âlemi, müzik âlemi, içkiler âlemi, masallar âlemi, rivayetler âlemi, fıkralar âlemi, hayaller âlemi, kıtalar âlemi, buzullar âlemi, iklim âlemi, nur âlemi, ilaçlar âlemi, şuruplar âlemi, bilgi âlemi, zenginlik âlemi, fakirlik âlemi, karanlıklar âlemi, aydınlıklar âlemi, doğu âlemi, batı âlemi, ilham âlemi, vahiy âlemi(kapanmıştır),peygamberler âlemi(kapanmıştır),esin âlemi, kitaplar âlemi, suhuflar âlemi, batın âlemi, zahir âlemi… Vb tam 18 bin âlem adı altındaki ilimler metafizik uzmanı Gökhan hani tarafından 18 bin âlem kitabı olarak yayınlanacaktır.
Telepati nedir ve nasıl kurulur çalışmaları metafizik uzmanı Gökhan Hani tarafından profesyonel olarak verilmektedir.
Telepati:
Telepati parapsikoloji literatüründe, düşünceler arasında doğrudan doğruya bağlantı kurulması, iki zihin veya ruh arasında imaj, fikir, sembol tarzında ortaya çıkan etki alış verişidir. Bilinen duyular, ya da herhangi bir araç kullanmaksızın, her türden düşünce ve duygunun zihinden zihin’e gönderilip, alınması tarzında yapılan bir haberleşmedir.
Tele-pati: kendisinde bir içgüdü, bir imaj, bir koku ve bazen de sesler halinde olan, bir fikri alma kabiliyeti. Telepati mental seviyedeki birçok psişik ve spirit olayların, fenomenlerin esası olmasından dolayı önemlidir. Ruhsal irtibatlar, derin telepatik bir birleşmedir. Telepati, evrensel bir bilgi iletişim aracıdır. Telepatide, alıcı ve verici olmak üzere en az iki kişi vardır. Telepati esnasında düşüncesini yayan, gönderen kimseye ajan (Agent) yani verici denir. Alıcı (Percipiant) ise telepati deneylerinde süje olarak geçer. Parapsikolojide kapsamında araştırma konusu olan telepati, insan zihninin ve psişik varlığının zamanla körelmiş bir yeteneğidir. Devamlı çalışmak suretiyle bu yetenek gelişebilir telepati yeteneği hemen hemen hepimizde bulunmasına rağmen, daha başarılı sonuçların alınmasında kişiler arasındaki heyecansal uyumun olumlu etkisi olduğu saptanmıştır. Birbirlerine âşık olan insanların, anne ve çocukların, çok samimi dostların, kardeşlerin, patron işçi ilişkisi, uzaktan kişileri etkileme veya buna benzer birbiriyle sempati bağları bulunan insanların birbirlerini, konuşmaksızın daha kolaylıkla anlaşabilmelerinin bir sebebi de budur. Telepatik alış veriş sırasında telepatik verici, bir fikri kendi zihninden alıcının zihnine yansıtırken daha çok bu fikri içeren bir enformasyonu aktarmaktadır. Bu enformasyonlar, alıcının zihnine bir psi(ruh) alanı vasıtasıyla aktarılır. psi(ruh) alanı vasıtasıyla aktarılan enformasyon özel dalgalar halinde yayılmaktadır; telepati olayını bilimin henüz bilemediği bir güç sağlamaktadır. Nitekim hayvanlarda algılama sınırları insanlardan farklı olduğundan, bir araca, bir gerece gerek duymadan, örneğin bir köpek, bizlerin kulaklarımızın duymadığı tiz bir düdük sesini duyup, ona uyabilir. Yine çoğu evcil hayvanlarımızla, bazı diğer hayvanlar, depremlerden önce, deprem tesirlerini algılayıp, bir takım huzursuzluk belirtileri gösterebilirler.
