GEÇ KALMIŞ BİR "SEVGİLİLER GÜNÜ" YAZISI
Gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa… Kaybetme korkusu kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim… Her gidişte ayaklarınız “GERİ DÖN” diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla…” diyor CAN DÜNDAR dünkü "Sevgililer Günü" yazısında, Milliyet’de...
"... AŞK; beklemek, istemek, umut etmek, belki de bencillik midir? Çok şey mi ister? Bekler, umut eder! Sevdiğinden ilgi beklemek, seni şaşırtmasını istemek, sürekli haberdar olmak… Hem de özgürlük şarkılarını söylerken kulağına istemeyerek… Aşk hep ister ve aslında sana verdikleri o kadar azdır ki eğer vermesini bekleyerek seversen!
Yazılanlar işte böyle anlarda dile gelir… Böyle anlarda dır siyah ve beyazın birleşmesi bir şarkı gibi… Böyle anlardır yüreğin dağlanması, kanayan yaraların akıp dile gelmesi… Yazarın yazdığı gönlünün sadık şahididir tüm yaşananlara… Umut değil midir aşkı hep besleyen… Aslına bakarsanız bir o kadar da bencilcedir, karşılığını ödetmeden bırakmayan… Ödedikçe borçlandıran…
Senden öncesi var mıydı hayatımda yoksa sen gelince seninle daha bir anlam mı buldu yaşam? Kalemle kağıt bir araya gelince sadece senin için dile geliyordu… Birde canımı yakan ölesiye ayrılığıma… Kağıda kaleme sığmaz hesaplaşmaların ortasındayım… Ne çarpılıyor, ne bölünüyor , ne toplanıyor… Sonuç ise hep bildik… Niçinlerim, niyelerim yok sualsiz SEVİYORUM SENİ…
Benim hesaplaşmalarım kendimle bende ki sen olan yüreğimle… CAN benim olsa bir saniye beklemez yıkardım içindekileri… Can sen olunca olmuyor işte… Belki de farkında olmadan yükledim sana bu ve taşıyamayacağın yükleri… Ben seninle bir anlamda sürekli bir lades oynuyorm "hep aklımdasın"…
O yüzden sunulan sevgiler tuzak bana… Ben bu oyundan sonuna kadar memnunum… Tek korkum senin yüreğinde bu ladesi benle oynayacak kadar yürekli ol(a)maması… Kaybetmemeyi göze alacak kadar inatçı mı?
Korkuyorum bazen sabahlardan... Bu sabahta kaybedecek miyim seni yeniden diye beklemekten ? Hani beklemek diyorsun ya zor olanı bu… Ben sabahlara ne korkularla uyanıyorum uyuduğum zamanlar biliyor musun? Hani demeseler sonuçları değil başlangıçları değiştirmek gerekir… Şimdiden yaşadığım sonuçları çoktan bırakıp gitmiştim… Yeni günün başlangıcı yeni umutlar doğurmasa ruhumda… “Hayatta hiçbir şeyi özlemedim senin kadar ve hiçbir şeyim az olmadı senin kadar” Hayat sınavından geçtim de ben bir sende takılı kaldım… Yürek mühürlü sahibi sen…" diye sular seller gibi coşkuyla akıp sonunda toplu derman arayan dertler sunağına ulaşıyor bu enfes yazı...
OYSA Kİ;
Geçmişimle birlikte yürümeni istedim geçmişimden gelen alıntılarıma yoldaş olmanı, göremediklerime göz, duyamadıklarıma kulak, söyleyemediklerime dil olmanı istedim… Aslına bakarsan çok şey istemedim…Sevmenin yürekliliğini, fedakarlığını, olumlu ve olumsuz tüm düşüncelerini paylaşmak istedim… Yoktu öyle çok büyüük, şaşalı beklentilerim, okudum geçmişimi… Belki de beni sevmeni değilse bile benimle sevgini paylaşmayı bekledim… Şimdi tekrar soruyorum korkuyorum sormaya…Yeniden sana MÜSAİT Mİ YÜREĞİN SEVMEYE VE SEVİLMEYE…
Bir gün geciklmeli olarak bir "Sevgililer Günü" yazısına ek gibi dursa da, aslında bir zaman yolculuğun yazısıdır bu... Ve onu gıyabınızda dile getirişim de ek bir saygıdır. Hem kendi adıma hem de seven tüm yürekler adına …
Yazılmış sayfaların arasından çıkan…Hayatın kısa bir özeti gibidir sanki bu…
Yaşanan ama hiç yaşanmamış gibi de duran….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.