- 900 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR MUCİZE
Hemen herkesin belleğindeki insanlık tarihi açısından unutulamıyacak bir vahşetin,bilmem kaçıncı günüydü.
O yıl,(2003) 21 Mart sabahına insanlar televizyonlarda korkunç bir ’ŞOK VE DEHŞET ’ adıyla bilinen Irak’ı işgal savaşının başlangıcıyla uyandılar.Gecenin içinde Bağdat’a uzun menzilli füzeler, gökten ateş topu gibi yağıyor ve büyük bir şaşmazlıkla hedefini buluyor, ortalık bir anda şimşek çakmışçasına aydınlanıyor, her düşen füzenin ardından savaş muhabirleri (CNN TV) nerenin vurulduğunu tesbite çalışarak, sanki bir normal olaylar zinciriymiş havasında anlatımlarını sürdürüyorlardı.
Beklenen son gelmişti.Günlerdir, aylardır, yıllardır ’...Çekiç Güç...Otuzaltıncı Paralel ve Kuzeyi...Kitle İmha Silahları...Diktatör Saddam Hüseyin...v.b...’ başlıkları altında sürdürülen propaganda, nihayet perde aralanarak gerçek yüzünü göstermişti.Bir ulusun kaderi ile ancak bu kadar oynanabilir, masum ve zavallı, savunmasız bir halk ancak bu kadar acımasızca katledilebilirdi.Tüm dünyanın gözü önünde, insanlar sanki bir sinema çevriliyormuş da rol icabı ölüyorlarmış gibiydi, ama tüm gördüklerimiz acımasız bir gerçekti sadece; SAVAŞIN KORKUNÇ YÜZÜ!
Daha ilk bombalar, füzeler Bağdat üstüne yağarken , gayri ihtiyari gözlerim yaşarmış, bir ağıt dökülüvermişti dilimden...O an Fırat ve Dicle nehirlerinden keşke su yerine petrol aksaydı da ben de o nehirlerin içinde yanarak düşmanın üstüne aksaydım diye düşler geçti içimden...
Sular ateşi taşır mı
Buş buşt başını kaşır mı
Savaşanlar yanar iken
Şehit düşen er üşür mü
Haydi Dicle haydi Fırat
Sularında destan yarat
Akıt koynundan petrolü
Boğ düşmanı yak öldür at
Su düşmana haram olsun
Kapanmayan yaram olsun
Dayan Irak halkı dayan
Çölün buram buram olsun
Haydi Dicle haydi Fırat
Sularında destan yarat
Akıt koynundan petrolü
Boğ düşmanı yak öldür at
Hasan, Hüseyin aşkına
Hazreti Muhammed ışkına
Can yoluna feda olsun
Varalım cennet köşküne
Haydi Dicle haydi Fırat
Sularında destan yarat
Akıt koynundan petrolü
Boğ düşmanı yak öldür at
Daha ne ağıtlar yakacaktım, daha ne korkunç insanı ağlatan, üzen insanlık dışı korkunç olaylara tanıklık edecektim belirsizdi... Bir yandan savaşın akıllara durgunluk veren dehşetini , bir yandan silahların korkunç yıkım gücünü, bir yandan dünyayı, bir yandanahireti düşünüyordum. Ey ulu tanrım; hani adalet, hani insanlık,hani merhamet,hani vicdan; ey insanlık neredesin?
Mazimize dalıyordum; cephelerde kağnılar, Kara Fatma’lar, Nine Hatun’lar, kadın kız çoluk çocuk demeden yollara düşüp cepheye koşanlar geçiyordu gözlerimin önünden...Ah diyordum; Atatürk olsaydı karşınızda sizin , görürdünüz günüzü demek geçiyordu içimden...Elimde mavzer, düşlerimde düşman avlıyordum, tek tek armut gibi indirirdim sizi yere diyordum . Bir yandan Genel Kurmay Başkanımız sayın Hilmi Özkök açıklamalar yapıyor ’...bu savaşın milletimizi derinden yaraladığına, ancak bunun bizim savaşımız olmadığına’ ilişkin beyanatlar veriyordu, bir nebze olsun insanımızın acısı diner miydi acep?
