- 983 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATTAYKEN ÖLMEK
Mustafa 43 yaşında yıllarca yollarda olan bir kamyon şoförü.O güne kadar ona sorsanız en iyi kamyon şoförü odur ve bu yolları ezbere bilir gözü kapalı bir şehirden diğerine gidebilirdi.Ama o gün her şey değişti.Kader o gün iyiliğin ya da kötülüğün ne olduğunu ona öyle bir anlattı ki bir daha unutamayacaktı.
O gün aldığı malları yerine götürmek için yola çıkmıştı Mustafa.Tam bir kamyon şoförüydü.Gür bıyıkları vardı ve kamyon kullanırken çok soğuk olmazsa sadece atlet giyerdi üstüne.Arabesk dinler ve kamyonu tek eliyle kullanırdı.Diğer elini bazen dışarı çıkarır bazen sigara içmek için kullanır bazen de sinirini bozan şoförlere bağırırken tehdit vari hareketler yapmakta kullanırdı.O günde güzel bir yolculuk oluyordu yollar açıktı.Rahat rahat gidiyordu.Vaktinden çok daha önce malı yerine götürecek olması onu keyiflendiriyordu.Ama o gün erkenden sevinmenin yersiz olduğunu anlamıştı.
Kamyona benzin almak için durmuştu.Benzinci tanıdıktı.Muhabbetler edildi.Çaylar içildi ve benzin alınıp yola konuldu.20-30 dakika çok fazla araç bulunmayan yolda yasal sınırı aşan bir hızla ilerlemişti.Viraja girerken hızını kesmiş ve virajı almıştı ama 150-200 metre ilerde gördüğü şey ilk önce şaşırtmıştı.Sonra durumun kötü olduğunu anlayıp kamyonu sağa çekip durmuştu.Ne olduğuna bakacak ve elinden geldiğince yardım edecekti.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yusuf Karaer Hukuk fakültesini 6 yıl önce bitirmiş ve yeni yeni isim yapmaya başlamış geleceği parlak bir avukattı.Önünü açacak bir dava almıştı.Onun üstünde çalışıyordu.Onun için şehir dışına çıkması gerekiyordu.Gecikmişti.Gergindi.Nasıl yetişeceğini düşünüyordu.Apar topar toplandı ve yola çıktı.Çok hızlıydı.Şansına fazla trafik yoktu.Sollaya sollaya ilerliyordu.Tehlikeliydi yaptığı biliyordu.Sonuçta o bir kanun adamıydı ve kuralları çok iyi biliyordu.Ama ortada iyi bir kariyer vardı.Kariyer onun için önemliydi.Çünkü çocukluğu fakirlik içinde geçmişti.Ve arkadaşlarına imrenir dururdu.Zengin olmalıydı.Bunun için gerekli olan zekaya sahipti.Çalıştı çok çalıştı.Ve hukuk fakültesini kazandı.Üniversiteyi okumak için hem çalıştı hem okudu.Ve şimdi buraya gelmişti.Bu yol onun hayallerine gidiyordu.Ve oda hayallerine çabuk ulaşmak istiyordu.Hızlandıkça hızlandı.Hızını kesmeden virajı aldı.Arabayı çok iyi kullanıyordu.Bir virajı bu hızla almak her babayiğitin harcı değildi.Ama önünde yavaş yavaş giden araca sinirlendi.Kadın heralde sürücüsü dedi.Küfürler etti ve solladı aracı.Ama bi an o hızla kontrolünü kaybetti.Son anda frene bastı.Onun duymadığı ama o çevrede çok acı, sert bir ses olarak duyulan o fren sesinden sonra o hep mahalle de çocukların bu sesten sonra bekledikleri o çarpma sesi geldi.Hem de çok şiddetli bir şekilde.
