- 652 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Şimdi Buradayım
“Arabayı hangi arada derede arakladınız lan?”
Direksiyondaki Cem başarısının verdiği gururla:
“Üzümü ye, bağını sorma.” diye kasındı.
“Yiyeceğim de bu Cavit’in babasının arabası değil mi?”
Doğruydu, Cavit’in babasının arabasıydı: Füme beş otuz. Sorun şuydu ki Cavit arabadaki üç kişiden biri değildi. Önde oturanlardan ses çıkmayınca arabaya en son binmiş olan Giray bir şeyin yanlış olduğunu farketti.
“Arabayı aldığınızı Cavit biliyor, değil mi?”
Cem’le Özkan birbirlerine bakarak güldüler. Durum giderek kötüye doğru gidiyordu.
“Abi söylesenize, Cavit nerede?”
Cem arabayı aniden yolun kenara çekti. Frenle beraber hepsi bir öne gidip geldiler. Durunca Cem direksiyona kapanıp gülmeye başladı. Özkan ise onun omzuna başını dayamış, gözlerinden yaş geliyor, bir yandan da hıçkırıyordu.
Neden sonra Cem başını kaldırıp anlatmayı denedi:
“Sabah Özkan... Of ya”
Tekrar gülmeye başladı. O gülünce Özkan da onun omzuna ikil eliyle birden sarıldı. Hala yüzü gözükmüyordu.
“Ne diyordum? Ha, Özkan sabah bana damladı. Güya Teşkviye’de yeni açılmış piyasa bir yere gidecektik ama nedense gitme fikri baydı, vazgeçtik.”
“Paranız yoktu değil mi, hipneler?”
“Ne yalan söyleyelim, yoktu. Hani karı kız götürüyor olsak bulup buluştururduk ama sadece kendimiz varken kasmadık. Gitmeyince de evde baymaya başladık. Sonra aklıma Cavit geldi.”
“Nereden senin aklına geldi, atma. Ben söyledim ya.” Özkan sonunda gülmesine engel olup konuşabilmişti.
“Neyse, ha sen, ha ben... Ne farkeder? Çağırdık Cavit’i; bu da kuzu kuzu geldi.”
“Nereme kuzu kuzu geldi? Bir saat homurdandı, yok çalışması lazımmış, yok arasınav dönemi yaklaşıyormuş, yok daha malzeme inekleyecekmiş...”
“Abi, sen bir yere yazdın mı herifin tüm söylediklerini? Bu nasıl hafıza lan? Her bir şeyi hatırlıyor.”
“Telefonda dil döken bendim, tabi hatırlarım.”
“Neyse, Özkan ne yaptı, etti bu garibanın kanına girdi. Tıpış tıpış bizim eve geldi. Ne yapalım, edelim derken bunu alıp arka odaya götürdük.”
Özkan müdahelelerine devam ediyordu:
“Abi, sen sürsene. Arabayı kenara çekelim diye almadık, değil mi? Yolda anlatırsın.”
Cem ona hak verip tekrar yola çıktı.
“Ne diyordum, hah! Cavit’i aldık, arkadaki oturma odasına götürdük. Film seyretmeye başladık. Tatlı tatlı seyrediyoruz derken, Özkan kalktı ve içeri gitti. Aldırmadık. Sonra baktık ki gelmiyor, ben Cavit’e devam etmesini, Özkan’a bir bakıp geleceğimi söyledim ve ben de içeriye geçtim.”
Araba da kırmızıda geçtiler. Ön koltuktakiler aldırmıyorlardı.
“Özkan salondaydı. Ayakkabılarını bile giymişti. Sessizce dışarı çıkıp sokak kapısını kapadık. Adamın üzerine kapıyı kitledik.”
Cem’in evinde kendisinden başka kimsenin olmadığını biliyordum. Ailesi kardeşini de alıp yazlığa gitmiş, Cem yaz okulu için evde kalmıştı.
“Cavit durumu uzun süre farketmedi. Adam sonuna kadar oturup filmi tek başına seyretti.”
