YORUMLAR
Hocam, mevzu çok affedersiniz köpek olunca otuz yaşına kadar köpek fobisi yüzünden hayatı zindana dönmüş birisi olarak bu konudaki tecrübelerimi paylaşayım müsaadenizle.
Hayal meyal hatırlıyorum ben daha çok küçükken(3–5 yaş gibi) bir köpeğimiz varmış, çomar cinsi, irice bir şey, öyle ki at diye sırtına binermişim. İsmi de Pli-pli. (isminin geh bili bili, geh bili bili ile alakası yoktur, tamamı ile özgün bir isimdir). Valide hanımın anlattığına göre bu köpekle ben o kadar sevişirmişiz ki ben deyim Tarkan’la “atıl kurt”, sen de Rin tin tin’le Red Kit, o derece yani.
Mukadderat işte; köpeğe emri hak vaki olunca köpek sevgimiz on iki yaşına kadar sekteye uğruyor. Tam da o aralar da bir sokak köpeği artık nerden torpil ayarladıysa, mahallemize kadrolu olarak tayin oluyor. Öyle bir köpek ki zayıf, cılız, minyon tipli, sünepe bir köpek işte. Düşün, mahalle kedileri akşama kadar enseye tokat g..te parmak gidiyorlar bu köpekle. Bırak Tarçın’ı bu bildiğin sütlaç kıvamında.
Heyhat; ne hikmetse bu uyuz köpek beni gördüğü zaman, bırak görmeyi mahalleye adımımı attığımda (kokumu alıyor zaar) yedi başlı ejderha kesiliyor köfte hor. Uyuduğu zamanı kolluyorum sokağa çıkmak için, arkadaşlarla oyun oynamak için. İşin garip tarafı bir tek bana hasta eşşolu. Mahallenim kedileri kıçlarıyla gülmekteler halime.
O zamanlarda bilmem hatırlar mısınız; kasası galvanizli sacdan yapılmış, ekmek dağıtılan at arabaları vardı. Yine böyle bir gün hareket halindeki ata musallat olmuş bizim uyuz. At tekmeyi yapıştırınca ata arabasının altında kaldı da kurtuldum. Köpekten kurtuldum lakin korkusu kaldı. Senin anlayacağın şirin mi şirin bir köpek fobim olmuştu.
Yirmili yaşların sonlarına doğru çalıştığım yerde bir arkadaş fark etmiş bendeki bu köpek korkusunu. Sağ olsun onun sayesinde bu köpek fobimden kurtuldum. Beş altı tane madde saymıştı bu fobiden kurtulmak ile alakalı. Ben sana ilk maddeyi söyleyeyim ötekiler o kadar mühim değil.
“Köpeğe ondan korktuğunu sakın ha sakın belli etmeyeceksin” işte bu kadar. Haliyle korkumu yenince köpekleri daha yakından tanıma fırsatım oldu. Çok çok istisnaları(pitbul mitbul gibileri) saymazsak "dostluktan anlıyorlar" be hocam, vallahi bak.
Tebrikler, selamlar, saygılar
Kemnur
Öykü budur..
İlave olarak şunu demek isterim ki; hayvanların hangi türü olursa olsun onları insan seviyesinde görüp dost edinenleri can-u gönülden kınıyorum...Hayvanlaşan insanları unutmamak şartıyla istediği gibi herkes hayvan bakabilir, amma velakin insan derecesinde hayvanları tutup, hiç gözünü kırpmadan onlar için para harcaması boş bir gayret..
Hayvana eziyet etmeden, onlara yaşama koşulları sağlanması lazım..Bu şart!..Ama benim içime sinmeyen şey, onları evlatlarından bazen daha fazla sevmeleri..Kahretsin diyesim geliyor böyle oldu mu..
Somalide'ki siyah incilerin o hayvansever gözlerinde bir gram değer varsa şerefimi muaf bırakıp, yaşamaktan azlimi istiyorum
Kızgınlığımı affedin efendim...
Ne ola bu ola, sürç-i lisanımızın boynu kırıla..
Hürmetle daim..
Kemnur
Kemnur
Gülümsetti yazınız,çok doğal olmuş,tebrik ederim.:)) Zamanında böyle bir olay yaşamışlığım vardı benim de.Yanımdaki erkek arkadaşın köpek fobisi varmış,arkama saklanana kadar ben de bilmiyordum.Sen geç arkama ,ben seni korurum dediğimi hatırlıyorum ve de uzunca bir süre hep korudumdu..:))
Kemnur
Yeşilvadi
Kemnur
tan 1919
golden terrierrr
insanlar daha canavardır yerine göre usta yapma böyle..
öyle insanlar tanırım ki günümüzde, bir kemiksiz et uğruna asrın deccallerine, ülkemin geleceğine kasteden, amerikan işbirlikçisi emperyalist kişiliksizlere kırk takla atar, salya akıtır iki büklüm...
ve bu canavarlar:) onların yanında daha insan kalır..
kula kulluk edenden, menfaati uğruna ülkesini peşkeş çekenden daha insandır köpeklerr,
buda günün sözü olsun mu:))))
Kemnur
Harika! Demek ki uykusuzların böyle bir ortak dünyaları var. Belli ki hanım sizden ayrıldıktan sonra üstünü çıkarıp bikini giymiş, sonra da gelip benim yanıma oturmuş. Hanımın yaş konusu ise belirsiz; ikimiz de uykusuzuz, neye baktığımızın farkında mıyız? Tebrik ederim, kendisini okutan, hatta belirli noktalara tekrar götürten bir öykü olmuş. Saygılarımla.