- 717 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
VEFA MI CEFA MI
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
VEFA MI CEFA MI?
Kadir DURAK
İnsan ayrımı yapıldığı sürece; insanlıktan nasiplenmek mümkün değildir.
Köylüsünüz;
Şehirde bir kurum yahut kuruluşta işiniz var...
Şehire geldiniz...
Herkes size garip gaip bakıyor. Lastik ayakkabınıza, yamalı gömleğinize, nasırlı ellerinize....
İşinizin olduğu yere gittiniz; "Bugün git yarın gel."
Bu şimdi yok mu dediniz...
Bal gibi var...
İşte SGK....
"Bir emeklilik müracaatı bir ay içinde net olarak sonuçlanıyor." Diyerek üst üste açıklama yapan kurum.
Gerçek böyle mi?
Asla değil...
Üç ay bekleyen var... Arayıp sonuç alamayan var. Telefonla hele ki bir soru sorun...
Yüzünüze telefon kapanır...
Sarf malzemesi aldınız, yahut da reçeteye dayalı, kurum ödemeli bir sağlık ürünü satın aldınız...
Bedelinin hesabınıza aktarılması; evrağını verdikten altı ay içinde sağlanırsa çok hızlı bir gelişmedir...
BU BÖYLE DEĞİL...
DİYEN VARSA;
İKİ VİLAYETİN İL MÜDÜRLÜĞÜNE EVRAKLARIN İNTİKAL TARİHİNE BAKILIP, SONUÇLANMA TARİHİNE GÖZ ATINCA...
NEYİN NASIL HIZLI YAPILDIĞI TAM OLARAK GÖRÜLÜR.
KURUM;
Bilgilendirme programları yapabilir mi?
Hangi haklarımız var, bunu ayrıntılı şekilde insanımıza ulaştırabilir mi?
HAKKINI BİLEN İNSANLAR KENDİ HAKLARINI NASIL TAKİP EDECEKLERİNİ DE BİLİRLER Mİ?
O ZAMAN; BU KONULAR DAHA HIZLI SONUÇLANIR MI?
...
BİR GÜZİDE KURULUŞUMUZ OLAN VE TÜRK MİLLETİNİN "GÖZ BEBEĞİM." DEDİĞİ YER İLE İLGİLİ DE BİR KAÇ HUSUSU GÜNDEME GETİRMEKTE FAYDA VARDIR.
PEŞİNEN SÖYLEYELİM; İLK BÖLÜMDE, NE DE BURADA ŞU AN BELİRTECEĞİM HUSUSTA; KURUMLARI YIPRATMAK GİBİ BİR DÜŞÜNCEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
KURUM İÇİNDE GÖREV YAPANLAR; NİHAYETİ İNSANDIR.
HATALI DAVRANIŞ İÇİNDE OLANLARIN AYIKLANMASI HEPİMİZİN ORTAK DÜŞÜNCESİ DEĞİL Mİ?
O HALDE; BİZLER OLAN PROBLEMLERİ HATIRLATALIM Kİ; İLGİLİ VE YETKİLİ MAKAMLARDA BULUNANLAR DA; PROBLEM OLAN KONULARI ÇÖZÜME KAVUŞTURARAK HATALI OLANLARI AYIKLAYABİLSİNLER...
Askerlik yapanların (er ve erbaş olarak) tamamına şu soruyu soruyorum;
Askerin soy adı nedir?
İçinizde hanginize küfür edilmedi?
Cevapları duyar gibi oluyorum.
Bu sorumuz maksatlı değildir.
Yalnışların düzeltilmesi için; yapılan yanlışlıkların her zemin ve zamanda konuşulması; doğruluktan yana olanların düsturudur.
Kim evladına küfür edilmesi ister?
Bir anket çalışması yapılmış olsa; küfür edilenin oranı % 90 Çıkacaktır.
Kalan yüzde onluk kısım kimlerden mi oluşuyor?
İnsanı güldürmeyin, bunu bilmeyecek ne var?
Dayak var mı sorusuna ne buyurursunuz?
Hem de aynalı tarafından sıra dayağı; suçlu suçsuz ayırmayla zaman kaybını önlemek için olsa gerek....
Mutfağa gidilecek; bir kişi bir adım geride kaldı;
Yat sürün...
El insaf ya...
Bu kadar zulüm yapılır mı?
Kim bunlar?
Peygamber ocağına gelmişler...
Güle oynaya gelmişler...
Vatan borcu, namus borcu demişler....
Bayrağa renk veririm, can veririm, bu toprağa kan veririm demişler....