İşte bunlar gibi, beş duyumuzla algılayamadığımız ruhsal tesirlerden biri de, ’telepati’dir. Psişik yetenekler insanla ilgili olduğuna göre, hepsinin tarihini insanlığın başlangıcına kadar indirmek mümkündür. Fakat yazılı kayıtların hepsinde, değişik zamanlamalar rastlanmaktadır. Örneğin 19. yüzyıla kadar telepati için düşünce nakli (transmisyonu), zihin okuma, zihinsel haberleşme gibi adlar kullanılagelmiştir. belki de parapsikoloji terimleri içerisinde en çok tanınan, en çok bilinen fenomen telepati fenomenidir. Birçok kişi telepati hakkında şöyle veya böyle birtakım bilgilere sahiptir. farklı alanlarda bu fenomen değişik şekillerde kavramlaşmıştır. Örneğin bu yetenek için zihin okuma, zihinden zihne haberleşme, düşünce transmisyonu gibi ifadelerde kullanılmaktadır. Rusya ve eski doğu bloğu ülkeleri de bio enformasyon terimini kullanmayı tercih etmişlerdir. Telepati, düşünceler arasında doğrudan doğruya bağlantı kurulmasıdır. İki zihin veya ruh arasında imaj, fikir, sembol tarzında ortaya çıkan etki alışverişidir. Bilinen duyular, ya da herhangi bir araç kullanmaksızın, her türden düşünce ve duygunun zihinden zihne gönderilip, alınması tarzında yapılan bir haberleşmedir. Telepati: yunanca tele (uzaktan) ve pathos (duygu, düşünce) kelimelerinden telepati kelimesi türemiştir. duyu dışı algı yoluyla iletişim kurma sanatı, telepati uygulama teknikleri modül-verici-frekans-modül-alıcı formüllerin bileşkesinden oluşur. telepatik bağlantıyı kurabilmek için teknikleri bilmek şarttır. Telepatik iletişiminin en zor kısmı frekans ayarlama ve alıcı modülü kurmadır. Telepatik bağlantıyı kurma ile insanlar uzakta olan tanıdığına veya tekniklerini öğrenmeyle birlikte istenildiği insan ile duyu dışı algı yoluyla iletişim kurabilir. bu yetenek bütün insanlarda vardır. telepatinin frekans ayarlaması ve modül kurması akademik teknik eğitim gerektirir. Telepati, -popüler anlamıyla- birbirlerinden uzakta farklı yerlerde bulunan kişilerin ek hiçbir teçhizat olmaksızın (beyinlerinden başka!) aralarında gerçekleştirdikleri düşünce aktarımı olarak bilinir. (gerçekliği ve doğruluğu mevcut Ortodoks egemen bilim anlayışınca reddedilmekle beraber, böyle bir fenomenin gerçek olması ve kontrol edilebilmesi durumunda sağlayabileceği potansiyellerin büyüklüğü, geçmişte Sovyetler birliği gibi resmi ideolojisi materyalizm-ateizm doğrultusunda şekillenmiş bir ülkenin dahi bu konuya eğilmesine sebep olmuştur. ) kelime kökeni itibariyle ise, yunanca tele-patheia: uzaktan-etkileşim anlamına gelmektedir. Yani, arada bilindik anlamda herhangi bir iletim teçhizatı olmaksızın enformasyonun-bilginin kâinatın bir noktasından diğer bir noktasına anlık olarak taşınması anlamındadır. Kuantum telepati ise, kuantum fiziğinin önümüze serdiği garip olgulardan bir tanesini tanımlamakta kullanılan bir terim. Bu olgu, atom altı seviyedeki âlemin üyelerinin fiziksel ölçülebilir niceliklerinin bilgisini (enerji, momentum vb.) birbirleri arasında adeta telepati yapar şekilde davrandıklarıdır. Olgunun ilk gündeme gelişi, kuantum fiziğinin doğmasında büyük katkıları olan fakat daha sonraları bu yeni fiziğin ihtimallere ve belirsizliklere dayalı kâinat tasavvurundan hoşlanmayarak muhalif bir pozisyon alan Einstein ın, kuantum fiziğinin öngörülerini çürütmek amacıyla doktora talebeleri podolsky ve rosen ile 1935 yılında ortaya attığı epr (Einstein-podolsky-rosen) düşünce deneyi (1) ile olmuştur. (1) düşünce deneyi: insan aklından ve düş gücünden başka bir düzeneğe ihtiyaç duymayan hayali deneylere verilen genel isimdir. Fakat elbette bu tür deneylerin kurgulanmasında fizik yasaları temel alınmaktadır. (*) deneyin, david bohm un önerdiği daha basit bir versiyonunu anlaşılabilirliği artırmak