Evleniyorum....
İlk oyun denemem... Mutlaka hatalarım vardır. Her türlü eleştirilerinizi bekliyorum....
Büyük oğlunun yanında yaşayan doksan yaşında bir nine… Unutkanlık sarıp sarmalamış her tarafını. Televizyonda ne görse kendi de onu yapmak istemektedir. Bir gün televizyonda izdivaç programlarından birini izlerken programa katılmayı aklına koyar. Ve koltukta kendi kendine konuşmaya başlar;
-“Şunlara bakın şunlara… Güzelim diye ortalarda dolanıyor, televizyona çıkıyorlar. Güzellikmiş, 90-60-90’mış peh… Siz beni bir görseniz; 90-90-90 ruhum desen 18’lik…”
Nine gelinlerine bağırır;
-“Gelin.”
Büyük oğlunun eşi Hatice;
-“Efendim Anne.”
Nine,
-“Gelin, kör olasıcalar buraya gelin.”
-“Tamam, anne hemen geliyoruz.”
Nine hemen söylenmeye başlar,
-“El kızı değil mi işte. Bağır bağır duymaz. Duyunca da ‘geliyorum’ der gelmez. Ah benim aptal oğullarım, ah.”
Gelinler odaya girer ama küçük gelin televizyonun önünde durmuştur.
Küçük oğlunun eşi Ayşe,
-“Geldik Anne, ne diyorsun?”
-“Gelin, Sana hesap mı vereceğim? Çekil önümden. Bak ne dedi kız orda? Duyamadım.”
-“Ama Anne, sen ‘gelin’ demedin mi?”
-“Bak ağzınla söylüyorsun, gelin dedim. İkiniz birlikte gelin demedim. Sen niye geldin? Hem çekil ordan. Allah’ım nedir bu gelinlerden çektiğim. Bak hala televizyonun önünde duruyor.”
-“ Ama Anne…”
Nine gelinin sözünü keser,
-“Ama ne? Ne aması? Kimin anası? Yoksa evlenecek kızın anası mı? Babası mı ölmüş ya da ayrılmışlar mı? Babası kaç yaşındaymış? Emekli miymiş? Evi arabası var mıymış?
-“Anne ne diyorsun sen? Ne babası? Ne yaşı?”
-“Şam babası aptal gelinim. Bak hala televizyonun önünde duruyorsun. Hem sen niye geldin buraya?”
-“Anne sen çağırdın ya.”
-“Kim çağırdı? Neden çağırıyor? Seni nerden tanıyor? Yoksa benim oğlumu aldatıyor musun?”
Nine başını elerinin arasına alarak feryat etmeye başlar.
-“Allah’ım bu günleri de mi görecektim? Bu da mı gelecekti başıma? Eyvah dostlar…”
Küçük gelin şaşkın ama bir o kadar da sinirlenmiştir.
-“Allah’ım sen bana sabır ver.”
Büyük gelin Hatice araya girer. Önce Ayşe’yi televizyonun önünden çeker sonra sakin bir şekilde kaynanasıyla konuşmaya başlar.
-“Anne ne oldu Allah aşkına söyle.”
Nine önce konuşmaz, düşünür, başını sağa sola oynatır.
Hatice,
-“Anne Allah aşkına söyle ne oldu? Öyle kafanı oynatıp durma. Yoksa ben de aklımı oynatacağım artık.”
Nine birkaç saniye daha sessiz durduktan sonra birden,
-“Ben evleneceğim…” der.
Gelinler şaşkına döner. Ayşe bayılır. Hatice bir yandan Ayşe’yi ayıltmaya bir yandan da kaynanasıyla konuşmaya çalışır.
-“ Ne, ne, ne? Yok ben yanlış duydum. Allah’ım ben yanlış duydum galiba! Evet evet, ben yanlış duydum.”
Nine sinirlenir ve bağırır,
-“Yanlış duymadın çarpık bacaklı gelin. Evleniyorum.”
-“Evleniyorum derken?”
-“Anladığın gibi işte. Ev le ni yo rum. Evleniyorum işte o kadar.”
Hatice alttan almaya çalışarak,
-“Anladım kendine ev alıyorsun.”
-“Hayır, nerde bende o para?”