---------------------------------------------------------------------------------------------------
Sevtapla Mert 2 yıl önce evlenmişlerdi.Çocuk bekliyorlardı.Sevtap 2 buçuk aylık hamileydi.Güzel bir tatil yapmışlardı ve mutlulardı.7 ay sonra gerçek bir aile olucaklardı.Eve doğru yola çıktılar.Müziği de açtılar şarkılar söyleye söyleye ilerliyorlardı.Arada birbirlerine bakıp gülümsemeleri ’Aşkı Hz.Adem ve Hz.Havva cennetten beraber getirdikleri menkıbesini’ doğrular nitelikteydi.
Sevtap edebiyat öğretmeniydi.Çok güzel şiir yazardı.Hani erkekler sevdikleri kızlara şiir yazardı ya bunlarda tam tersiydi.Sevtap Mert’e şiirler yazardı.Çünkü Sevtap yetenekliydi ve Mert ona ilham veriyordu şiir yazması için.Mertte bu yetenek yoktu denemişti bir kaç kez Sevtap’a şiir yazmayı ama becerememişti.Ama şiir yazmaktan çok daha ötesi bir mutluluk verdi Sevtap’a.Sevgisini.Mısralara sığmayacak kadar duygu yüklü bir sevgi.Bu büyük aşk 2 yıl önce evliliğe gitmişti.Ve şimdi en güzel çağındaydı.Anne ve baba olma heyecanı vardı ikisinde de.
Saatlerce yoldalardı.1, 1 buçuk saat sonra evlerine varacaklardı. Ama olmadı.Virajı alır almaz karşılarına bir köpek çıktı.Mert köpeğe çarpmamak için direksiyonu kırdı.Ama bir daha hakimiyet kuramadı direksiyon üstünde. Arabaları takla atmaya başlamıştı.3 takla attıktan sonra yol kenarında durdu araba.Araba hurdaya dönmüştü.
---------------------------------------------------------------------------------
Mustafa kamyondan indi.Önce uzaktan inceledi.Benzin akıtıyor mu patlama riski var mı diye arabaya baktı.Emin olunca yaklaştı.Arabanın içine doğru ’İyi misiniz’ diye bağırdı.Cevap gelmiyordu ama hırıltıya benzer sesler geliyordu arabadan.Arabanın içinde bir erkek bir kadın vardı.Kadının durumu kötü görünüyordu.Mustafa kadının ölmüş olabileceğini düşündü.Ama erkek yaşıyordu.Hırıltılar ondan geliyordu.Hırıltı inleme gibiydi yardım istiyor heralde diye düşündü Mustafa.Belli olmaz belki dua ediyordur dedi.Bir kaç soru daha sordu.’Nasılsınız’ ’Beni duyabiliyor musunuz’ gibi. Cevap yoktu.Sadece hırıltı.Kamyonunda kalan telefonunun yanına gitti.Telefonunu aldı.Hastanenin numarası neydi neydi diye düşünüyordu.Acayip gerilmişti.Kendine sövüyordu.Arada yola bakıyordu.Biri durur da yardım eder diye.Artık küfürleri dışından ediyordu.Hastahanenin numarasını bilmediği için kendine lanetler okuyordu.Arabaya gitti tekrar adam da gittikçe kötüleşiyordu.Hırıltı sesi gittikçe azalıyordu.İyice gerildi Mustafa.Ender geçen arabalara el yapıp yardım isteyecekti yola doğru yürümeye başladı ki sadece onu değil bütün çevreyi şoke eden kuşların dallardan kalkıp akın akın uçmasına neden olan bir fren sesi duydu.Ve bir çarpma sesi.Kamyonun sarsıldığını farketti.İşte o an durmuştu Mustafa için.Hareket edemiyordu.Düşemiyordu bile yere.Sular gibi akan teri bile durmuştu.Buz olmuştu vücudunda.Kendine gelmesi bir kaç dakikayı buldu.Kamyonunun arkasına doğru koştu.Ve tekrar şoke oldu.Berbat bir görüntüydü.Araba Kamyonun arkasına çarpmıştı.Ama şu anki durumunda ona araba denilebilirse.