KESAFET

• 5 Ağustos 2011 Cuma 02:26:58

Kesafet

Kisa ve derin bir uykunun ardindan gozlerimi sokagimizda sabahin ilk isiklari ile baslayan trafigin,insani isittikleri icin kulaklarina dusman eden sesiyle uyandim. 

Balkona ciktigimda gormeye alistigim ses ve goruntu kirliliginden murekkep manzarayi bir kez daha tum yuz kaslarimi buzusturerek izlerken, sahsimda tum insanliga resmen acidim.

Ne kadar cok bina var ne kadar cok balkon ve pencere var karsimda boyle...ne kadar cok yol, kaldirim, kaldirimlari isgal eden, hayatimi isgal eden zer-zevat var, ilk baktigim ve her baktigim yerde boyle!

Sehir bir ses ve renk, bir kuru kalabalik ve gurultu, bir kaba ve kati esya bombardimani altinda sanki...nazenin insan ruhu icin bu kesafetli durumun yine insan tarafindan olusturulmus olmasi ne icinden cikilmaz bir ironi?

Bu ne kesafettir ey ruhumun sahibi nedir kurtulamadigimiz bu coklu ortam karmasasi? Halbuki bir yagmurun topraga dusme sesi, bir dalganin sahile vurmasi, ve yaprak hisirtilari bir gecenin sessizliginde, bize anavatanimiz olan cenneti hatirlatiyordu.

Arabanin beygir gucu ya da dimtislar esliginde gaz verildigi zaman cikan sesle ovunen varliklar toplulugunun olusturduklari kalabaliklara sahibiz. Halbuki bulutlar aleminde ruhumuza alemi temasa ettirecek bir letafetteydik.

Ilahi nedir bu kesret? Nedir bu denli fazlalik hayatimiza aldigimiz? Ne kadar cok konu edinmisiz boyle ustumuze vazife olmayan ve aslinda hic olmayan ve icinde Senin olmadigin...Halbuki Sen bizi birtek şey icin yaratmistin...

Evler demir ve betondan...arabalarimiz birer metal yigini...yollar asfalt simsiyah ve bazen de gri...insan artik salt maddeden murekkep...Halbuki Ruhundan kendisine ufledigin, mayasi nihayetsiz manalar ile orulu, goz kamastirici, hayret-engiz ve nurani biryapi tasina sahiptik.

Maddenin gaz hali bile suyun buhar formu bile ruhumuz inceligi yaninda cok kati dururken...neden hersey bu kadar kati? 

Acaba ruyalar alemine bizi geciren hangi arac ve yakiti ne sahi kac beygir gucunde?

Acep bin yillardir huzur vermeye devam eden yagmurun, denizdeki dalganin, gecenin sesine hangi enstruman eslik ediyor ruhumuza ait?

Ey bu kesmekes ve kesret aleminin de sahibi olan Vahdet! Ey bu kalabalik ve kesafetin de sahibi olan Zerafet!

Unuttuk! Nasil bir seydi; gecenin sessizliginde, aklin kalbin ve ruhun mutlak durulugunda, yildizlara bakip seni dusunmek.