-“Kiralık ev mi tutuyorsun?”
-“Hayır.”
-“Yarışmadan ev mi kazandın?”
-“Hayır. A benim aptal gelinim hayır. Ah benim aptal oğullarım. Gidip kendileri gibi birer kız bulmuşlar… Ah ah. Dinlemediler beni zamanında.”
Ayşe kendine gelir ve Hemen kocasına telefon açar. Sonra kenardan şaşkınlıkla kaynanasını izlemeye başlar.
Nine,
-“Kainat aptallık yarışmasını 1. ve 2. bitiren gelinlerim, ev le ni yo rum.”
Hatice,
-“Peki ama kiminle?”
-“Bilmem. Henüz tanışmadığım biriyle.”
-“Anne tanışmadığın biriyle nasıl evleneceksin?”
Nine alaycı bir şekilde şarkı söyler ve devam eder.
-“Benim bir sevgilim var. Henüz tanışmadığım… Aptal gelinlerim susun biraz da şu kızın derdi neymiş, onu anlayalım.”
İki gelin aynı anda,
-“Anne ne kızı ya, kimin kızı?”
Nine,
-“Kocası öldüğü için komşusunun dayısının kızının kayın biraderinin kayının amcasıyla evlenen kadının kızı.”
Gelinler sinirli bir halde aynı soruyu sorarlar
-“Ee Anne. Ne olmuş o kıza?”
-“ Bu kızın komşusunun dayısının kızının kayın biraderinin kayının amcası, kız 18 yaşına geldi diye evden atmış. O da münasip biriyle evlenmek istiyor.”
-“Ee Anne?”
-“ E’si şu, ben de evlenmek istiyorum.”
-“Anne ne alakası var o kızın senle?”
-“O da evlenmek istiyor, ben de.”
Hatice,
-“Allah’ım sen aklıma sahip çık. Anne, o kız evlenip rahat etmek istiyor. Açıkta kalmak istemiyor.“
-“Ben de istemiyorum.”
Hatice artık kendini kaybetmek üzeredir.
-“Anne ne rahat etmemesi, ne açıkta kalması? Sen ne istediğinin, ne dediğinin farkında mısın?”
-“Evet, farkındayım. Evleneceğim o kadar. Hem de televizyona çıkıp evleneceğim.”
Hatice,
-“Çıkarı yok, ben de çatıya çıkıp atlayacağım.” Der.
Ayşe, Hatice’nin kolundan tutar ve engel olur.
Nine,
-“Hem ne var? Ben de 18’lik kız gibiyim.”
Ve söze Ayşe girer,
-“Ama Anne, o kızın 18’i geçmiş torunları yok.”
-“Olsun. Ben de torunu olanla evlenirim.”
Kapı çalar. Ninenin oğulları gelmiştir. Ayşe, Ninenin yanında durur, Hatice kapıyı açar. Kapı önünde konuşmaya başlarlar.
Büyük oğlu zeki insandır ve aslında aileyi bir arada tutan kişidir. Küçük oğlansa biraz aptaldır.
Büyük oğul Hasan,
-“Hayırdır, ne oldu yine?”
Hatice,
-“Canım, yine annen. Bu kez de evlenmek istiyor.”
Küçük oğul Ali,
-“Annem daha önce evlenmedi mi?”
Hasan,
-“Hayır, kardeşim.Daha önce evlenmedi, bu ilk.”
-“O halde kadın haklı. Bırakın evlensin.”
Hasan sinirli halde,
-“Oldu olacak bir de istemeye gelsinler! Allah’ım neden ben, neden ben?”
Ali,
-“Nedeni var mı ağabey, sen annemin en büyük oğlusun tabi ilk seni arayacaklar, sana soracaklar.”
-“Kardeşim sen ne diyorsun Allah aşkına?”
-“Diyorum ki, eğer annemi istemeye geleceklerse önce sana soracaklar.”
Hasan kendine hakim olmaya çalışır,
-“Sakinim, sakinim, sakinim.”
Sonra devam eder,
-“Tamam kardeşim sen haklısın. O zaman sen git, biraz baklava al gel. İstemeye gelenlere ikram ederiz.”
Ali,
-“Tamam ağabey. Hemen gidiyorum” deyip kapıdan çıkar ama hemen geri döner.
