KÖYÜMÜ ÖZLÜYORUM
KÖYÜMÜ ÖZLÜYORUM
Kapattım gözlerimi bir an:
Köyümüzde ki en büyük ağacın altında, küçükken toprakları ıslatıp yaptığım çamurdan
evler, taşlarla yaptığımız arabalar, bir anda ağacın üzerine şempanze gibi
tırmanıp, yabancı kimseler var mı diye fıstık bahçelerini gözlemek, dört taraftan bakmak;
ohh diyorum. Ne kadar güzel bir duygu.
Sonra inip uçsuz bucaksız bağın içerisinde en sevdiğim üzümlerden, kara kureyş, öküz gözü, kırmızı üzüm,
peygamber üzümü, dökülgen, Antep üzümü daha isimlerini hatırlayamadığım yirmi dokuz çeşit üzümlerimiz.
Soğuk suyun içinde yıkayıp, üzüm tanelerini ağzıma atarken ondan aldığım tat ve zevki hiç bir yiyecekte almazdım.
Deşti dediğimiz incir ağaçlarımızın yapraklarının arasında
sakladığı iri ve balı akan lezzetli incirlerimiz.
Fıstık ağacına yönelip elimi uzattığım salkımda, hangisinin daha şirin ve lezzetli olduğunu bilerek koparıp
dış kabuğunu soyup, kendinden çıtlamış fıstığı iki parmağımla ayırıp dışı kırmızı içi yeşil mis gibi fıstık sakızı
kokarak ağzıma aldığım fıstık gibi fıstıklar...
Akşama doğru artık eve dönmek için su kaplarımızı, yemek kaplarımızı eşyalarımızın tamamını eşeklerimizin
üzerindeki iki taraflı, cepli olan hurçlarımıza yerleştirirdik. Küçük çocukları önlerine ve arkalarına oturtup,
eşekleri dürterek hareket ettiren anneannemle ve annem sohbet ede ede köye yaklaşırdık. Köy dönüşü o kadar eğlenceli olurdu ki.
Yolda arkadaşlarımızla, komşularımızla karşılaşırdık. Bağın bahçelerin veriminden hasılat sonu yapılacak harcamalardan bahsederlerdi.
Upuzun yolu nasıl bitirip evlerimizin önüne geldiğimizi bilmezdik. İçeriye girip elimizi yüzümüzü yıkayıp yemeğimizi yerdik.
Yukarıya dama tahta merdivenden çıkıp buz gibi yataklarımıza girerdik. Yıldızlara elimizi uzatsak yakalayabilleceğimizi düşünürdük
. Çünkü gökyüzü o kadar yakın olurdu ki köylerde. En büyük ve parlak yıldızı seçip dilek tutardık.
Bir anda kendime geldim. Çocukluğumla şimdiki dönem arasında geçen yıllarda nereden nereye gelmişiz.
Elektriksiz ve susuz köylerden şimdi şehir hayatı yaşayan köy ve köylüler.
Hatır gönül, saygı, sevgi kalmayan köy insanları gözlerimin önüne geldi.
Şimdiki çocukların özleyeceği bir köy ve özlem dolu geçmişi olmayacaktı.
Çok üzüldüm.
Dolu dolu yaşanılan geçmiş her zaman güzeldir.
LEYLA GEVREK
YORUMLAR
Çok güzeldi, alıp götürdünüz beni. Geri dönmek istediğim en çok. Bıraktığım gibi bulamayacağımdan kokrmadan özlediğim yerde olmayı. O gözleri, masumiyeti toplamayı...Tebrikler, güne renk verdiniz.