- 479 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Etnik İttifaklar 2
Her bir etnik birliklerin aynı totem soydan olmayanı reddeden aşırı tepkileri, böylelikle kabul edilir bir sindirme düzeyine, bu kabul edilişle erişilmiş, bu günkü uygarlığa gidecek yolun temeli atılmıştı. Artık iki etnik totem yapı kutsal ittifakla; kutsal birleşme ile akraba ve kardeşlerdi.
O dönemlerin anlayıştı, tabudu kutsallıkları içinde; 1- verilen ahdi tutmak ;2- kutsal yerde (kutsal buluşma ve temas yerlerinde; sonradan buralara tapınakta denecek yerlerde) kutsal birleşmede bulunmak, en öne çıkan ittifakı and içme idi. Kutsal ve babasız (kutsal totemden angınlı) doğumlar, o günlerin vazgeçilemez önemde, hayati önemde olan bu günkü uygarlığa geçişin vize tabusudur.
Kutsal ittifakın ortaya çıkardığı kültür birliği, o güne değin totem anlayışın ve tabuların ön göremeyeceği denli yepyeni doğum sancılarına ve doğumlara yol açmıştı. Her doğum sancısı ve her doğumlar; aşılması gereken, çok çetin bir çelişki ve sorundular. Söz gelimi kutsal doğumla olan yeri ürünler hangi grubun aiti olacaktı, gibi velayet sorunu ittifakın önünde, daha yüz yıllarla aşılacak çatışma ve sorun olarak yaşanacaktı.
Bir tarafın düzenleyen biçimleyen totemi ikizleşerek karşı tarafın da zıttı olan bir totemi idi. Totemler biçimleyişlerine göre tanısak edimek için uzun sürelerin içinde isimlenmesi yapılacaktı. Bir sesle bir varlığı çağrıştırmanın eşleyerekten kavramsal olurla öğrenilmesi dahiyane bir buluştu.
Bir tarafın tarımcı totem Dumuzisi karşı tarafın ikizleşen tarımcı Dumuzisi olmuştu. Yine bir tarafın aşk, doğum ve güzellik İnannası ikizleşerek karşı tarafında Geştinnası olmuştur. Yine benzer şekilde Gılgamış- Enkidum ikleşmeleri gibi... ittifak öncesi temler biçimleyen ilahlar ve ilaheler kavramlarına doğru evrilecekti.
Soyut ve somut anlayışları eşleştirerek öğrenme sorunları, ata soy oluş totemi anlayışları zeminini düzenleyen ilahlara; giderekten gelişme ve yeni sorunların aşılması içinde biçimleyen ilahların da yaratan tek tanrıya dönüşmesi; uzun süreçlerin sosyal ve nesnel evrimi ile ortaya konacaktı.
Her yepyeni yaşama tutunma edimi, gelenek; geleneğin yıllar arkasında seslenen, yaptıran deneyimci ve bildik tanıdık, aşina olan nostaljik yüzle, pusula olmasına değin buyuran gücü de; zaman sonrasının tabudan din anlayışına doğru evrilecekti. Her yeni toplumsal gelişme ve sorunun, güncel sorunların üstesinden gelmenin aşımı dinsel sembollerin güncellenmesi ile sindirilir olacaktı. Yeni tutumlar da, halk (etnik ittifakların ortaya koyduğu ikizleşen yeni yapı birliği) tabanında, meşrutiyetti olan olumlanmasına kavuşacaktı.
Yeni güncel değişme ve dönüşmelerin cevabı olur ortalama deneysel anlayışlar:sembolerle bezeli olaraktan, halkın kendi dışındaki eskiden beri ola gelen noktadan (yani eski sosyal birliğin dışındaki, iletişilir nokta olan sosyal gücün buyurması olaraktan) geri halkın üzerine seslenişle yansırdı.