Reva mı?
Elbette değil...
Niye yapılıyor bunlar...
Disiplin efendim...
Eğitimle bu meseleler halledilemez mi?
Kim uğraşacak eğitimle; dedik ya zaman kaybı....
Kimse;
Bizim vatana sevdamızı tartışma konusu yapmasın...
Burada belirtilen hususlar var mı yok mu?
Ona bakalım;
Nasıl düzelir?
Bir emir verilir ki;
TT7-10B
ST7-10B
Bu talimnameleri incelediğimiz zaman; bütün kuralların ayrıntıları ile mevcut olduğu görülecektir.
Mevcut olan kuralların uygulanması emri kesin ve kati ifadelerle verildiği zaman;
Kural dışına kimse çıkamayacaktır...
Denetim mekânizması de işletilecek ve kesinlikle de;
Bu kurumda hem küfür edilmeyecek hem de aklına esen aklına estiği kişiye karşı dilediği şekilde davranamayacaktır.
Şöyle bir değerlendirme yapalım;
Bir yüksek rütbeli subay; taşra diye tanımlanan bir yere tayin olsun.
Burada yaptığı çalışmalar sırasında; hafta sonları köyleri ve etrafı dolaşsın.
Bir çok konuda hizmetlerin yetersiz kaldığını fark eden subay; imkânları ölçüsünde, bir çalışma başlatarak hizmetin yetersiz olduğu yerlerdeki noksanlıkları gidersin.
Bu çalışma ile; orada bulunan insanların sempatisini kazanacaktır.
Bir süre sonra bu hizmetlerin götürüldüğü yere bir başka yetkili verilmiş kimse giderek hatalı bir davranış yaptığında bu kazanılan sempatinin tamamı boşa gidecektir.
TSK Türk Milletinin gözbebeğidir.
Bunu bütün fertlerimiz böyle bilir, böyle kabul eder.
İstinasız olarak bütün insanlarımızın "Gözbebeğimiz." Diyerek baktığı bu kutsal yerde hatalı davranış içinde bulunan her kim var ise onları ayıklamak yine bu kutsal yerde görevli olan makam sahiplerinin asli vazifelerinden birisidir.
Disiplin olması başka bir konu; kural dışı davranış olması farklı bir konudur.
Disiplin konusunda elbette ki taviz verilmez.
Ancak disiplin sağlansın diyerek de; talimnamelerin dışına çıkılarak her hangi kimseye haksızca davranışta bulunmak son derece yanlış bir tutum olacaktır.
ŞANLI GEÇMİŞİN ŞEREFLİ MENSUPLARI BUNU SAĞLAMAYABİLECEK NİCELİK NE NİTELİKLERE SAHİPTİRLER...
ÇÜNKÜ BURASI PEGRAMBER OCAĞIDIR...
GAYEMİZ HATALI YAPILAN KONULARA KESİN ÇÖZÜM BULUNMASI VE HATALI DAVRANIŞ İÇİNDE OLANLARIN KURUMLARDAN AYIKLANMASINI SAĞLAMAKTIR...
KURUMLARIMIZI YIPRATMAYA KİMSENİN HAKKI YOKTUR...
VATANIMIZIN BAYRAĞIMIZIN GARANTÖRÜ OLAN KURUM ŞANLI GEÇMİŞE SAYGILI OLARAK ŞEREFLİ YARINLARA IŞIK TUTACAKTIR...
Kadir DURAK
YORUMLAR
SGK'dan TSK'ya geçişi anlamadım ama dediğiniz gibi, her kurumda çalışan insanlar içimizden çıkan insanlar sonuçta. Sağlık sektöründe çalışan hemşire, doktor da içimizden çıktı, polis de, asker de, hakim de, savcı da, avukat da... Yani aslında kendimizden şikayet ediyoruz biz...
Deveye sormuşlar ''boynun neden eğri'' diye, cevabı malum...
Biz buyuz arkadaş ve kendimizi beğenmiyorsak önce kendimize çeki düzen vereceğiz ki başkalarını eleştirmeye, şikayet etmeye hakkımız olsun...
Bunu yıllar önce Leven Kırca bir skecinde çok güzel anlatmıştı... Adamın biri bir devlet dairesine gidiyordu, işte bürokrasi bugün git yarın gel falan... Adam söyleniyor, şikayet ediyor ve iki üç dakikada halledilecek bir işi günler sonra tamamlayabiliyordu... Ertesi gün kendisinin çalıştığı daireye gelen vatandaşa da kendisi bugün git yarın gel çekiyordu...