- 632 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
’'Dûr bûma''
Kesildim. Şimdi kanamaları durdur. Dik açılmış yaralarımı. Tuzla. Yaramın merhemine acı diye sür gözlerini. Nuh tufanı-meftun- sineme akar meşru bir liman. Mor rüya kaldır ellerini üşüdüm. Hasta oldum. Kesildim. Yine bir taraf çöl... Bir taraf koyu... Bir taraf karanlık…
İlk sıcaklığım güneşten, ikincisi buzdan, üçüncüsü kandan… Hücrelerime sindi artık kimsesizlik. Soğukluğun evvelinde ağrır rüyalarım. Eğirir gece. Karar gündüz. Terlet yalnızlığımı, üşütmelerden sıyır. Düz yolda savsaklamadan, sar adımlarımı kaldırımlarına.
Bade verir, suya yazı, dilimde lâl. Gölgelerin neftî. Ağır olur vebal. Çekimsiz eylemim. Çekimle nefesimi. Yüreğinin geçitlerinde geçit verme sesime. Çığlıklarım sarsar suskunluğunu. Bozar büyüsünü zümrüdün. Fesleğenlerin intiharında can verir kelimelerim.
…
Büyüteç.
Açıl önümden, dür-bûnum uzaklığı göstermez. Uzaklığım zaten yanımda uzar. ‘’Dûr bûma jı ta’’* yakın et kendini, kaçtım yakala beni, kayboldum bul beni, silindim yeniden yaz beni, hapsoldum firar et beni.
…
Irmaklar duvarlarına çarpa çarpa büyür. Ses gibi. Kendi dilinden söyler sevdiğini. Hangi acıdan söylenmişse bu söz, duvarına isyan zılgıtlı harfler boşanmıştır. Yağdır kendini, sesim sesini özler. Bir çift kumru konar işte feryadıma, indirir göğün telaşını, melekler ihtizazda. Sabır et gönlüm hercai düşlerim açılacak, derildi derilecek, mavi savaşlarım.
…
Başıma topla bütün savaşları. Can versin çığlıklar susuşunla. Kaybet kendini toprağımda bulduğum bir sensin güneşlerde. Gereği yok denizlerin gözlerinde hapsettiği med-cezirleri. Bir ihtişamın provasını yapmadan gir gönlüme. Bahar kalsın sağanakta.
…
Uzak oldum senden, uzak düştüm. Düştün zaten, hayalimi de düşürdün. Şimdi savrulan gökte kuşlar, uçar durur düşürmeden düşleri. Hangi akiste yankılanmışsa bilmem, yağmur alıp çizmiştir zihnimdeki resimleri.
Uzadım, ırağın yasına küçüldüm. Şimdi yasın renginde, fırtına çiçekleri yeşerir. Yitirilmiş aşkların kapısına hasret iliştirilir.
Ve mekik. Ve iklim. Hasret kıskacında hüzün. De ki hasret bütün bir varlığın var eden sesidir. De ki hazan hasret demlerinde solmayan bir seferdir. De ki sen, ben senin gözlerinde büyümüş bir halim. De ki zaten sen büyütmüşsün ellerinde kanaryaları, bu yüzden serçeler gagalamaz matemlerini…. De ki nisyan. Derim ki hasret. İçimde derin bir yara. Bil işte bu perondan sevince yer yok.
…
Bıraksam üşüyeceğim. Hava sesimde kanayacak. Oksijen yakacak genzimi. İmdadıma uzanan el düşecek, yarım kalacağım, bir şiirin ortasında. Sen de, benim gözlerime dik burçlarını. Keşfe çıkan seyyahlar bir evliya çelebi olsun gözlerinde. Düşlerim ki iktizaz sabahlarına leke bulaşmasın diye uykusuz bırakıyor kendini denizlerine.
Olmalıydın ki sabah, düşecekti gözlerimden ayaz. Çığlıklarımı sererdim kahvaltı sofrana. Şiir derdin zemheri kesilmelerinde bir sabahtır. Rahatlığın kentinden gözbebklerin istanbul ederdi. Uyandırmalıydım ki olmalıydın. Sabah. Kesildi gözlerim, kan revan, bu bağdat seferimdir.
Hani kalkardın da aniden, yerinden çıkardı kalbin. Şimdi kalpsizim çıkardım kalbimi geceye serilecek hüzün lekerinden. Mahpus ettim de görmedin. Ellerime lekesi bulaştı kaçtığım ölümlerin. Şimdi hangi hayat kurtacak beni. Hangi seste büyüyecek sevinçlerim.
Kal idim.
Vuruldum.
yakınlığınken
‘’ Dûr’’ a düştüm
*uzak düştüm senden
YORUMLAR
kelime ziyafeti ile soluksuz okuma keyfi verdiğiniz için teşekkür ederim....kelimeler ne kadar akıcı, ne kadarsaf ve temiz...hani suya bırakılan bir çer çöp misali alıp beni sonuna kadar sürükledi dersem isabet olur....yüreğinizin derinliklerinden gelen bu güzelliklerin dahada artarak satıralara yansıması dileği ile.....tebrik ederim...