26 YAŞINDA ÖLEN BİR GENCİN ARKASINDAN MERSİYE
“Ölüyorum tanrım
bu da oldu iste
her ölüm erken ölümdür
biliyorum tanrım
ama ayrıca aldığın şu hayat
fena değildir
üstü kalsın” Cemal SÜREYA’ YA ait dizeler her cenazede aklıma gelir kalemime takılır durur. Ve demlenir yüreğimde hüzünlerim, kabarır yaralarım, mayalanır dertlerim.
Hâllenirim kendi kendime… Bir canın yok olup gitmesi esasen evrenin yok olması demektir, öyle kabul ederim. Etiyle, kemiğiyle, canıyla, fikriyle, zikriyle dile kolay; bir can…
Ateş düştüğü yeri yakar. Yakar da ne kelime kül eder, kül eder de ne kelime yok eder. Köz köz olmuş yüreklerin sancısını hiçbir merhem iyileştiremez. Dağ dağ olmuş gönüllerin acısını hiçbir ilaç dindirmez.İçten içe yanar, içten içe kaynar ve kendi kendine kabuk bağlar. Kabuğunu kendi elleriyle kaldırır CAN yitiren.
Salası okundu mu falan kişi diye… Dayanır mı yürek? Dayanır mı can? Dayanır mı beden? Dayanır mı göz?
Nafiledir her şey…
Göz göz olur ten…
Köz köz olur can…
Kan kan olur herkes.
Suçlu kim? Suçlu kim mi? Herkes…
Ölen bir toplumdur esasen. Defnedilen bir ilçedir bilene… Sahipsizliğine, ilgisizliğine veryansın ediyorum. Dokunmayın, yorumlamayın lütfen! Kim aç kim tok, kim yalnız kim sahipsiz, kim dertli kim muzdarip, kim kol kanat olacak, kim kollayacak? Kim sahip çıkacak kim arka duracak?
Hani büyüklerimiz, hani din adamlarımız, hani öğretmenlerimiz, hani komşumuz, hani arkadaşımız? Herkes salasını dinlemekte bir başkasının. Herkes başında taze bir ölünün. Oysa defnedilen yüreğimizdir. Defnedilen yetiştirdiğimizdir. Dalımızdır, çiçeğimizdir, kokumuzdur, evladımızdır.
Farkında mısınız neler oluyor bu ilçede?
Saysam suç olur…
Saymasam felç olurum.
“Ben yanarım yavrum sana,
Yavrum yanar yavrusuna.
Yaradan’ ın kanunu bu;
Koyun meler kuzusuna.” değil işte, böyle olmamalı işte… Bu ilçedeki bir can kaybı bütün ilçenin can kaybıdır, bu ilçedeki bir gözyaşı bütün ilçenin gözyaşıdır. Maruzatımı ifade edebildim mi? Bu ölüm dâhil her şeyde bu böyledir. Böyle de bilinmelidir.
26’sında terki âlem eyleyen bir gencin ardından tarafımdan yakılan bir mersiyedir bu sözler. Şemaili mühim değildir bu yazının, muhtevası önem teşkil etmektedir, özü mana taşımaktadır. Bir genç hayatının baharında kışa girmiştir. Bir genç yaşamın ortasında sonsuzluğa geçmiştir. “Rindlerin Ölümü” geldi aklıma… Yahya KEMAL’E ait… Ne de çok şey takılıyor aklıma… Ne de hüzünler saklı aklımda, ne de ölüm üzerine yoğunlaşmış dizelere sahibim.
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar; her gece bir bülbül öter.
Yattığın yer mezar, örttüğün yorgan toprak, baktığın yer soğuk bir mekân bugün. Oysa gönüllerde bir gül yaprağı gibisin şimdi. Akıllarda bir mavi gökyüzü, tenlerde bir sıcak dokunuş, gözlerde bir tatlı tebessüm, dudaklarda bir hisli duasın.
“ Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar” Necip FAZIL ne de güzel ifade etmiş: ”Ne taze ölüyü
mezar.” Mezar hazırdır, musalla taşında herkes nazırdır… Er kişi niyetine talkın verir imam. Defnedilir ebedi istirahatgahına beden, ilk toprak, ilk karanlık, ilk sorgu sual…
Acısı yüreğe bastırılmıştır ağlayan ağlayabildiği kadar ağlar. Gözler kuruyabildiği yere kadar ıslanır, haddi yoktur hüznün. Ses çıkabildiği en son mertebeye kadar çıkar, yürek yırtılabildiği en uç noktaya kadar yırtılır. Gerisi hayal olur ahire değin. Gerisi bir rüya olur yaşanmış acısı ve tatlısı ile belleklerde iz bırakan.
Turşusu kurulur hüzünlerin, sonbahara döner mevsim. Kuşlar acı acı ötüşür, güller kan kan açar. Her şey ölüm kesilir, herkes ölüm olur. Bir ambulans sireni, bir kan grubu anonsu, bir can pazarı akla gelir. Yaşam gelir akla sonsuza değin sürecek denli içine düştüğümüz. Yaşam gelir sımsıkı tutunduğumuz inceden bir ipliğe benzeyen. Bu ip ne kadar taşıyacak bu canı, ne kadar dayanacak? Bu ip koptuğunda bir gün bağlanmayacak bir daha, koptuğu yerden. Bu ip kopacak bir gün, elhak unutmayın!
Kalplerde saklı duracak bütün hatıran, dudaklarda daim olacak ismin. Sesin hoş bir seda olacak sonsuza değin, yâd edilecek iki cümlede bir varlığın.
Yüce rabbimden arzum şudur naçizane… Affına sığınıyoruz, affına mazhar olmak istiyoruz. Affedensim, sakıyansın, görensin, bilensin. Ölenlere rahmetini verensin. Affet bizleri ve herkesi… Kapında el açıp duranlarız.
Yüce rabbim mağfiret eylesin.
Kalanlara sabrı cemil eylesin.