MASAL
Hayalleri elinden alınmış çocuklar, hiç büyümez.Onların misketleri hep ceplerindedir.
Dere tepe düz gittikçe, misketler de, tek tek düşüp gider.
..
-ellerin ne kadar sıcak.Masal,vedalar yazık ki konuşturuyor insanı...Söylemem lazım Ben, annen değilim.!
..
-neden sustun, birşeyler söylesene kızım.İnan şu hastane koğuşunda olmasam, ellerin de bu kadar sıcak olmasa konuşamazdım.Muhtar seni bana teslim ettiği zaman ellerin buz gibiydi.Biberonunun yarısı süt, yarısı da suyla doluydu.Titriyordun...Bebek değil, sarı saçlı bir böcektin.
-alın size bebek, fazla araştırmayın dibini.Ben koca bir kadın, sen minicik bir bebek.Şimdi ne yaparız biz seninle.Evet; ben bir çocuk istemiştim Masal, ama istediğim kendime arkadaş olabilecek bir çocuktu.
Bir de baktım ki karşıma üşümüş bir serçe çıktı.Hani kış gelince, kiraz ağaçlarının hayaliyle pencerelere büzülüp göz kırpan serçeler olur ya.İşte bir serçe daha geldi...Güldüm.Üşümüştü ya ellerin, sarıldım.
Teşekkür ettim hem muhtara, hem tanrıya..
-neden susuyorsun Masal.Ömrümün son yokuşu bu biliyorum.Çıkmak ne zormuş sonları, söz demiştim kendime...Mutlaka anlatmalısın, mutlaka.
Senin bebek havluların olmadı biliyor musun.Çünkü bana anne ve çocuk sevgisi neymiş onu tattırdın.Dudaklarımla öpe, koklaya kurulardım.
Birgün,
hani o birgün var ya Masal, eğer o birgün sana birşey olsaydı, inan ben de ardıma bakmadan peşinden gelirdim.
..
-dört iş gününde raporların sonuçları belli olur, bekleyin dediler ya.Ben beklemedim, öldüm masal.hem sana, hem de kendime masallar anlattım.Dört gece ve gün...sonra; seni elimden aldılar...!
yoksun sandım, korktum, öldüm, üşüdüm, yandım, küldüm, Masal neden konuşmuyorsun ?
Sağlığını duyduğum zaman...Gözlerimi burada açtım.Neyim var onu da bilmiyorum.
Bildiğim, galiba sana hoşçakal diyeceğim.
..
-hastayı ameliyata almamız gerek, izninizle.
..
-anne...ellerin ne kadar sıcak.!
-seni çok seviyorum kızım,
-ben de anne, seni burada bekliyeceğim.Çabuk dön, olur mu ?
..
-muhtar amca teyzenin ameliyattan çıkma ihtimali var mı ?
-zor kızım, çok zor...
-peki benim Masal olmadığımı değil de onun ikizi olduğumu anlarsa ne olacak ?
-seni dört gün aradım öykü...hayatını vermişti biliyordum.Masal’ ın öldüğünü anlasaydı o da ölürdü.Eğer tanrı da ona hayatını geri verirse artık iş sana düşecek...ona güzel masallar anlat, fakat sakın içinde Öykü olmasın olur mu ?
Hadi gel de dua edelim ki, insanlar masallarına kavuşsun.
öyküsatıcısı 2011 Davidoff
YORUMLAR
Okuyunca ZAHRAD geldi aklıma.Bu güzel yazıdan sonra paylaşmak istedim.Yazan yüreğe sağlık.
DÜŞLEME
Doğdu insan – göçtü insan
ömrü boyunca
yetemedi
...günübirlik bir kelebeğe dönmeye
...bir gün olsun
yirmi dört saat
gönlünce yaşamaya
özgür
ve sevilmeye bütün çiçeklerce...
Güz’ün kurumuş yapraklarıyla birlikte
çöpçü
kelebekleri de süpürdü.
ZAHRAD
Davidoff
sn.kemnur' un düşündüğü gibi, öykü satıcı hiçbir öyküsünde haksızlık yapmadı,
yapmayacaktır.
Bu yazının hemen, hemen her satırı yaşanmış bir öyküdür.
Teşekkür ederim fosil61...TEŞEKKÜR EDERİM, ZAHRAD.
Hayalleri elinden alınmış çocuklar, hiç büyümez.Onların misketleri hep ceplerindedir.
Dere tepe düz gittikçe, misketler de, tek tek düşüp gider.
...
Çoğu öykü böylesine masal kalır isimsiz ve sözsüz...Hayallerinde bir ışık arar kendisi hikayesi için herkes...Bazen sarı, bazen kahverengi, bazen de siyah...
(-hastayı ameliyata almamız gerek, izninizle.)
...kimi zaman da anlatılmak istenen çok önemsiz kalır...Belki de yaşanmıştır, kim bilir?
Güzeldi...Hürmetler..
...ve dua saatine ortak olur tamiratına hayran yıkılışlar...
Kemnur
Kemnur
Yumuşak, kelimeler sizinleyken hep uysal ve sihirli. Büyüsü bozulmasın diye tek bir kelimeyle bile oynamıyorum okurken. Çizgisi, taşıdığı hassasiyet ve o anne sıcaklığı aldı götürdü beni benden. Yastık kokusu alıyorum ve bu duygunun başka tarifi yok:))
Sevgili Davidoff, çok değerli ve çıtası yüksek bir yazarsınız. Sizi takip etmek bir şans, tebrikler.