- 564 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bittiğim an
Bu hayatın benimle olan savaşı nedir anlamıyorum bir türlü. İşte onlardan birisi. Bir gün bir arkadaşımı ziyarete gittim, ilk kez gittiğim için adresi tam bulamadım. Belli bir noktada telefonla arayıp bulunduğum yeri tarif ettim ve beni almasını beklemeye başladım. Havanın soğuk olmasından dolayı üşümüştüm ve tam karşımda bir kahvehane vardı. Hayatımda hiç kahveye girmedim. Ama her şeyin bir ilki var değil mi. Girdim bir çay söyledim ve bir sigara yaktım. Çay bitti. Ama sigaram bittiğinde masadan küllük alınmıştı. Sağa baktım sola baktım alternatif yok. İzmariti boş çay bardağının içine bıraktım. Kahvedekilerin yaklaşık 20-25 kişisi birden ayaklandı. Ben tabi farkındalıksız rahat rahat yaymış oturuyorum. Meğer o muhitte artık delikanlılıkta mı diyeyim rajonda mı diyeyim her nerdeyse bi adetmiş, bardağın içine izmarit bırakmak : buranın ağası benim anlamında bir rajonmuş. …
Hadi buyur buradan yak!
Yandı gülüm keten helvam!
Gördün müüü gördün mü!
Siz daha da geliştire bilirsiniz tabi!
Sonra ne mi oldu?
Adamlar karşımda toplandı, bazılarında bıçak bazılarında çay ocağının altından çıkan sopalar. Ayağa kalktım. Çok keskin bir bakışla ve ağır abi tripleriyle (artık nerem benziyosa ağır abiye)
Çok sert bir ses tonuyla;
-beni dinleyin ulan, size tek bi şey söylicem ve mezbahaya çeviricem burayı. Herkes dinlesin lan! (beklemedikleri bir şeydi, hepsi bana öyle dikkatle bakıyordu ki anlatamam, sert bir ses tonuyla)
-bundan sonra, şimdi, duyuyor musunuz, bak buraya.. (birden ses tonunu inceltip) kahve rengi bir renkse kahve ne renk 2 dakikanız var ilk bilene Nokia kameralı cep telefonu
Bi an herkes birbirine başını çevirerek toplu ağızdan tek ses ;
-ney ney
Ah benim yurdum insanı o afalladığın 2 saniyeyi değerlendirmez miyim ben. Adamlar birbirlerine kafasını çevirdiğinde bi topuklarım, 100 metreyi 20 saniyede :)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.