- 1420 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DEJAVU + ZAMAN + BİR SORU
DEJAVU + ZAMAN + BİR SORU
Amerika’da yerin bilmem kaç kilometre altında, dört tarafı kalın kurşunlarla örülmüş bir odanın içinde bir deneme yapılıyor. Kurşun çok yoğun olduğundan onu her ışın geçemiyor. Bu sebeple böyle bir araştırma yapılmıştı yıllar önce. Sonunda o duvarlarda geçe bilen bir ışın, ışık ya da tanecik olduğunu belgelediler. Bir de teşhis koydular. Bu tanecik gelecekten geliyor diye. Çünkü öyle bir taneciği gönderebilecek bilinen bir kaynak yoktu ve olamazdı.
Özetlersem gelecekten günümüze taneciklerin geldiği belgelenmiş oldu.
Dünyanın en ünlü fizikçileri ve matematikçileri Albert Einstein’in izafiyet teorisi üzerinde yıllardır sürdürdükleri araştırmaların sonucunu açıklıyorlar. Zamanda ileri ve geri gitmek matematiksel olarak mümkün.
Bu iki tespitin sonucunda dejavu denilen bir olay var. Hemen herkes bu olayı yaşar. Bir yerde oturuyorsunuz. Bir arkadaşınız gelip size bir soru soruyor. Beyninizde bir ışık parlayıp sönüyor. Ben bu olayı sanki daha önce de yaşadım.
Veya sokakta gidiyorsunuz bir olay oluyor. O olayı ikinci defa yaşıyormuşsunuz gibi bir fikre kapılır, şaşırırsınız. Çoğu kez bu durum saklanır. Söylenmez. Oysa hemen herkes bu durumu yaşar. Buna dejavu diyoruz.
İlim adamları, bu konunun uzmanları nasıl açıklar bilemem fakat bu konuda benim de söyleyeceklerim var.
Bir defa benim mantığım der ki, şayet gelecekten tanecik geliyorsa, gelecek şu anda yaşanıyor demektir. Yaşanmıyor olsaydı, olmayan bir yerden tanecik gelmezdi. Demek ki şu anda gelecek var.
Dejavu denen olay, bana göre insan beyninin gelecekten gelen tanecikleri zaman zaman yakalamasıdır. Yoksa bir olayın nasıl olacağını olay başlamadan bilmesi mümkün olamaz. Medyumlar ve gerçek falcılar, yakalama işini bizlere göre daha fazla becerebilen insanlardır.
Gelelim Einstein’in izafiyet teorisine. Madde enerjiye dönüşür der e=mc² formülü ile. E enerji m kütle c ışık hızı. Şayet bir madde ışık hızının karesi bir hıza erişirse enerjiye döner ve zaman aşımına uğrar demiş neticede bu formülden hareketle.
Matematikçiler de toplayıp çıkarmış çarpmış bölmüş tanjant kök almış falan derken bunun doğru olduğunu rakamlarla ispat etmişler.
Buna göre farzetsek ki bugün bir zaman makinası yaptık. Zamanda istediğimiz yere gidebiliyoruz. Bindik makinanın içine. Düğmelere bastık kolları çevirdik. Acaip setler ve ışıklar altında çok kısa bir zaman içerisinde beş gün sonrasına gittik. Yaşadığımız şehir, yaşadığımız mahalle, yaşadığımız ev ve odadayız. Orda kimi görürüz? Kendimizi elbette. Komik gelecek ama kendi kendimizi görüp hoş geldin diyebileceğiz. Söylemek istediğim, ben burada, zamanın bu dilimi içinde yaşarken, aynı zamanda ben, geleceğimin her zaman diliminde yaşamaya devam ediyorum olmaz mı?
Hoş bulduk. Hoşça kal deyip kendimizden ayrıldıktan sonra, merak ediyoruz on gün öncesine ayarlıyoruz makinamızı. Sesler, ışıklar. Birkaç saniye sürmeden bu günden beş gün öncesine geliyoruz. O da ne? Aynı şehir, aynı mahalle aynı ev ve aynı oda. Bakıyoruz. Kendimiz orada da bize dönüp hoş geldin diyor.
Şimdi, gelecekten tanecikler geliyor demek ki gelecek şu an var. Medyumlar geçmişi bilebilirler. Demek ki geçmişten gelen ama henüz tespit edilemeyen tanecikler de var. Yani geçmiş de şu an var.
Bu gün de var.
Gelecekte ve geçmişteki kendimize bir soru soruyoruz. Sen zamanın neresindesin? Geçmiş misin bu günde mi gelecekte misin? Hiç çekinmeden cevap veriyorlar: Bugündeyim. Makineye binip yaşadığımı sandığım zamana dönüyorum. Aynanın karşısına geçip bu günde olduğunu sandığım kendime de soruyorum aynı soruyu. Cevabım aynı oluyor. Bugündeyim!
Diyorum ki her karesi yaşayan bir film şeridi var. Ben ve bütün insanlar aynı anda bütün karelerde canlı, yaşıyorlar. Bu duruma göre:
Gerçekte ben zamanın neresindeyim?
Siz neresindesiniz?
TURGUT UZDU -28/07/2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.