- 585 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Gitmek Gerek
Yol, mavi bir boşluk. Gitmek gerek. Yol, huzurla ufuk çizgisinin kesiştiği yer. Gitmek gerek. Yol, umudun belki de en parlak olduğu zamanlar. Düşlenilen, düşletilen zamanlar. Gitmek gerek... Hele de bu sessizleşen zamanlarda bir an evvel gitmek gerek. Sessizleşen zamanları coşku dolu kıvılcımlara çevirebilmek için bir an önce...Ben yolumu özledim. Gitmek istiyorum. Gece başımı yaslayıp otobüsün camına, yıldızları seyretmek istiyorum. Arada uyuyan insanların yüzlerini seyredip, onlardan öykü çıkarmak istiyorum. Yolu, yol kenarındaki tarlaları, yıldızları, gökyüzünü her zamankinden daha fazla önemsemek istiyorum. Buna ihtiyacım var...
Hiç bilmediğim bir yer olmalı mesela gideceğim yer. Hiç bilmediğim, görmediğim sokaklar görmeliyim. Hiç bilmediğim çocukları sokaklarda oynarlarken seyretmeliyim. Hiç bilmediğim bir bakkala gidip alışveriş yapmalıyım. Hiç bilmediklerim, bildiklerim olmalı böylece. Gördüklerim, hissettiklerim yaşadıklarım, anılarım, coşkularım olmalı.
Yol, benim mutluluk büyüm. Bu hiç bir zaman değişmeyecek. Gecenin orta yerinde, mola yerinde sımsıcak bir çay içmeliyim, mest halimle. Sevdiğimi düşlemeliyim. Sevdiğime kavuşacağım anların coşkusu sinmeli içime en keskin haliyle. Yolun göğsünde ağlamalıyım belki de bu zamanlar. Yolun omzuna yaslanıp dertleşmeliyim. Bana emanet hatıralardan, arzulardan bahsetmeliyim yola. Yol, ben olmalıyım, ben yol olmalı...
Ve bir şiir yazmalıyım, yola armağan :
Yol gelmiyormuş!
Neden?
Yol çıkmaz düş bir düş tarlasına girmiş!
Neden?
Yol ağlıyormuş!
Neden?
Yol aşkmış.
Neden?
Gökyüzü, kuşlar, yıldızlar, rüzgar, ağaçlar beslermiş yolu yürekleriyle...
Neden?
Çünkü yol savrulurmuş,
bir o yana,
bir bu yana,
umut dağıtmaya,
seyrelmiş hüzünlerin arasına mutluluk serpmeye...
Yol, koca bir roman olmalı benim için. Her harfi, derinlerde bir yerde uykusundan kaçmış. Yol, sevgili olmalı benim için. Bir kuş sürüsü gibi birbirine bağlı, mutluluğuma süzülen bir sevgili.. Yolda ruhum, huzurla çırpınmalı. Çocukluğumu anımsamalıyım hep. Resim defterlerime çizdiğim pastel düşler gelmeli aklıma. Sulu boyayla çizdiğim gökyüzü sokulmalı düşlerime. Çocukluğumda, yemyeşil bir tepe çizdiğimi hatırlamalıyım, sonra tepenin aşağısındaki yolu. Yanından nehir geçen yolu. Hani şu masallardaki gibi...
Yol ruhumu huzurla kaplamalı. Ruhum huzurla kaplanırken, ben yolun saçlarını okşamalıyım en narin duygumla. Yumuşacık ve pürüzsüz olmalı yolun teni. Bir bebek gibi masum olmalı yol. Ne yol, kimseyi incitmeli, ne kimse yolu incitmeli. Yalansız ve duru olmalı yol. Aşk gibi kokmalı. Aşkı arayanlara kılavuz olmalı. Her zaman bağışlamalı yol, tılsımını esirgememeli asla.
Yol, mutlu etmek için sevenlerin hikayesi olmalı. Ben yola gülümsemeliyim, yol bana. Buzlanmış tüm nefretleri çözmeli yol. Parlak, ışıltılı bir umut kazınmalı yolu paylaşan herkese...
Ey güzel yol... Gitmek gerek, gitmem gerek sana. Birkez daha, birkez daha arınmalıyım, sende hissettiğim huzurda. Bir kez daha kavuşturmalısın beni, içinde mutluluklarımın gizlendiği sırlara. Kurtar beni iyilikten uzak her şeyden. Gitmek gerek, gitmem gerek, hele de bu çaresiz zamanlarımda...
Oktay Coşar