- 660 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İNSANAT BAHÇESİNDEN BİRKAÇ PORTRE
KEDİLER VE EŞŞEKLER --zekeriya çavuşoğlu
İnsanat bahçesine yolum düştü, şöyle bir dolaşayım dedim.Tanrı her türden insanat yaratmış, birini diğerinden ayrı koymamış.Renk renk,sınıf sınıf, biçim biçim; ne ararsan fazlasıyla var. İşte sana konu dedim, yaz yazabildiğince…
Ömür yetmez tek tek anlatmaya. Hem yaş da kemale erdi, zaman çok değerli, öyle boşa harcamak olmaz. En iyisi gruplamak. Kendime göre gruplar oluşturup gözlemledim, çaktırmadan inceledim , not ettim silinmez kağıtlara. Azcık dikkat ederseniz çoğunu tanırsınız zaten. Ayıp olmasın diye isimlerini şifreledim sizler de açık etmeyin olur mu…
Örneğin, kimi kedi gibidir.Görsen sevimli patilerinin arasında keskin tırnakları yok sanırsınız. Keyfi yapılmışsa, karnı doymuşsa , her şey sütlimansa sorun yok demektir.Türlü oyunbazlıklarla, şaklabanlıklarla sizleri mutlu etmekte oldukça beceriklidirler. Ekmeğinizi paylaşırlar, dostlarınızı paylaşırlar, hatta yatağınızı bile paylaşırlar. Ocak dibinin en sıcak, en yumuşak, en güzel yeri onlarındır. Kıyamazsınız bir türlü. Öylesine uyumlu, öylesine sevecen ve öylesine sevgi doludurlar ki, onlarsız yapamayacağınızı düşünür, tüm dostlarınızı boşarsınız da onlardan vazgeçemezsiniz.
En sadık hizmetkarınız görünümündedirler; ama sizi istedikleri gibi yönlendirmekte ve tüm olanaklarınızı sonuna kadar kullanmakta oldukça ustadırlar. Görünenin aksine, tüm yaşantınızın gerçek patronudurlar. Sizi yumuşak yumuşak, hissettirmeden sömürür, yer yutarlar da farkında olamazsınız.
Rüzgar eser, su akar,zaman tükenir …Bir gün diğerine benzemez. Akan suda aynı suyla iki kez yıkanılmaz. Gün olur hasta düşer takatten kesilirsiniz. Eliniz ayağınız tutmaz, bir dosta, bir tas çorbaya , gönül alıcı birkaç söze muhtaç olursunuz.
Anlaşmalar bitmiş, dostluklar geçmişte kalmıştır. Bir de bakarsınız gözleriniz oyulmuş, etleriniz didik didik edilmiştir.
Sonra eşekler var. Eşekler çalışırlar. Çalışmaktan yüksünmezler. Hoş yüksünseler de kim dinler onları… Az yerler, çok üretirler. Sabırları sonsuzdur. Kahırlı yaşamları tekdüze bir dairenin etrafında döner durur.
Bin bir haksızlığa uğrarlar susarlar. Toplanırlar, coplanırlar,canları yanar, gözleri dolar, bazen ölümü bile düşünürler ; ama onlara reva görülen her türlü meşakkate de katlanmaktan kendilerini alıkoyamazlar.
Namusludurlar,dürüsttürler. İşleri ne olursa olsun eşek gibi çalışırlar. Biraz kuru saman, birkaç kırık arpa… Karınları doysun yeter.
İçin için her bir şeye üzülmekten de kendilerini alıkoyamazlar. Öylesine duygusaldırlar ki doğanın tüm gerçeklerine gözlerini kapayıp arabesk bir yaşamın kollarında mutluluklarını ararlar. “ Bir teselli ver, Ben doğarken ölmüşüm, Batsın bu dünya..” nevinden şarkılarla ancak yaralı yüreklerini avundurabilirler.
Gidişattan hiçbir zaman memnun değillerdir. Şikayetlerini tüm kapalı kapılar ardında bir güzel anlatırlar da iş demokratik hakların kullanılması konusuna dayanınca saklanacak delik ararlar.
Grev, boykot bilmezler. Sendika sözcüğünden yılandan ürker gibi ürkerler de yılanın başını ezmek gibi eylemler bir türlü akıllarına gelmez.
Aslında insanat bahçesinin en önemli üyeleridir onlar. Dünyayı sırtlarlar, üretirler, kendi yaşam çevrelerinde kimseciklere zarar vermeden yaşarlar…
Bakın çevrenize ne kadar çoklar değil mi ?...
Şimdilik kediler ve eşşeklerle yazımıza son noktayı koyalım. İleriki günlerde daha birçok mahlukat cinsinden tahlillerimiz olacak . Amaç paylaşmak ve gülümsetmek
Azcık da düşündürebilirsek ne mutlu bize…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.