- 587 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇIRA GİBİ TUTUŞAN YÜREK
İnsan, sosyal bir varlık olarak yaratıldığı için hayatını devam ettirirken başkalarıyla çok şey paylaşır.Bu paylaşılan şey sevinçler, üzüntüler, mutluluklar ve bizim dile getirmediğimiz bir çok duygudur. Bu paylaşımı da herkes farklı atmosferde baylaşır ve yaşar.Bu da yaşamın bir cilvesi olsa gerek kimi ağlarken kimi güler kimi üzüntülerini bir başkasıyla paylaşır kimi ağzı kulaklarında bir başkasına sevincini paylaşır.Bir gün içerisinde gece ve gündüz olduğu gibi bizlerde hayat merdiveninde tırmanırken bazen güleriz bazen ağlarız; fakat bizim ağlama zamanımız bir başkasının mutluluk, sevinç zamanı olabilir.Bu konuda sizinle paylaşmak istediğim bir hikaye var.
Aynı mahallede aynı sokakta top koşturan bir kardeşten daha illeri bir karındaştan daha vefalı olan Cemal ile Kemal hiç birbirinde ayrılmazlar nereye gitseler hep birlikte gidiyorlardı.Okulda aynı sırada oturuyorlardı.Akşam ders çalışırken bir akşam Cemallerde diğer akşam Kemallerde ders çalışıyorlardı.Okuldaki ilk aşklarını bir birlerine anlatıp illerde yaşayacakları hayatın hayalini kuruyorlardı.Çevredeki kişiler onların bu dostluğuna imreniyorlardı.Lisede kendi sınıflarında çok güzel, kimseye yüz vermeyen ikiz kardeş vardı.Bu kızlar güzelliklerine kanıp şımarmıyorlardı.Güzellikleriyle insanların dikkatini çektikleri gibi terbiyeleriyle, çalışkanlığıyla okulda herkesin taktirini kazanmışlardı.Cemal, Kemale hayatının aşkını bulduğunu söylediğinde Kemal arkadaşı adına sevindi ve heyecanlı bir şekilde bu şanslı kim diye sordu.Cemal bizim sınıftaki ikizlerden biri dedi.Kemalin yüreğine bir ateş düştü acaba ikizlerden hangisini sevmişti; çünkü kendisinde ikizlerden birine sevdalanmıştı. Fakat bu konuyu can dostuna daha açmamıştı.Cemal arkadaşını bir kardeşten öte sevdiği için aşkını kalbine gömdü bu sırını belki aynı kızı sevmişiz diye açmadı.Cemale “hangi ikizi sevdiğini bana göstersene” dedi. Ders zili çaldığında sınıfa gelen ikizler ağır başlı bir şekilde sıralarına oturdular.Cemal, sevdiği kızı gösterdiğinde Kemal rahat bir nefes aldı.Çünkü sevdiği kızı göstermemişti.Artık Kemale açılmanın bir mahsuru yoktu.Biraz da Kemal takılarak bacanak nasılsın dedi.Şaşırma sırası Kemale gelmişti sende diğerimi seviyorsun dediğinde heyecan ve coşkunun zirvesinde bulunan Cemal evet dedi.Kızlara açılmaya karar verdiler.İki can dost ikizleri yalnız yakaladıklarında biz sizlere aşık olduk okullarınızı ihmal etmeden illerde kuracağınız yuvada da bize de yer verir misiniz? İkizler şaşırdılar; çünkü onlarda bu ikiliyi beğeniyorlardı.Artık okulda dördü birlikte dolaşıyordu.Gelecekte birlikte bir hayat düşündükleri için bir birlerine engel olmuyorlardı.Dördü de hocalarının verdiği ödevleri günü gününe yapıp takıldıkları noktalarda bir birlerine yardımcı oluyorlardı. ( Onlar, bazı manyakların yaptığı gibi okulda aşık olduğu kız için bütün hayatını askıya alıp ben bir mecnunum ben başka hiçbir şey yapmam benim hayattan bir beklentim yok ben sadece severim demiyorlardı.) Geçen zaman birlikte ikizlerden biri mimarlığı diğeri güzel sanatlar fakültesini kazandı.