amacıyla basitleştirilmiş bir dille sunuyorum. Bu yazı makalesinde; telepati durumları, telepatinin kolay algılanması için örnekleme yoluyla telepatinin bilimsel açıklamaları, mesafeleri, neden olan etkenler ile ilgili düşüncelerimin yanı sıra; dünya teknolojisinin veya dünya biliminin hangi seviyede olduğu yer almaktadır... Nasıl ki radyo, TV, uydu... Ses, görüntü, sinyal... Dalgaları belirli veya belirsiz frekanslarda yayılıyorsa; beyninde düşünülen düşüncelerde (içten veya dışarıya vurulmayan; konuşma, yazışma, beden dili... olmaksızın) beyinden dışarıya ses, görüntü, sinyal... Dalgaları gibi belirli veya belirsiz frekanslarda yayılır. Örnek: durgun suya damlayan bir su damlası nasıl ki suda dairesel bir dalga oluşturursa; beyinde düşünülen düşünceler de aynı şekilde dalgalanmalar oluşturur. Suya sürekli su damlaları damladıkça dalgalar sürekli tekrarlamalar oluşturursa; aynı şekilde de beyin sürekli düşündükçe bioelektromanyetiksel dalgalar sürekli tekrarlamalar oluşturur. Dünyada yerde bulunan radyo istasyonundan çıkan ses sinyalleri; gökyüzünde bulunan iyonosfer [atmosferin elektromanyetik dalgaları yansıtacak miktarda iyonların ve serbest elektronların bulunduğu yeryüzünden gökyüzüne kadar 70 km ile 500 km lik kısmı. 2. arz atmosferinin dış bir kuşağı. Güneşten veya yıldızlararası uzaydan gelen ışımalar, burada atmosfer gazlarının atom ve moleküllerini iyonlar veya elektrikle harekete getirir. iyonosferin yüksekliği zamana ve mevsime göre değişir fakat sınırının 25 ila 50 mil arasında olduğu kabul edilir. Işıma ve yansıtma özelliklerine göre çeşitli tabakalara ayrılır. Karakteristik bir olay, bazı radyo dalgalarını yansıtmasıdır. Bu katmanda gazlar iyon halinde bulunur. Bu yüzden radyo dalgaları çok iyi iletilir. Sıcaklık yüksektir, ancak gazlar çok seyrek olduğu için sıradan bir termometreyle ölçülen sıcaklık düşüktür.] [1] tabakasına çarpıp daha geniş bir çapta gökyüzünden yeryüzüne doğru yayılır. Örnek: ses yankılanması gibidir. Beyin, bir düşünce organı olmakla birlikte; vücudumuzun komuta organıdır. Bedensel anlamda beynimizde bulunan milyarlarca sinir hücrelerinin birleşmesiyle oluşan bir organımızdır. Beynimizdeki sinir hücreleri vücudumuzdaki tüm hücreler ile bağlantılıdır. Beynimizdeki sinir hücresinden yayılan bir sinyal hangi hücreleri harekete geçirmek istiyorsa o hücrelere sinyal gönderir; sinyalleri alan hücrelerce sinyaller algılanır. Bu gibi sinyalleri; bioelektromanyetiksel sinyaller olarak tanımlayabiliriz. Beynimizin hücrelere komut vermesiyle birlikte vücudumuzun uzuvlarını, kaslarını... Hareket ettirir. Bu durumun tam tersi de olabilir. Yani hücrelerde beynimize bioelektromanyetiksel sinyaller gönderebilirler. Fakat beynimizin komuta ihtiyacı yokken neden hücreler beynimize sinyal göndersin? Hücrelerin beyne sinyal gönderilmesindeki amaç; hücrelerin risk altında olduğunu beyne iletmesidir. Hücrelerden beyne gelen bioelektromanyetiksel sinyaller beyinde algılanır. Beynimiz hücrenin risk altında olduğunu algılar. Beyin hücreyi savunma amaçlı tekrar aynı hücrelere farklı bioelektromanyetiksel sinyaller gönderir. Hücreler beyinden gelen bu sinyalleri tekrar algılar; hücreler savunma amaçlı hareket ederler. [vücudumuzun dışarıdan gelen ışık, ses, darbe gibi bir uyarıda ani ve hızlı bir hareketle tepki göstermesine örnek: refleks gözümüze fazla ışık geldiği zaman gözlerimizi kapatmamız, aşırı ses duyduğumuz zaman kulaklarımızı kapatmamız, elimizi veya vücudumuzu çok sıcak veya çok soğuk suya deydirdiğimiz zaman sudan çıkartmamız... Bu gibi durumların hepsi hücrelerden beyne gönderilen sinyallerdir. Ve beynin bu gibi durumlara tutumu refleks olarak tanımlanır. Hücrelerden beyne gelen bioelektromanyetiksel