- 877 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
KÜRTLERE DÜŞMAN MIYI /M/ Z ?
Irkçılık insanlık suçudur !
Hiç kimsenin kimseye ırkından, cinsinden, inancından, kültüründen vb. dolayı düşmanlık etmesi anlayışla karşılanamaz. Bu hak hiç kimseye verilmedi, verilemez !
Bu ülkede hiç kimse Saf kan Türk olmaktan, ülkenin gerçek sahibinin de onlara ait olduğundan söz etmesin. Çünkü bunun adı da ırkçılık olur !
Kurtuluş savaşımıza katkısı olsun olmasın, Ay yıldızlı bayrağımız altında, barış, birlik, hak, hukuk, karşılıklı saygı, devlete bağlılık anlamında huzur içinde yaşamak isteyen herkese ülke topraklarında her türlü eşitlik tanınmak zorundadır.
Özellikle Mustafa Kemâl Atatürk’ün felsefesi de budur. Kaldı ki Fatih’in İstanbul’u aldığında yayınladığı fermanı hatırlayın. Peygamberimiz (SAV)’in ’ hadis ve felsefesini hatırlayın ; hepsinde de bu konuya vurgu vardır.
Irkçılık ne dinimize ne ahlâk yapımıza ne de felsefemize uygun değildir.
Öyleyse hiç kimseye etnik kökeninden, dininden, mezhebinden , cinsinden dolayı ayrım yapılamaz.
Hemen birileri çıkıp kadınlara cinsiyet ayrımı yapıldığını, Kürtlere etnik ayrımcılık ve hatta asimilasyon uygulandığını iddia edebilir.
Özellikle kadınlara karşı yapılan ayrım ve şiddet uygulamaları kanayan yaramızdır. Birlik içinde, insanlık adına bununla mücadele edilmelidir.
Kürtlere ayrım yapılıp yapılmadığına gelelim :
Hangi Coğrafyanın anayurtları olduğunu kendileri çok iyi bilirler. Yıllarca o bölgelerde Ağalar, Şıhlar tarafından sömürüldüler. Acaba bu Ağalardan, Şıhlardan hangileri Kürt değil de farklı etnik kökenliydi ?
Devlet yıllarca Kürtleri bu Ağa, Şıh mezaliminden kurtarmaya çalıştıkça, onlar bu Ağaların, Şıhların kışkırtmalarıyla devlete baş kaldırdılar. Cahildiler ve kolay kanıyorlardı. Tarihimizde 29 Kürt isyanı yaşamışık. Sonuçları tabii ki çok acı. Hepsinin sonunda istenmeyen yaptırımlara maruz kalmışlar. Bu yaptırımlar eleştirilebilir elbet fakat şu soruyu da kendilerine sormaları gerekmez mi ?
Acaba niçin başka bir etnik gruba benzer yaptırımlar uygulanmamış ? Örneğin Lâzlarla niçin uğraşmamış bu devlet ?
Bunun sebebi bu devletin sadece ve sadece Kürt düşmanı olması olabilir mi ? Mümkün mü böyle bir şey ?
Aramızda varsa eğer sadece ve sadece Kürt düşmanı olanlar ; hepsine lânet olsun !
Kürtler PKK ve benzeri örgütlerin de kışkırtmalarıyla bu ülkeyi bölmeyi, parçalamayı, bu topraklar üzerinde ayrı devlet kurmayı amaç edinerek devleti ve Türk halkını kendilerine düşman etmişlerdir.
O coğrafyadan göç edip, yurdun her hangi bir bölgesine giden- istanbul, Ankara, İzmir vb.- hangi Kürt asıllı yurttaşımız gecekondu yaptığında, Kürt olduğu için tapusu verilmedi ?
Hangi okul kimi, Kürt olduğu için dışladı ? İş yerlerinde çalışmalıdar mı ? Aynı apartmanlarda birlikte oturmadık mı ? Kız alıp vermedik mi ?
Milletvekili, bakan bile olmadılar mı ?
Bu nasıl ayrımcılık, nasıl dışlama ?
Buna rağmen siz tutturmuş ’ Biz özerklik ilân ediyoruz. Bu gün özerklik, yarın bağımsızlık ’ diyeceksiniz, askerimize, polisimize kurşun sıkacaksınız, iş yerlerimizi, otobüslerimizi yağmalayacaksınız ; biz de size tepki gösterirsek ’Kürt düşmanı ’ olacağız !
Öyle yağma yok efendiler !
Ay yıldızlı bayrak altında, birlik içinde yaşamak isteyenlerinize lâfımız olamaz. Ülkeyi bölmek isteyenlerinize düşman olduğumuzu/ olacağımız söylemekten geri kalamayız.
Her kim ki , bu ülkenin bir karış toprağına göz dikmiş, bu amaçla askerimize, polisimize kurşun sıkmışsa düşmanımızdır !