’
Ne yapabilirdim; işimi gücümü bıraktım, günlerdir savaşı izliyordum, neler hissettiklerimi düşüncelerimi, insan olarak bana da bir görev düştüğünün bilinciyle, yapabileceklerimi irdeliyordum, yazıyordum, yazdıklarımı belirli siyasi partilerin genel merkezlerine, köşe yazarlarına, basın yayın kuruluşlarına faks ile iletiyordum.
AMA YAPTIKLARIM YETMİYOR, YETMİYOR, YETMİYORDU...
YOLLARA DÜŞTÜM ÖYLECE ÇARESİZ.BİRAZ İÇİM AÇILIRDI BELKİ,HİÇ DIŞARI ÇIKMAMIŞTIM GÜNLERDİR.İKİ HAFTA MI GEÇMİŞTİ NE, SAVAŞ BAŞLAYALI BERİ? DENİZİN KIYISINA GELDİM.ANTALYA KÖRFEZİ’Nİ, DAĞLARI ŞÖYLE BİR SEYRETTİM; BAŞI DUMANLI DAĞLAR... GÜZEL YURDUM;BİR GÜN DÜŞMAN ÇİZMELERİ ALTINDA KALACAĞINI HİÇ DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORDUM... AMA KALMIŞTI, NE SAVAŞLAR GÖRMÜŞTÜ ANADOLU TOPRAĞI.
Ağır ağır falezlerden aşağı doğru yürüyerek çocukluğumda yüzdüğüm kıyıya geldim. Sular hafiften esen bir rüzgârla, yastık gibi nazlı nazlı sallanıyordu.
SU KIYILARDAKİ ÇAKILLARI YIKAMIŞ, BERRAK, ÇAKILLAR TERTEMİZDİ.O AN BÜTÜN GÜCÜMÜ TOPLAYARAK , TANRIMA O KADAR İÇTEN YALVARIP YAKARMAK GEÇTİ Kİ İÇİMDEN.EY YÜCE TANRIM, SEN İSTERSEN BU ZALİMLERİN HAKKINDAN GELİRSİN, BANA GÜÇ VER DİYE YALVARDIM, TÜM DUALARIMI HAVAYA, SUYA, TOPRAĞA GÖNDERDİM.
DOKUNMAK İSTEDİM SUYA; DAHA AVUCUMA ALIR ALMAZ, O ANA KADAR SAKİN OLAN DENİZ, SANKİ ÜSTÜME YÜRÜDÜ, BAŞINI OKŞAYINCA NAZLANAN BEYAZ BİR BİR KOÇ KADAR TEMİZ VE HEYBETLİ... SUYUN SEVİYESİ BİRDEN DİZİME ÇIKTI. DOĞRULDUM İNANAMADIM, TEKRAR EĞİLDİM SUYA DOKUNMAK İÇİN; YİNE BİRDEN KABARDI DENİZ. TANRIM DEDİM BU BANA BİR SESLENİŞİN Mİ; BİR DAHA EĞİLDİM SUYA YİNE DİZLERİME ÇIKTI SU! ÜRPERDİM!
GERİ ÇEKİLDİM; TEFEKKÜRE DALDIM BİR SÜRE. ADIM ADIM YUKARI TIRMANIRKEN FALEZLERİN, TAM ÜSTÜMDEN GÖÇMEN KUŞLAR GEÇTİ SÜRÜSÜYLE VE ÖTÜŞEREK... SANKİ BANA SESLENİYORLARDI... DEDİM, ’ SİZ KUŞLAR, ALIN GÖTÜRÜN DUALARIMI IRAK İÇLERİNE...’
...
ARADAN İKİ GÜNE YAKIN BİR ZAMAN YA GEÇTİ YA GEÇMEDİ, TELEVİZYONLARDA IRAK’TA MÜTHİŞ ÇÖL FIRTINASI HABERLERİ GELİYORDU VE İLERLEMEKTE OLAN AMERİKAN GÜÇLERİ KUMDAN BÜYÜK HASAR GÖRMÜŞLERDİ...
KUŞLAR GELDİ AKLIMA ,ÜSTÜMDEN ÖTÜŞEREK GEÇEN...
İNANAMIYORDUM BÖYLE BİR MUCİZE, DÜŞLER GERÇEK OLABİLİR MİYDİ?!........???
21.10.2008