- 2119 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DAMACANA DEYİP GEÇMEYİN !
DAMACANA DEYİP GEÇMEYİN !
Şiir yazma havasında değilim. Her zaman şiir mi yazılır hem, biraz işe yarasın yazdıklarım.
Evet baylar bayanlar, size bir keşifimi anlatacağım. Bir su damacanamız vardı. Hani şu musluğundan su içilemeyen kentlerde herkes plastik damacanalarla menba suyu alıyor ya, işte ondan, bildiğiniz damacana. Fazlaca kullanılmış olacak ki bizim damacana bir gün üst tarafından delinmiş, bir yere çarpmış olmalıyız. Ne yapalım su içinden sızıyor, yapıştırmaya da gelmez. Üst tarafından kestim, derin bir plastik kova gibi oldu. Tutulacak sapı da var. Oh, bir işe yarar herhalde ``Sakla samanı gelir zamanı !``
Bir gün balkondaki çiçeklere su vermem gerekti, hemen kesip kova yaptığım damacana aklıma geldi. Kullanışlıydı bu iş için. Damacanayı atmadığıma çok sevindim. Çok severim çiçeklere su vermeyi. Onlar da tıpkı çocuk gibi özenle bakım istiyorlar. İlgilenince yüzleri gülüyor.Toprağı zayıflamışsa, yeterli gıda alamıyorsa çelimsizleşiyor çiçekler. Ama toprağını bulunca, bir de sevdiyse bulunduğu yeri, oh, yarı güneş yarı gölge, keyfine değme artık çiçeklerin.
Bazen işe yarar bitkiler büyütüyorum. Nane, feslikan, biberiye gibi, gün gelince öyle işe yarıyorlar ki, derde derman, doğadan kopmamış olmanın, hayatı yakından gözlemin en iyi deneyimi oluyor balkonda çiçek büyütmek. Hem öyle arasıra balkona çıkıp az da olsa bahçede uğraşır gibi hayâllere dalmak nasıl bir mutluluk, anlatamam. Çiçekler açınca baharda arılar geliyor seyrediyorum. Bal alışını, gezinişini, emek verişini ve uçup gidişini. Bazen kuşlar konuyor çiçeklere, bazen karıncalar üşüşüp dallara, saksının toprağına doluşuyor . Yerden zemin kat dahil sayarsak dört kat yakarıdayım. Fakat karıncalar ta dokuzuncu kata kadar tırmanıyorlar. Ne yapsınlar, her yer asfalt, beton, aşağılarda yaşıyacak hâl kalmadı. Herkes yukarı katlarda yaşayınca kim onlara yiyecek versin, aşağılarda ne çiçek kalmış ne böcek, ne yiyip yaşamını sürdürecek karıncalar? Ortama uyum sağlıyorlar. Yeni yaşama alanları keşfediyorlar. Çiçek saksılarının toprağına yerleşiyorlar, bakıyorlarki çiçekler sulanınca iki de bir ıslanıyor yuvaları, terketmek zorunda kalıyorlar orayı ve bir çatlaktan bina duvarlarının içinde tuğlaların arasında yeni yurtlarını tutuyorlar.
Nereden başlamıştık, ha damacana? Damacana çok işe yarıyor. Bazen mutfağa kendim girerim. Kendim yemek yaparım. Sebzeleri yıkar doğrar bir güzel kendi ellerimle pişiririm. Yıkaması en zor sebzeler arasında Ispanak, pırasa, kereviz geliyor bana göre. Ne kadar yıkasan birazcık kum taş kalıyor sanki hep köklerin, yaprakların arasında. İşte tam bu noktada kesip kova yaptığım damacana çok işe yarıyor. Hem hacmi geniş, hem yaprakları yıkayıp süzerken, çok kolaylık oluyor, nasıl mı; anlatayım, damacanın sapını içinde bir delik var ya, yıkanan yaprakları süzerken sapın bulunduğu yeri aşağıya getiriyorum, üstten sebzeleri
bir elimle lavaboya düşmesin diye bastırıyorum. Sapın içindeki delikten su öyle usul usul süzülüyor. Ha bakın tam bu arada ilginç bir buluş işte aklına geliyor insanın hemen; `` Sebze Yıkama Kabı `` saklama kabı, uyum kabı, pişirme kabı, süzme kabı gibi mutfak araçlarının içine bir de sebze yıkama kabı ekliyorum. Tasarımı son derece basit ama, kullanışı da bir o kadar mükemmel. Doldur içine sebzeleri doldur suyu, süzülsün kumu taşı iyice. Delikten süz çiçek saksına, işe yarasın atık su. Sudan tasarruf da sağlanıyor bu durumda.
Evet baylar bayanlar, nasıl buldunuz buluşumu; damacanadan sebze yıkama kabı; daha çok işe yarıyacak göreceksiniz. Damacana deyip geçmeyiniz.
