- 1137 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEYAHAT ANILARIM-HOLLANDA
SEYAHAT ANILARIM (Hollanda)
İlk seyahat anılarımın konusu Belçika gezim olmuştu. Bu defa Hollanda seyahatımı sizlerle paylaşmak istedim.Genel bilgi olarak Hollanda kelimesinin bizdeki manası aşağı yukarı (Denizden Aşağıda) anlamına gelen NEDERLAND’dır. Çünkü Hollanda’nın fiziki yapısı ovadır. Aynı zamanda deniz seviyesinden çok aşağıdadır. Bazı yerlerde kuzey denizinin önlerine çelik bariyerler ve topraktan setler yapmışlardır.
Devlet olarak arazi büyüklüğü bizim Konya vilayetimizin toplam büyüklüğü kadardır. 42.OOO m2 yüz ölçümüne sahiptir. Ama nüfus yoğunluğu bakımından Avrupa ülkelerinden daha fazladır. 16 milyon nüfuslu, Almanca İngilizce Fransızca ve asıl dil olarak Almanca ya yakın olan Felemenkce (Dutch) konuşulur.Yaz ve kış çok yağış alan bir iklime sahiptir.
Meşruti Monarşi ile yönetilen ülkenin başşehri Amsterdam olan fakat kral ve hükümet yerleşkelerinin Den Haag (Lahey ) şehrinde yer alan bir ülkedir.Meşhur uluslar arası adalet divanı da bu şehirdedir.
Seyahatım boyunca gezdiğim önemli şehirlerinden Amsterdam kanalları, müzeleri,sanatla ilgili enstitüleri,tarihi eski evleri,kanal evleri ve küp evleri ile meşhurdur.
Dünya resmine yeni bir tarz getiren VAN DOGH müzesi,PİCASSO,MENET,KARDİRSKY’-
nin eserlerinin yer aldığı Stedijk müzesi,Amsterdam HİSTORİCAL (Tarih)müzesi, meşhur madema TUSAND’s SCERAMA ünlüler bal mumu heykellerinin yer aldığı müze, Artis ZOO (Hayvanat bahçesi) gezilmeye değer yerlerdir.
Amsterdam aynı zamanda 24 saat eğlencelerin sürdüğü, içicilere uyuşturucunun serbest olduğu, uygun veya uygun olmayan her türlü rezaletin yaşandığı bir şehir. Meşhur istasyon caddesi, canlı seks gösterilerinin yapıldığı salonlarla dolu,Bizim çocukluğumuzda sinemaların başlama saatinden önce kapısında çığırtkanlar olurdu,başlıyo başlıyo diye müşteri cezp ederlerdi. Amsterdam’da aynı çığırtkanlar var. Kapıda ki resimlere şöyle bir baktım ki o biçim tabir edilen resimler. Yani aleni seks gösterisi yapılan yerler.
Yine genel evler sokağı büyük küçük herkesin gelip geçtiği bir yerde. Hizmet gören kadınlar anadan doğma cam vitrinlerde oturup müşteri bekliyorlar. Her renkten ve yaştan dikkat çekiyor. Aynı sokakta birileri ile pazarlık yapan hafif meşref kadınlar, yankesiciler,cepçiler esrar eroin içen hippi ve normal görünümlü insan manzaraları.
Bizim ülkemiz gerçekten özgürlüklerin,insaniyetin ve sağlam aile bağlarının en güzel yaşandığı bir yer.Ah birde tüm vatandaşlarımızın karnı tok sırtı pek olabilse.Hollanda da aile bağları bizim kadar olmasada var. Ebeveyne saygı verilen sözlere riayet onlarda da çok önemli.
İşkence onlarda bizden daha fazlasiyle uygulanıyor.Amsterdam da gece gezerken bir kilisenin yanında polis arabaları ve polisler bir kişiyi yere yatırıp afedersiniz öküz gibi bağırtarak dövüyorlardı. Halk ise 30 metre geriden merakla izliyordu. Tabi bizde olup bitene bir mana veremedik. Polisin uluorta birine bunu reva görmesi herhalde hoş bir durum değil.
Avrupa’nın en büyük liman kenti Roterdam. Rotte nehri kenarında kurulduğu için bu ismi almış.Modern olduğu kadar bir kültür şehri.Limanı,İstasyono,ahşap köprüleri,dar ve taş yapı evleri, ilk defa orada görüp gezdiğim küp evleri görülmeye değer . 50 ye yakın müzesi olduğu söyleniyor. Gezdiğimiz bazı müzeler, SAVAŞ müzesi, DENİZCİLİK TARİHİ müzesi, Fotoğraf enstitüsü bunlardan.Ayrıca sportif aktifiler de çok ileri düzeyde.Yüzme havuzları,futbol sahaları,tenis kortları, spor salonları ile basket sahaları ile hatırı sayılır bir üne sahip olduğu gözlerden kaçmıyor.
