- 1521 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
TAHTA MANDAL
Tütün alımında Tekel Müdürlüğüne altı tane kâtip alınacaktı.İzmir’de fabrikalarda
çalıştığım için geç duydum ve ben de bir dilekçe yazarak müdür beye sundum.
Altı kişi alacağız,sen sekseninci dilekçeyi veriyorsun dedi.Anladım ki bu pastadan
bana dilim çıkmayacak.Yeni Asır Gazetesinden ilanlara bakarak,İzmir’de bir işyerinde
işe başladım.
Hafta sonu Akhisar’a geldim. Babam ,muhtarın beni aradığını,derhal muh-
tara uğramamı söyledi.İçimden,askerlik yoklaması içindir diyerek muhtara gittim.
Mehmet amca beni aramışsın hayırdır?
Tekel Müdürü telefon etti,hemen gelsin dedi.Ertesi gün müdürün kapısını çalıp
içeri girdim:
İnönü Mahallesi muhtarı gönderdi,beni çağırmışsınız dedim.
Masanın üzerindeki sümenin içersinden bir kâğıt çıkararak;
Bu dilekçeyi sen mi yazdın?
Evet efendim ben yazdım .
İnsan bu kadar güzel yazı ile dilekçe yazar da hiç uğramaz mı ?
Dilekçenin arkasını Hükümet Tabibine imzalat ve yarın işe başla .
Doktor,dilekçeme uzun uzun baktı ve böyle güzel yazım olsa başka bir şey
istemezdim deyip imzayı attı.
Sanat Enstitüsünde, Teknik Resim ve Meslek Resim derslerinde çizdiğimiz
resimlerde yetmişbeş derece sağa eğik , norm yazı ve norm rakam yazıyorduk.
Karşılığını gördüm.
İlk maaşımı alıp eve giderken , analığıma,babama ve kardeşlerime sürpriz
yapayım dedim.Bir kutu pasta ile,akşam yemeğine sazan balığı alıp gittim.
Balıklar pişti.Afiyetle yerken,bir kılçık boğazıma saplandı kaldı.
Parmağımı uzatıp dokuna biliyorum.Yerinden memnun ki,bir türlü çıkmıyordu.
Babamla Devlet hastanesine gittik.Muayene için sıra bekleyenler,geçmiş
olsun dedikten sonra soruyorlar;
Hayrola neyin var?
Boğazımda balık kılçığı var deyince gülüyorlar.
Sıra bize geldi içeri girdik.Gecenin bu saatinde koca hastaneye bir doktor
bakıyor.Neyin var demeden,boğazımda balık kılçığı olduğunu söyledim.Hiç ağzımı
açtırıp bakmadı bile.
Yarın,kulak burun boğaz bölümüne gelin dedi.
Eve geldik.Boğazıma saplanmış bir kılçık ile uyuyamayacağım bes belliydi.
Doktorun masasında bir sürü aletler,cımbızlar,karga burnu penseler vardı.
Onlar olsa hemen çıkarırdım.
Görevimi layıkı ile yapan birisiyim.İlk maaş neden boğazımda kalsındı?
Masamın üzerinde tahta mandal gözüme ilişti.Mandalı,bıçakla yonttum.
Ucu , karga burnu pense gibi oldu.Mandalı sıkarak boğazımdaki kılçığın
olduğu yönde bırakıyorum.Mandal boş.Üçüncü denememde kılçık geldi.
Yaşasın...Bunu da başardım.Artık rahat rahat uyuyabileceğim.
Artık tahta mandal yapılmıyor ama,her çamaşır mandalı gördüğümde
aklıma balık kılçığı gelir.
YORUMLAR
Mehmet Aktaş
Beğeninize çok teşekkür ederim değerli arkadaşım.
Saygılarımla kalınız...
etkileyici bir anı yazısı olmuş.çok beğendim.güzel yazıyı kıskanırım:)
Mehmet Aktaş
Yorum yazan elleriniz dert görmesin.
Sağlıcakla kalınız...
buda sana yakışır hocam.....çok hoş bir yazı.....çok hoş bir anlatım.....saygılar
Mehmet Aktaş
siz değerli arkadaşlarımın yazılarını okudukca, yazılarımı beğenen dostlarım arttı.
Hepinize çok teşekkür ederim.
Saygılar...
Hocam tek kelime ile harikasınız.Malum sizinle meslektaşız ve düşünen insan ne çareler üretmiyor ki! O balık mutlaka sazandır diye düşünüyorum. Doktorun davranışına bakınca sağlık alanında ne kadar yol aldığımızı görüyorum.Şimdi hemen uzmanını acile çağırıyorlar.Bir şey daha söylemek istiyorum;edindiğimiz bilgi donanımı ve düşünme alışkanlıklarının bize ne kadar çok geniş bir alanda çalışma fırsatları sunduğu aşikar ve ben de bu yüzden mesleğimi çok seviyorum.Tahta mandalla çıkardığınız o kılçık örneğini ilk fırsatta öğrencilerimle paylaşacağım...Sizi bütün kalbimle kutluyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum...
Mehmet Aktaş
Öğretmenlik yıllarımda da,atelyelerde olması mümkün görünmeyen işlere
beni çağırır,fikirlerime baş vururlardı.
Evel Allah,her işe bir pratik çözüm bulurdum.
Beğendiğinize çok teşekkür ederim.
Saygılar...
Yukarıda kayıtlı yazına, tam bir sayfalık yorum yazdığımı düşün... yaz de yazayım...
Seni bu yazınla birlikte kardeşçe ve hemşerice daha çok seviyorum... unutma.
Sendeki vicdan sorgulamasını, Allah, hepimize nasîbetsin... Âmîn.
kadiryeter Kadir Yeter. 05.8.2011- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=82009
Mehmet Aktaş
Mehmet Aktaş
Yazımı beğendiğiniz için çok teşekkür ederim.
Sen bir tanesin.
Saygılar...
mehmet kardeşim öykün okadar höşüma gittiki allah kimseyi doktura salmasın doktorsuzda etmesin
zeki adamın işi her zaman rast gelir güzel şiir yazan güzelde yazı yazar
daim ol çok güzel bir anıymiş dıram var casaret var sevinç var varda var var ol
Mehmet Aktaş
Elleriniz dert görmesin.
Sağlıcakla kalınız...