İki kafadarda tıp fakültesini kazanmıştı.Bu dörtlü aynı şehirde oldukları için sık sık görüşüyorlardı.Cemalle Kemalin keyfine diyecek yoktu.Hem istedikleri okulda okuyorlardı hem de aşık oldukları, uğruna hayatlarını feda edebilecek kişilerle birliktelikleri devam ediyordu.Onlar mutlu olmasında kim olsun? Bir ırmakta akan su gibi akan zamanla birlikte Cemalle Kemal, anlı şanlı bir şekilde birlikte düğünlerini yaptılar.İki bacakta özel hastanede çalışıyordu. Fakat çalıştıkları iş yeri farklı semtte olduğu için farklı semtlere yerleşmişlerdi.İkisi de mutlu bir evlilik sürdürüyordu.Cemalin bir oğlu olmuştu.Kemalde bir kız çocuğu bekliyordu.Gene eskisi gibi görüşmeye devam ediyorlardı.Bir gün Kemal Cemale telefon açıp çabuk yetiş eşim ölüyor.Cemal hemen hastanenin adresini alıp bir taksiye atladığı gibi hastaneye gitti.Cemal hastaneye vardığında hüngür hüngür ağlayan Kemali teselli eden kişilerin başına toplandığını gördü.Cemalin içi acıdı acaba baldızı hayatını kaybetmiş miydi.Koşar adımlarla gidip Kemalin boynuna sarıldı ne oldu kardeşim benim ne oldu sırdaşım ne oldu talihsiz dostum deyip göz yaşlarına boğuldu.Kemal göz yaşları can dostunun omuzu ıslattığı halde kekeleyerek onu kaybettim can dostum.Bir tanemi, güzelimi hayata bağlanma sebebimi kaybettim.Bundan sonra yaşayamam bundan sonra hayat bana zehir olur.Cemal evi arayıp eşinin hastane gelmesini istedi.Hastaneye geldiğinde kardeşinin öldüğünü öğrenince kendini yerden yere vurdu. Fakat yapacak bir şey yoktu.Kemal hem doğacak çocuğunu kaybetmişti hem de biricik eşini ne kadar kendi toplayama çalışsa da kendine gelemiyordu.Cemalle eşi üzülüyorlardı fakat bir taraftan da hayat devam ediyordu.Acılarını bastırıp mutlu olmaya çalışıyordu. Kemalin evi artık bir yangın yeriydi mutfakta bir kahkaha yükselmiyordu.Evin bahçesindeki güller kurumaya çiçekler solmaya başlamıştı.Oların bakımını yapan kişi kendini kara toprağa teslim etmişti.Yalnızlığını içkiyle unutmaya çalışan Kemal, işten çıkar çıkmaz meyhanenin yolunu tutuyordu.Doğru dürüst işe dahi gitmiyordu.Cemalde ara sıra arasa da artık eskisi gibi görüşemiyorlardı.İşi aksattığı için işten atılan Kemal, içki parasını bulmak için ondan bundan borç istiyordu.O borç isteyecek diye insanlar yollarını değiştiriyordu. Onun yüreği yangın yeriydi.Artık yaşamasının pek anlamı da yoktu .Meyhaneden çıktığı gibi yalpalaya yalpaya eve gitti.Evde bulunan ilaçlardan bir kısmını avuçlarını doldurduktan sonra ağzına attı.Böylece bir yaşam daha sona erdi.Kemalin öldüğünü öğren Cemal, çok üzülse de yapacak bir şey yoktu.İnsan hayatında sevinçleri, mutlulukların olduğu gibi acıları da olacak önemli olan bu acıları kabullenip ondan sonraki hayata devam etmesidir.Katlanabileceğiz acılarda olsa hayatınızda acı yaşamamanız dileğiyle….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.