Gezdiğim diğer bazı şehirleri ;UTRECHT, HAARLEM; ARNHEM ve ASSEN de gezilmesi gereken yerlerden. Bu şehirlerde düzenli, bakımlı ve temiz görünümlü . Bizim şehirlerimizle kıyasladığımız da herhalde bizde belediyeler yok. Belediyeler varsada halkımızda duyarlılık yok.
Başkent Amsterdam olmasına rağmen kraliçe ve meclis ile hükümet ve bakanlık binaları Lahey’de.Den Haag da denilen bu şehir de meclis ve kabine toplantılarının hemen yanından geçiyoruz. Tarihi bir kilise görümünde. Zaten ilk görünce ben kilise zannettim. Etrafında bizim meclis gibi ne çokca polis ne de asker nöbetçiler vardı.Normal bir bina gibi.Bu şehrin aynı zamanda kuzey denizine kıyısı var.SCHEVENİGEN plajı meşhur.Ama denizi bizimki gibi değil. Daha çok yürüyüş yolları ve su sporları için tanzim edilmiş.Uluslar arası adalet divanının burada bulunması önemini artırıyor. MADURADAN açık hava müzesi (Önemli eserlerin maket müzesi) görülmeye değer nitelikte.
Trafik bütün şehirlerinde düzenli. İnsanlar bu konuda gayet uyumlu hareket ediyorlar. Bisiklet trafiği ve yolları ilk sırada.Her yerde bisiklet kullanılıyor. Peyniri çok meşhur. Her yer de araba tekerinin küçük boyutunda portakal rengine yakın kaşar peyniri revaşta.Balık yemekleri, patetes ve patetes elma ile yapılan yemekleri çok meşhur.
Tarihimizde bir devir açan ve bu devre adını veren lale leri ilede meşhur Hollanda. Çok çeşitli renklerde bahçe ve parkları lale çiçekleri ile dolu. Soğanları bizden kaçırılarak onlar geliştirmiş biz ise kökünü kurutmuşuz her işte olduğu gibi.
Hollanda yabancı işçilerin bir yerde fazla toplanarak yerleşim yeri oluşturmaması için dağınık yerlerde ikamet ettiriyor. Belçika’nın tam tersi uygulama bu konuda.Sağlık hizmetleri çok iyi.İşsizlik orada da var. Hizmet sektörü ağırlıklı olduğu için vasıfsız işçiler arasında işsizlik daha çok. Bu durumda bizim Türkleri daha çok etkiliyor.
Genç nesil tehlikelere karşı daha çok hedefte.Uyuşturucu içiciliğinin serbestisi bunu daha da artırıyor. Birde devlet tarafından gönderilen din adamlarımız bu konulara haddinden fazla önem vermeleri gerekiyor. Ne yazık ki bazı din görevlilerinin de etki altında kaldığı, Türkiye’den gidip orada vatandaşların inaçlarını sömürerek paralar toplanmakta sonunda acı olaylar ortaya çıkmaktadır.
Örneğin bildiğim bir durumu açıklıyayım.Fransa’dan Belçika ve Hollanda’ya giderek cami yaptırıyoruz ayağına paralar toplanıp güzelce yedikleri bir vakıadır.
Tüm yurt dışındaki halis hane düşünceye sahip vatandaşlarımızın oralara gelip çeşitli adlar altında yardım toplayan üç kağıtçı, sahtekar, dinle ilğisi olmayan fakat dini kullanan bezirganlara aldanmasınlar.Çocuklarını okutsunlar.Kültürümüzü unutmasınlar ve unutturmasınlar.Cehaleti yendikleri zaman bütün bunlar ortadan kalkacaktır. Alın terinizin emeğinizin çoluk çocuğunuzun rızkını böyle üç kağıtçılara yem etmeyiniz.
Bilhassa yeni yetişen çocuklarınızı Kırmızı ışıklar bölgesi(Red Light Districh) ve Tütün esrar sarılıp içilen (Coffees shop) lardan uzak tutunuz.
Kim olduğumuzu unutmayalım.Sağlık ve esenlik dolu gelecek dileklerimle.
Durmuş Karabağlı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.