İçindeki insan acaba neresinde bu arabanın diye düşündü.Bu durumda onun içinde olabilmek için ya parça parça olmak gerekirdi ya da sünger gibi esnemek.Arabanın içine baktı.Adam vardı içinde yüzü kanlar içinde sağ elindeki iki parmağı kopmuştu.Nefes almıyordu.Hiç bir hareket yoktu vucüdunda.Ölmüştü.Mustafa arkasına döndüğünde en az 4 5 araba görmüştü.Birileri telefonla konuşuyordu.Sanırım hastaheneyi arıyordu.Birisi cep telefonu kamerasıyla olayı çekiyordu.Muhtemelen Gürültülü bir ortamdı ama Mustafa duymuyordu.Hissetmiyordu.Bir kaç adım attı.Bakışlar ondaydı.Bazısı ona sövüyordu herhalde ’Bu kamyon buraya bırakılır mı?’ diye.Bazısı da ’Öyle demeyin diğer kazaya yardım etmek için durmuş sanırım’ diyordu.Mustafa birden yere yığıldı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Gözlerini açtığında ambulanstaydı.Denedi ama olmadı.Konuşamadı.Hemşire nasılsınız dedi.Cevap veremedi.Hemşire devam etti.Bir şok geçirmişsiniz.Hafif hafif kendinize geleceksiniz.Merak etmeyin iyisiniz dedi.Mustafa zorladı kendini ve nefes nefese ağzından bir kelime çıktı.’Diğerleri’ hemşire anlamıştı.İyiler yaşayacaklar dedi.Mustafa bir nebze rahatlamıştı.Gözlerini kapadı.Tekrar gözlerini açtığında hastahanedeydi.Bu sefer daha iyidi.Konuşabiliyordu.Akrabaları vardı kapının önünde seslerini duyuyordu.Birden içeri karısı ve oğlu girdi.Konuştular iyiyim dedi merak etmeyin dedi.Sonra doktor girdi içeriye.Karısını ve oğlunu dışarıya çıkardı.Hemen sonra iki polis girdi içeriye.Sağlığını sorduktan sonra kazayı sordular.Anlattı Mustafa.Polislerin işi bitince kapıya yöneldiler.Mustafanın kalbi sıkıştı.Zor zar polislere seslendi.Cevabını korkarak bir soru sordu.Bu sefer eksiksiz bir şekilde ’Kaza geçiren diğer insanlara ne oldu?’ Polisler durakladı.Biri yanına geldi.Elini Mustafanın omzuna koydu.’Allah rahmet eylesin hepsi vefat etti’ dedi.Mustafa da ölmüştü.Hem de en ağır şekilde ama yetmedi polisin ağzında bir cümle daha çıktı.’Kadın hamileymiş ilk çocukları olacakmış çok yazık oldu’.Diğer cümleleri duymadı Mustafa.Ve o kazada asıl kimin öldüğünü kimin daha çok acı çektiğini düşünerek yaşadı.Ölmüştü Mustafa...
Haberlerde dinlediğim bir kaza haberinden esinlenerek yazılmıştır.
’Ölüm sizi bir şekilde bulur.Belki de o köpek hiç çıkmamıştı yola.Belki de Azrail bu sefer işini böyle yapmıştı.Arkasında bir kişiyi de hayatının sınavına sokarak’
Saygılarımla
Ahmet BAYRAM
YORUMLAR
![avatar](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/ufak/11427.gif)
Öykünüz bana geçen yıl yola çıkan bir köpek yüzünden kaza geçirip çocuklarını kaybeden halamı anımsattı.
18 yaşındaymışsın. Yolun çok başında olmana rağmen emeğin taktire değer. Yazdıkça çok daha güzel şeyler ortaya koyacaksın. Yazmaya meyilli gençleri sevmeli toplum. Çünkü edebiyata gönül vermiş insanlar düşünen insanlardır. Düşünen gençler bu memleketi daha ileriye götürecektir.
Yazılanları oku, sık sık yaz. Dediğim gibi çok yolun başındasın. Benden tavsiye, öyküdeki zamanlara biraz daha dikkat et ve duygu yoğunluğunu iyi ayarla. Ne ruhsuz olsun, ne arabesk...
Başarılar diliyorum.