Bu yansımalar Aton-Amon; Amon-Ra ’lar ya Musa’nınki gibi yeni bir dinin vaazı olurla, tabunun kaynağından (inşa) vaz edilişle benimsenirdi. Ya da sembollerle yeni din inşası ile benimsetilirdi. Veya Musa sonrası Yeşua, ilyaşa, Yahya, Saul, gibi yüzlerce halkçı ahlakçı olan, belletmen, öğretmenlerce, ışıkçılarca önceki sistemin [güya (değişme ve gelişmeden kaynaklı olduğu halde] bozulan, tahrif edilen, değiştirilen diye lanse edilen) kimi kısımları reforme edilirdi. Sosyal ve toplumsal huzursuzluklar ya yeni roformlarla güncellenecekti. Ya da yeni bir din ile güncellenecekti.
Musa kendisinden kaynaklı sıfat üsleniş durumundan ötürü, gelecekte olacak takibi olası düzeltmeleri bilişe, şimdiden kendisinden sonraki yeni rabbani olacakları tahmin ediyordu. Bu yüzden kardeşi Haru’nu, yardımcı olarak Yehova’dan niyaz ediyordu. Bununla kalmıyor soyunu ve kardeşinin soyunu ruhani görevlendiriyordu.
Kardeşleşme, hem sosyal yapıya, hem toplumsal beliren yapıya, hitap eden bir gelişme idi. Kardeş eşme sosyal yapıyı bağ (referans) ediyordu. Kutsal sosyal birliğin bir arada ki cemi; bireylerini, toplumsa yaşamın üretim ilişkisi içindede de, bir arada tutum aştırıyordu.
Kardeşleşme sosyal yapıya hitap ediyordu. Çünkü yeni jenerasyon, her iki etnik tabuya ait totemdi üyelerin bir girişme ve temastı gayret ve anlamalarının sonucuydu. Kardeş eşme, bir yanıyla da, topluma hitap ediyordu. Etnik emeklerin karşı etnik grup üyeleriyle karşlıklı değiştirilebilirliği ve güç birliği etmesi, böylece iki ayrı kutsal var oluş kültürünü, birleştiren gücü ile aynı totem soydan oluşun işbirliği gücüne dönüştürmüştü. Karşı totemle temasta olmanın yasaktan olan bu tabusu; böylesi bir akılcı yol ve zeminle aşılmıştı.
Böylece her bir kültüre değin tabusal hazım edilemezlikleri, bir kutsal anlayış sal legalize olmayla, sindirtilir olmuştu. Böylece öznel, kutsal, kültürler arası işbirliği ile ürün değiş tokuştu takasını gerçekleştiridiler. Sürecin verimli ve hızlı bir şekilde dönmesini sağlayacak eksenlenmeyi başarmıştılar. Bu öylesine büyük bir adımdı ki önüne geçmek, durudurmak; olası olamıyordu. Yeni girişme yeni sorunları doğuruyor, sorunlar sürecin oluşan adımarına uygun anlayış ve yaşantılımdı; yeni üretimsel, ilişkilenmeleriyle aşılıyordu.
Etnik ittifaklarla oluşan yeni toplum,artık bir YARATILIŞ toplumudurlar. İttifaka giren gruplar bu and içme, yemek yeme, kazan kaynatma şölenlerinde (bayramlarında) birbirine karşı yükümlülük alırlar ve totem ismi alırlardı. Yani ittifaklar bir yaratılma algı olayları olup, ad verme seramonileridirler.
Enuma Eliş YARATILIŞ destanı "Adı yokken göğün daha;Yerin daha adı yokken; Ne demet edilmişti otlar; Ne düzenlenmişti kamışlar; hiçbir tanrı belirmemişti daha; Ad verilmemişti hiçbir şeye" diye başlar. Burada yaratılışta anlatılan, çevrede şeylerin olmadığı yönünde, olmayanı yaratmak değildir. Aksine var olan göğe, yere, ota, kamışa bir isim vererek, ilişkin durumları adlandırmadır yaratma. Ki bunu da, birini diğerine göre, totemi ile tanımlamaktır.
16.03.2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.