- 622 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SUİSTİMALLER ZİNCİRİ VE MEDYATÖRLER
SUİSTİMALLER ZİNCİRİ VE MEDYATÖRLER
Bir ülkede dürüst olmayan politikacılar yönetimi ele geçirmeye görsünler, kötülüklerin ardı arkası kesilmez artık. Orada insan temel hak ve hürriyetleri değil, sadece yönetimi elinde tutanların erkinden ve üstünlüğünden söz edilebilir!
Eğitim düzeyi düşük olan toplumlarda, insanları kandırıp popülist söylemlerle iktidara gelmek kolaydır. Onlara birazcık ucundan koklattınız mı, seçim öncesi rüşvetler gibi, oylarını bir yazmaya satarlar. Ama neler kaybettiklerini ve daha neler kaybedeceklerini uzun vadeli düşünemezler.
Emperyalizm sömürdüğü ülkelerde sömürü politikalarını hayata geçirirken, halkı işte çeşitli yöntemlerle, maddi ve manevi çıkar sağlamak amaçları etrafında böler, kamplara ayırır, popülizmin borusunu yüksek sesle öttürür. Balık hafızalı toplumlar da damaklarına takılan oltayı, bir değil, bir kaç defa her görüşte yutmaya mahkumdurlar. İnsanlar da balıklar gibi damaklarından yakalanırlar çünkü. Bu yaratılıştaki insanlar, bir kaç kez misinayı kırmayı başarsalar da, sonunda zokayı yuttular mı tam yutarlar. Ülkemiz bu aşamadadır, bu kez oltanın ucuna takılan yem büyüktür, dolayısıyla büyük balıkların önce tutulması kaçınılmazdır. Küçükler istese de bu yemi yutamazlar çünkü.
Suistimallerin ise ardı arkası kesilmiyor. ”Küçük kusurlar büyük kusurların anasıdır ‘‘ diye bir söz var belleğimde.
Şimdiye değin hangi kusurlar işlendi, haddi hesabı yok. Ama” Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!” diyen bürokratik çekingen anlayışın ürünü olarak, bugün herkesi boa yılanlarının yuttuğuna tanık oluyoruz. Çünkü başkalarını yutarken ses etmeyip, irileştiren bizdik bu boaları, ejderhaları…
Resen soruşturma hakkı var iken susan savcılar, çağdaş hukuk ilkeleriyle hareket etmek varken, icra davalarını takiple yetinen avukatlar ve hukukçular, geçmişten bu güne gelinen noktada, toplumun çökmesine zemin hazırlayan suçlara ortak oldular. Çünkü ”Gerçeği bildiği halde söylemeyen kişi, içinde bulunduğu topluma karşı suç işlemiş sayılır.”
Nerede hile varsa, orada çöküş kaçınılmazdır. Emeğin değerinin ödenmediği, bilimsel projelerin desteklenmediği, kısa vadeli, günü kurtarma amaçlı politikalar iflâsa zorunludur.
Hile ile bir seçimi kazanabilirsiniz, ama hile ile ekonomiyi yönetemezsiniz.
Hile ile yandaşlarınızı işe alırsınız, onlara kadro sağlarsınız, ama icraatlarınızı başarılı kılamazsınız.
Hile ile üniveriste sınavlarında soruları çalıp, satıp dağıtabilirsiniz ama kafasızları hayatta başarılı kılamazsınız.
Hile ile nüfus kayıtlarını değiştirebilirsiniz, ama sosyal gerçekliği değiştiremezsiniz.
Nüfus sayımlarında beyana dayalı esaslar ile halkı sayarsınız, ama hile ile oyları bir araya toplayıp, ulusal iradeye hükmetme hakkına sahip olamazsınız.
Hile ile soygun dosyalarını sümen altı edersiniz, ama yabancıların karşısında yitirdiğiniz prestijinizi geri kazanamazsınız.
Hile ile insanları manen doyurursunuz, ama karınlarını doyuramazsınız.
Cebren ve hile ile ile aziz vatanın bütün kalelerini zaptedebilirsiniz ama, damarlarımızdaki asil kanı atamazsınız.
Artık bu kadar olumsuzluktan sonra sıkıntı vermeye başlayan hayat, iyiden iyiye çekilmez oldu.Oysa bir silkiniversek şöyle, sırtımızdaki kan emicileri indirsek, hemen gürbüzleşeceğimiz kesindir. Yoksa bu kan emiciler ölümcül kenelerden daha beter, bizleri sömürüyorlar, köleleştiriyorlar.
Tok acın halinden bilmediği gibi, acın ekmeğini elinden almak için, her gün daha sıkı tedbirlere başvuruyorlar. Giderek ”Demokrasi” adına daha zorbaca yönetilmeye başladık. Yasadışı pek çok uygulama hayata sokuldu, ancak itiraz kapıları açık değil.
Bu durumda Yüce Türk Ulusu, kendi adına egemenliğini yeniden sağlamadıkça, maaşlarını parababalarından alan medyatörlerin, moderatörlerin borularını daha çok dinleyeceğiz.
KAHROLSUN EMPERYALİZM !
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ DEMOKRATİK TÜRKİYE !
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
En derin saygılarımla.
Şaban AKTAŞ
10.08.2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.