Tam bu noktada gezdirdiğim turistleri nasıl kahkahaya boğduğum aklıma geldi. Alanya`ya giderken Yeşilköy diye bir belde var oraya Antalya`dan giderseniz İncekum`dan önceki yerleşim birimi. Orada bacaların üstüne şişe koyma geleneği vardı. Şimdi gerçi evler artık kitremit damlı değil, apartman oldu çoğunluğu. Olsun ona da bir formül bulacağız az sonra! Neyse konuya gelelim; neden şişe konuluyor bacaların üstüne? Evlenme çağına gelen genç kızı olanlar şişe koyarlarmış.Hımmmm? Düğünden sonra damat ateş eder şişeyi kırarmış, hımmm ! Anladınız mı şişeyi kırdırmak ne anlama geliyor? Hımmm? Kız beyaz tenli ise rakı şişesi, esmer tenli ise bira şişesi, tombul ise damacana! Eğer kız evlenip ayrılmış dul bir bayan olmuşsa, şişenin içine bir de sopa koyarlamış!?
Bunlar işin esprisi, aslında şişeleri, leylekler yuva yapmasın diye koyarlar bazı yörelerde, çünkü leylek yuva yapınca bacadan çıkan kıvılcımlar, yuvanın çörünü çöpünü yakar, ev çatıdan tutuşur ve yanar. Şimdi ne leylek kaldı ortada ne de başkaca kuşlar, çaylar, dereler, göller gün geçtikçe kuruyor.
Evler apartman oldu ne olacak şimdi; o zaman da gün ısı koyarlar! Hah hah hah ha; canınızı sıkmayın, her işin bir kolayı var, haydi bir şarkı söyleyelim; `` Ağlama değmez hayat bu göz yaşlarına``
Gördünüz mü ne işlere yarıyor damacana; damacana deyip geçmeyin!
Hepinize sevgiler selamlar...
Şaban AKTAŞ
07.12.2009
YORUMLAR
HOCAM, GENE HOŞSOHBETİNİZ İÇİNE ÇEKTİNİZ BİZİ; BAL DAMLAYAN DİLİNİZLE SİZ ANLATTINIZ, BİZ DİNLEDİK...
Bir eski damacana da bizde mevcuttu. Ben, yukarı kısmını kestim. Formika tutkalı ile 4-5 kat gazeteyle kapladım.Kurutup boyadım beyaza. Onu da kurutup, saman renkli bir boyayla hasır deseni verip orta, üst ve alt kısmının etrafını kilim desenleriyle doldurdum. Güzel bir aksesuar çıktı ortaya. Hanım içine o plastik çiçeklerden doldurup evin boş bir köşesnde tutuyor. Görüntüsü güzel...
SAYGILARIMLA.
Şaban Aktaş (Homerotik)
Çok şeyden çok çey üretebilir düşünüce insan. Ben hapiste tutuklu kaldığım sürede sadece kibrit çöplerinden ve kutul rından çok güzel ürünler imal etmiştim.Selamlar saygılar.
Bursa'nın Nilüfer İlçesi'nde bir siteye su götüren su dağıtıcısının asansörde boş damacanayla mastürbasyon yaptığı tespit edildi.
Habertürk Gazetesi'nin haberine göre, ilçedeki bir sitenin yönetimi, sitenin güvenlik kameralarında ve bilgisayar sisteminde arıza olunca sistemi kuran firmaya bildirdi. Firma yöneticileri, arızayı gidermek için bilgisayarlı sistemi ve güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı. Arızayı belirlemeye çalışan firma, kısa süren çalışma sonunda duyanları şaşkına çeviren bambaşka bir olayı gün yüzüne çıkardı.
Bilgisayar firması yetkilileri, sitenin 10'ar katlı bloklarından birinin asansöründe, binaya su getiren firmada çalışan 27 yaşındaki su dağıtıcısı N.K.'nın yaklaşık 1 dakika boyunca boş damacanayla mastürbasyon yaptığını gördü. Bilgisayar teknikerleri, kayıtları daha da dikkatle incelediklerinde aynı kişinin aynı gün içinde iki kez su getirdiğini, ikisinde de asansörde boş damacanayla mastürbasyon yaptığını tespit etti. Firma yetkilileri, durumu hemen site yönetimine bildirdi.
ÇEŞMEDEN İÇİYORDUM
Site yönetimi durumu örtbas etmeye çalışsa da site sakinelrinden inşaat teknikeri T.K. güvenlik kamerası görüntüleriyle karakola başvurdu. Yaşanan olayı seyrettiğinden beri şehir şebekesinden su içtiğini söyleyen T.K. su dağıtıcısından şikayetçi oldu. İşten çıkarılan N.K. çıkarıldığı savcılıktan tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi. Olayın ardından sitenin içindeki duvarlara ise, su dağıtıcısının çalıştığı firmadan 'bazı nedenlerle' su alınmaması gerektiği uyarıları asıldı.
Hürriyet'den alıntıdır.
Şaban Aktaş (Homerotik)
Çok şeyden çok çey üretebilir düşünüce insan. Ben hapiste tutuklu kaldığım sürede sadece kibrit çöplerinden ve kutul rından çok güzel ürünler imal etmiştim.Selamlar saygılar.