- 686 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ülkücünün Ahlakı
Türk-İslâm Ülkücüsü, İslâm’ın ahlâk ve faziletine göre yaşamak azim ve kararındadır. Bu Allah ve Resulünün sevdiği ve övdüğü ahlâka sahip olmak iradesini ifade eder.
Allah, Kur’an-ı Kerim’de sevdiği ve beğendiği bir kavmi şu şekilde tasvir eder: "Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah-müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu, kendisinin onları seveceği, onların da O’nu seveceği-bir kavim getirir ki, onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiç bir kınayanın kınanmasından (dedikodusundan) çekinmezler. Bu, Allah’ın bir lutf-u inayetidir ki, onu kime dilerse ona verir. Allah, ihsanı bol olan, en çok bilendir." (Kur’an-ı Kerîm, Mâide Suresi - Ayet 54.)
Yukarıda mealini verdiğimiz bu «inzar» (tehdit) âyetini Vâni Mehmed Efendi, yalnız Arap kavmini tehdit etmekle kalmayıp onlardan sonra İslam’a büyük hizmetler edecek Türk kavminin hususiyetlerini açıklayan bir emir olarak yorumlar. Gerçekten de, «Ashab-i Kiram»dan sonra, İslâmiyet’e hizmette kim Türk kavmi ile boy ölçüşebilir? Müslüman Türk’ün tarihini incelediğimizde bu hakikat bütün çıplaklığı ile ortaya çıkar. Kâinatın Efendisine tam dört yüz yıl «vekalet» eden Türk milletinin şan ve şerefi gerçekten büyüktür. Şanlı ecdadımızın ahlâkını inceleyenler, onları «müminlere karşı alçak gönüllü», «kâfirlere karşı onurlu ve zorlu», «Allah’ı seven ve Allah’ın sevdiği işleri yapan», «Allah yolunda savaşan» ve «kınayanların kınamasına aldırmayan», hak bildikleri yolda yiğitçe ve ölesiye yürüyen kimseler olarak tanırlar. Bütün bu hususiyetler, «Kur’an-ı Kerim’in» övdüğü faziletlerdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.