-“Fıstıklı mı olsun cevizli mi?” diye sorar.
Hasan,
-“Cevizli… Güzel kardeşim cevizli olsun tamam mı?”
İçeri geçerken Hasan Hatice’ye dönüp
-“Al birini vur ötekine.”
Hasan annesine yaklaşırken konuşmaya başlar.
-“Aman da aman. Benim güzel anneciğim nasılmış bu gün?”
Nine,
-“Sağol yavrum, iyiyim. Kendimi 18 yaşında hissediyorum ve evleneceğim.”
-“Ama anne ben seni neden 90 yaşında gibi görüyorum?”
Nine gözlüğünü çıkartır ve oğluna uzatır.
-“Al bir de böyle bak.” der.
Bu arada Hasan gözlüğü takarken bir yandan da kanalı değiştirir.
Hasan gözlüğü taktıktan sonra,
-“Haklısın annecim, bu gözlükten bakınca 90 günlük gibi görünüyorsun.”
Nine gözlüğü tekrar alıp televizyona baktığında televizyonda boşanmak istemiyorum vardır. Hasan da gelinlere “Tamam” der gibi işaret eder.
-“Oğlum, Bak boşanmak istemiyorum var. Anlamıyorum bu insanları. Madem boşanmak istemiyorsun, niye dava açıyorsun? Dava açıyorsun, peki neden boşanmak istemiyorsun?”
Hasan,
-“Aman anne. Hepsi reklam uğruna yapılan şeyler.” der.
O sırada kapı çalar.
Ayşe kapıyı açar. Gelen Ali’dir.
Nine gözünü televizyondan ayırmadan sorar,
-“Kim geldi oğlum?”
Hasan,
-“Kim olacak, benim zeki kardeşim geldi.
Ayşe kapıyı açar,
-“Hoş geldin canım.”
Ali,
-“Hoş bulduk canım, geldiler mi? Yoksa geç mi kaldım?”
Hasan,
-“İşte evin gururu, yüz akı, zaka küpü kardeşim de geldi.”
-“Gel oğlum boşanmak istemiyorum var. bak sen seversin böyle programları.”
Ali,
-“Gerçekten mi? Geldim anneciğim, geldim.”
Ali içeri alelacele girdiği için elindeki paketi Ayşe’ye vermeyi unutur. Annesinin yanına gelince elindeki paketi masanın üstüne koyup annesinin yanına oturur. Televizyona baktıklarında Hasan kanalı değiştirmiştir.
Nine,
-“Tüh yetişemedin oğlum, bitmiş. Neyse bari şu yemek programını izleyelim de benim beceriksiz gelinlerim de yemek yapmayı öğrensinler.”
Nine masanın üzerindeki paketi görünce sorar,
-“Oğlum o paket ne?”
Hasan, “eyvah” der elini alnına götürür.
Ali,
-“Bu mu anne? Bu baklava. En iyisinden hemde.”
-“Neden aldın peki?”
Hasan, Ali’nin ağzını kapatmak için hamle yapsa da işe yaramaz.
-“Anne seni istemeye gelecekler ya, onlara ikram için aldım. Ağabeyim söyledi ben de aldım.”
Nine,
-“A benim aptal oğlum. Ben kim evlenmek kim? Bu yaştan sonra beni kim alır? Hem ben evlendim ya a benim salak oğlum.”
-“Ne, ne, ne? Ne zaman evlendin sen? Kırıldım şimdi. Bizim neden haberimiz yok? İnsan evlatlarına söylemez mi?”
-“Haberiniz olmadı benim zeka küpü oğlum. Ben babanızla evlendim.”
Ali,
-“Tamam, anladım.”
Hasan, Hatice ve Ayşe Alinin üzerine atlarlar. Bu arada nine, baklava yiyerek televizyon izlemektedir. Kanal değiştirirken bir kanalda yine bir izdivaç programını görür. Diğerleri Ali’yi tartaklarken Nine bağırır,
-“Geliin. Kör olasıca gelin. Gelin de şu kanalı arayın ben evleniyorum…”
Ve herkes olduğu yerde şaşkınca dururken perde kapanır….
BLL (25.04.2009)