Kim ki ; bölücülere karşı tavrını koymuş, birlikten, beraberlikten, barış ve huzur içinde yaşamaktan yana karar vermişse dostumuzdur ? Bunlar bu ülkeye sonradan yerleşen Rus, İngiliz, Alman vb. ler bile olabilir.
Bu ülkede kimse Kürtlere ya da başkalarına düşman falan değildir.
Ancak vatanını seven herkes, bölücü olan herkese düşmandır, düşman olmak zorundadır !
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Offff.... Fikretim Offff...
Ne diyeyim başka?
Ne oluyor? Niye oluyor? Niçin oluyor?
Öptüm gözlerinden....
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL
olmayanadam
İnsanların öldükleri bir konu üzerine yorum yapmak çok zordur. Hele kürtseniz daha da zordur. Bunlarla ilgili konuşmak çok uzun sürer. İnsanlar sadece ne zaman kendilerini başkalarının yerlerine koymalarını öğrendikleri zaman o vakit bir çok mesele hal olunacaktır. Saygılarımla
Fikret TEZEL
FARQİN2101
Fikret TEZEL
Bölücü olmayan hiç bir vekilinize dokunulmadı. Şu anda bölücü olduğunu resmen açıklayanlarınıza bile dokunulmuyor ? Alenen PKK'nın siyasi kanadı olduğunu açıklayan partiniz meclise davet ediliyor. Siz birlikten yana olun , size ayrımcılık yapan herkesin karşısında birlikte duralım. Sözünde durmayan namerttir !
Roza
1- Uzun süre ölü Kürt’ün en iyi Kürt olduğu sanıldı. Çok öldüler, çok öldürdüler. Sonra başka bir ‘açılım’ bulundu. Şimdilerde teslim olan Kürt’ün en iyi Kürt olduğu sanılıyor. Teslim olmayan için ise hâlâ eski sanı geçerliliğini koruyor. Oysa ne ölü Kürt ne de teslim olan Kürt bu ülkenin geleceği olabilir.
2- ‘Böl ve yönet’, egemenin asla vazgeçmediği bir taktik olarak Kürt meselesine dair üretilen politikaların arka planında hep yer alıyor. Bunun pratik ifadesi ise çok net: Bölemiyorsan öldür! Oysa Kürtleri talepleri olan bir topluluk olarak algılamak yerine atomize edip güçsüz kılarak yönetmeye çalışmanın sonuç getirmediğini herkesin çoktan anlaması gerekirdi.
3- Kürtleri bir varlık olarak tanımak, “Derdin ne?” sorusuyla başlar. Bu soruyu sormadan üretilen ‘açılım’ ise çok kötü bir kibrin ürünü olabilir. Oysa Kürtlerin lütuflara değil insan yerine konulmaya ihtiyaçları var.
4- Devlet sofrasına oturan bazı Kürtlerin, sofradan kalktıktan sonra ‘iyi Kürt’ kimliğine kavuşmuş olması, sofranın sahiplerinin sürekli ağzını sulandırıyor. Oysa, devlet sofrasında ‘iyi’ olan Kürt’e, Kürtler arasında hiç de iyi gözle bakılmadığını daha kaç örnek anlatsın?
5- “Kürt’e yatırım yap, iş bul, karnını doyur, o zaman tüm sorunlar çözülür.” Bu anlayış bu topraklardaki en temel argümanlardan biri. Oysa asıl kızılca kıyametin koptuğu mücadele alanının, yoksul ve zengin Kürt’ü nasıl birleştirdiğini bakmasını bilen herkes görüyor.
6- Kürt ne söylese, bölücü damgasını yemeye mahkum. Oysa Kürt’e kulak veren, ‘biz bu ülkeyi bölmek istemiyoruz’ cümlesini kolaylıkla duyacak.
7- Kürtçenin inkar edildiği bir ülkede yaşamıyoruz artık. Ne var ki, Kürtçe üzerindeki asimilasyon politikasından hâlâ vazgeçilmiş değil. Oysa çok basit bir kuralı hatırlamak, asimilasyondan vazgeçmek için yeterli: Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma!
8- ‘Açılım’ deyip adım atmamak, sözler verip yerine getirmemek neredeyse devletin kötü bir alışkanlığı. Oysa aldatılma duygusu içinde olan Kürt’ün, müthiş bir öfkeye kapılması kadar doğal bir durum olabilir mi?
9- Kürtlerin bu ülkede yaşıyor olmasından kaynaklanan doğal hakları bile nedense şarta bağlı. Ve nedense bu şartların asla sonu da gelmiyor. Oysa Kürt meselesinin çözümü, Türkler için de bir özgürleşme demek. Ve egemen olan, Kürde bir kez ‘eşit vatandaş’ gözüyle bakmayı becerse, barış adına, gerisi çorap söküğü gibi gelecek.
Ertuğrul Mavioğlu
BİR OKURSANIZ İYİ OLACAK.....