sinyaller aynı zamanda görmemiz, duymamız, hissetmemiz... İçin beynimize yardımcı olurlar. Örnek: dilimiz ile şeker ve tuz arasındaki farkı algılamak, gözlerimiz ile renkler arasındaki farkları algılamak, kulaklarımız ile sesler arasındaki farkları algılamak, tenimiz (deri) ile dokunulanlar arasındaki farkları algılamak... bioelektromanyetiksel sinyaller hücreler ve beyin arasında olduğu gibi: hücreler ve hücreler arasında veya beyin ile başka bir beyin arasında etkileşimde bulunurlar. Örnek: birisi size dokunduğu zaman dokunulduğunuzu hissedersiniz. Tokalaşma esnasında dokunduğunuz ( temas) kişinin elinin soğuk veya sıcak olduğunu algılarsınız. Bunun nedeni hücreler arasındaki sıcaklık farkının beyine iletilmesidir. Bu gibi durumların; farklı hücrelerin etkileşimde bulunduğunu basit bir örnek ile açıkladık. Bu örnek aynı zamanda beyin ile başka bir beyin arasında etkileşim kurduğunu da ispatlar. Beyin ve beyinler arasındaki bioelektromanyetiksel sinyaller etkileşmesini telepati olarak tanımlayabiliriz. [radyo istasyonu, bir ses yayın organıdır. Geleneksel anlamda yayın havadan radyo dalgaları ile gerçekleştirilir. Günümüzde radyo istasyonları yayınlarını internet, kablo bağlantısı ve uydu gibi araçlarla da yapabilmektedirler. Klasik anlamda radyo dalgaları ile yayın yapan istasyonlar günümüzde am (amplitude modulation-genlik modülasyonu) ve FM (frequency modulation-frekans modülasyonu) olmak üzere 2 değişik yayın tekniği kullanırlar. Ancak, son yıllarda internet kullanımın hızla yayılmasıyla beraber, internet üzerinden yayın yapan radyolar da radyo dünyasına katılmıştır.] radyo istasyonu verici, radyolar alıcıdır. Telsiz telefonlar, telsizler hem alıcı hem vericidir. Radyo istasyonu, TV istasyonu, telefon istasyonu... Veya telsizi kapatmamız durumunda verici olmadığından alıcılarda hiç bir sinyal algılamaz. Bu gibi durumlar bize dört farklı özellik belirtir. Verici istasyon, alıcı istasyon, hem verici istasyon hem alıcı istasyon, kapalı istasyon. [elektromanyetik dalga alıcısı; radyo dalgaları’ndaki ses modülasyonunu önce elektronik ortama sonrada sese çeviren elektronik alet; alıcı.] telepatide de aynı özellikler bulunmaktadır. 1. verici istasyon durumu: düşünceleri yayan (düşünen), 2. alıcı istasyon durumu: düşünceleri algılayan, 3. hem verici hem alıcı istasyon durumu: düşünceleri hem ileten hem de algılayan, 4. kapalı istasyon durumu: beyinler arası bioelektromanyetiksel iletişiminin olmaması veya farklı nedenlerden dolayı alıcıların veya vericilerin meşgul olması, bozulması... örnek: radyo, TV bozuk ise veya telefonlar meşgul ise 5. imajinasyon ile frekans sağlama vericinin, alıcıyı algılayabilmesi veya imgeleyebilmesi için hayal kurma kombinasyonlarının olması örnek: hediye, renk ve obje 6. modül veya modem yani alıcı ve verici arasında bağlantıyı sağlayıcı etken. Dünyadaki çoğu insan şu an ki zaman diliminde kapalı istasyon durumundadır. Yani çoğu insan bir şeylerle meşgul...
Radyo sinyal dalgalarının yayın mesafesi:
1. kısa dalga dinleyicisi swl (short wave listener ) yayını.
2. orta dalga yayını (mw- mid wave) ve FM normal bir radyo alıcısında.
3. uzun dalga yayını (lw- long wave)
4. uluslararası yayın am (genlik modülasyonu) (amplitude modulation) ile yayın yapmaktadır.
TV sinyal dalgalarının yayın mesafesi:
1. yerel TV yayını.
2. ulusal TV yayını.
3. uluslararası TV yayını.
4. uzay uydu TV yayını telepatide bu durumlar ile aynı gibidir:
1. kısa mesafe telepati
2. normal mesafe telepati
3. uzun mesafe telepati
4. uluslararası mesafe telepati
5. gezegenler arası mesafe telepati
6. galaksiler arası mesafe telepati
7. henüz bilinmeyen, görülmeyen, gizlenen var oluşlar ile telepati. Örnek:18 bin âlemden ruhlar âlemi.
