- 1311 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Sığınma duygusu
Venüs kadınları gibi acıya kurban ederiz kendimizi. Kollarımız, bedenimiz paramparça… Kemiklerimize kadar sıyırır güvendiğimiz eller bedenimizi. Kanımızla seremoniler yapılır kayıplar üzerine. İçimize kapandıkça yabancılaşan yüreğimiz parçalanır katilin zehirli dişlerinde…
Neden sığınırız? Neden sığınmak istediğimizde yalnızlaşırız? Etrafımızdaki asalakların sığınma duygumuz arttıkça nasılda kabardığını görmez mi gözlerimiz? İçimizdeki güç sönük, yakıtı biten lamba gibi is ve ardındaki boğuk kokudan başka bir şey değil midir acaba? Nedensizce çırpınırken yara alacağımızı söyleyen yüreğimize inat hala nedir bu tedirgin ve güvensiz duruşumuz?
Sığınırız kör, puslu yürekle… Yaralarımıza merhem arar dururuz. Sanki o eller dokununca iyileştirirmiş gibi durur… Gözler gülümser. İnanırız… Koyunun kurdun gözlerine bakıp kendini yem yapması gibi meleyerek gideriz kör topal.
Daha büyük yaralarla, onarılamaz izlerle döneriz. Yüzümüzün şeklini kaybederiz, iyileşmek çaresiz bir şekilde nefretle bütünleşerek dermansız yaralara döner. İyice derinleşir acılarımız dipsiz kuyu gibi karanlıklaşırız. Bir müddet sonra ağlamayı da terk ederiz süslü hikâyelerle kandırırız gözlerimizde makyajın ağır izleri.
YORUMLAR
çok güzel bir şiir, lirik bir şiir çıkar bu yazıdan,
adıda -ve venüs kadınları- olur, olur mu olur:))
çok güzeldi (bugün yorum günüm:))
saygılarımla...
ve Venüs kadınları
yine acıya kurban ederken kendini.
Kollar, bedenler paramparça…
Kemiklerimize kadar sıyırır sevgili eller bedenini.
bir seremoni kanla yapılır kayıplar üzerine.
İçimize kapandıkça yabancılaşan yüreğimiz parçalanır
katilin zehirli dişlerinde…
venüs kadınlarının yürekli ölüşlerinde...
gibi:))
tan 1919 tarafından 8/3/2011 6:33:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yasemin YILMAZ
Bu yazı okuduğum roman sonrası ve yaşadığım içsel sorgulamalarım, yani yasanmisliklar, neticesinde aniden onca yoğunluğun arasından aktı yüreğimden.
Değerli yorumunuz icin teşekkürler