8. meleklerle olan telepati
9. namazda secde de baş konulurken ki; ilahi telepati beyinden gelen bioelektromanyetiksel sinyaller vücudumuza yayıldığı gibi vücudumuzun dışına da yayılabilir. Elektrostatik yayılmada olduğu gibi. Örnek: radyo istasyonundan çıkan elektromanyetik sinyaller ne kadar kuvvetli (güçlü) yayınlanırsa; elektromanyetiksel sinyal dalgaları bir o kadar uzak mesafelere ulaşır. Aynı şekilde beyinden çıkan bioelektromanyetiksel düşünce dalgalar ne kadar içten (kalben) düşünülürse; bioelektromanyetiksel düşünce dalgaları da bir o kadar uzak mesafelere ulaşır. Yukarıdaki tüm olguların ilimsel olarak tanımlanması yapılmıştır.
Telepati şu an ki zaman diliminde metafizik uzmanı Gökhan hani tarafından ispatlanmıştır. Teknolojinin ilerlemeyle beyin gizemlerinin bilinmesiyle birlikte telepati herkese ispatlanır. Örnek: radyo veya TV bir zamanlar hayaldi. Telepati günümüzde bazı kişilere göre hale daha hayaldir! Bu olay bilinç olayıdır.
Telepatiye neden olan etkenlerden bazıları:
1. teknolojik araç gereçlerden yayılan elektromanyetik etkenler
2. elektromanyetik ışınların etkileri
3. dünyamızın sahip olduğu manyetik alan etkileri
4. gizli güçler...
5. dünyada gezinti yapan iki âlem arasına sıkışmış ruhlar.
6. ışık galaksilerinde var olduğuna inanılan dünya dışı fenomenler
7. enerji çalışmaların lliastre olgusu.
8. kozmik ve evrensel enerji Entegrasyonu
9. bioplazmatik enerjilerin horoskoplar ile kırılmaları
10. dünyada saf ve doğal halde bulunan kristallerin enerjileri dağıtması.
11. parapsikolojik yeteneklere sahip kişilerin telepatik iletişim enformasyonu
12. ledünni ilminin telepatik bağlantıları
13. yüksek derecede karşılıklı sevgi yansıması
14. doğuştan gelen duyu görü, duyu işiti ve duyu koku yetenekleri; örnek parfüm filmi.
15. içgüdüsel anne ve çocuk sevgisi günümüzde dünya teknolojisi ve bilimin seviyesi iyi gibi görünmesine rağmen zararlı etkenleri de bulunmaktadır. bazı düşüncelere göre dünya teknolojisine ve dünya bilimine henüz ilkel gözüyle bakılmaktadır. Düşüncelerimdeki en büyük teknolojilerden biri görünmezlik ve saydamlık teknolojisidir!
Görünmezlik teknolojisi bulunduğunda; diğer ülkeler savunma amaçlı görülemeyenleri görmek teknolojisi arayışı içinde olacaktır. Görülemeyen teknoloji görüldüğü anda dünya büyük bir sürpriz ile karşılaşabilir. Görünmezlik teknolojisi: nesnelerin, canlıların veya var oluşların çıplak gözle görünmesini engelleyen bir teknolojidir. Sahip olabiliriz. Eşinizle, sevgilinizle, öğretmeninizle, annenizle, babanızla, patronunuzla, müdürünüzle, ayrıldığınız eşiniz veya görmediğiniz çocuklarınızla, kaybolmuş kişilerle veya herhangi tanıdığınız veya tanımak istediğiniz kişilerle telepati kurabilirsiniz. Ruhlarla telepatik trans sadece metafizik uzmanı ve psikanalist-yazar Gökhan hani tarafından gerçekleştirilebilinir. Ruh âlemindeki konsey tarafından telepatik iletiler kanalı Gökhan hani tarafından spiritüel-ontoloji açılımı içerisinde spiritüel-kozmoloji telepatik iletişim kanalı içerisinde gerçekleştirilir. Bu konular metafizik uzmanı ve psikanalist-yazar Gökhan hani tarafından açıklanması yasaklanmıştır. İstediğiniz ülke ve şehirde tanıdıklarınızla telepatik bağlantıda kurula bilinir. Telepati kurabildiğiniz oranda insanları daha iyi tanıma olanağına sahip ola birsiniz. Sevdiğinizden veya sevgilinizden ayrılmışsanız, aranıza soğukluk girmişse veya uzakta olan bir yakınınıza kozmo-enformatik telepati iletişime geçebilirsiniz. Telepati kurslarımız başlamıştır. Telepati kurslarına katılarak, sizde uzakta özlediklerinize ve iletmek isteyip te yüz yüze iletemediniz duygu ve düşüncelerinizi iletebilirsiniz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.