“Nereden biliyorsunuz? Geri mi döndünüz?”
“Ne döneceğiz? Adamın cebi çaldırdığı saate bakıp söylüyorum. Cavit’in aklına bizi aramak ancak filmin bitmiş olması gereken zamanda geliyor.”
“O zaman, Cavit hala evde mi?”
“Evde tabi.”
Cem’le Özkan tekrar gülmeye başladılar.
“Peki bir çilingir çağırıp kapı kilidinizi piç etmesin?”
“Çilingir çağıracak aklı olsa Cavit olmazdı, değil mi?”
“Peki babasının arabasını nasıl kaptınız? Pazarlık mı oldu pencereden?”
“Bu konuda Cavit’le pazarlık mı olur? Adam babasından ölesiye korkuyor.”
“O zaman?”
“O zaman adamın çantasının cebinden anahtarları aldık.”
“Size niye çantasını getirmiş ki?”
“Ders çalışacağını düşünmüş gerizekalı. Neyse, anahtarları kapıp fırladık.”
“Son bir şey soracağım. Babasının arabasının anahtarlarını niye taşıyormuş bu şaşkın?”
“Ne babasının arabası? Adamın ev anahtarlarını aldık. Sonra da evine gidip, arabanınkileri bulduk.”
“Adamın evine mi girdiniz?”
“O bizimkine giriyor ama.”
Caddede ağır ağır ilerliyorlardı. Kaldırımdaki kızları Özkan diğerlerine göseriyor, hep birlikte yorum yapıyorlardı. Göztepe ışıklara gelmişlerdi ki bir anda trafik çevirmesi ile burun buruna geldiler.
“İki elle birden yakaladık işte. Kahretsin ya!”
Arabanın hiç bir evrağı yanlarında yoktu. Dahası Cem’in ehliyeti de yoktu. İki ay önce alkollü araç kullanmaktan polise kaptırmıştı. Yapacak bir şey olmayınca çektiler. Polis yavaştan geldi yanlarına.
“Hayırlı günler gençler.” dedi ama gerisini getirmedi. Arabadakilerin yüzüne bakmadı bile. Gözleri arabanın radyosuna takılmıştı. Gözleri oraya dikili :
“Açsanıza şunun sesini biraz. Açın, açın, çekinmeyin.” diye emretti.
Özkan tedirginlikle uzandı ve o ana kadar arabada mırıltı düzeyinde kalan sesi yükseltti.
Ben mi yarattım, ben mi yarattım
Derdi ızdırabı, ben mi yarattım
Günah zevk olmuşsa, vefa yorulmuşsa
Düzen bozulmuşsa, ben mi yarattım.
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun
Polis sırtına arabaya yasladı, gözünü parkın oraya dikti ve sigarasından nefes çekmeye başladı. Sessizdi. Dalmış, gitmişti. Arabadakiler birbirlerine bakıyor, ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Kimse ağzını açmaya cesaret edemedi.
Şarkı devam etti, polis sigarasını içti. Sonunda hem şarkı, hem de sigara aynı zamanda bitti. İzmariti yere attı, ayağının ucuyla çiğnedikten sonra arkasını dönmeden:
“Hadi bakalım, ikileyin.” dedi. “Gözüm bir daha görmesin sizi.”
YORUMLAR
Ne güzel bir öykü,tebrikler:) Aklıma babamın arabasını çalıp ,gezdiğim günler geldi.Fazlaca cesaretliymişim ,ama asıl babam anahtarı ortada bırakarak fazla cesaretli davranmış da diyebiliriz.Hoş kalınız:)
İlhan Kemal
Yeşilvadi
İlhan Kemal
Bütünüyle keyifli, final mükemmel...Benim şarkı burada da dinleniyormuş. Etkili bir şarkı. Batsın bu dünya...
KUTLUYORUM.
İlhan Kemal
Teşekkür ederim, okuduğunuz ve beğendiğiniz için. Saygılarımla.
Aynur Engindeniz
İyi ki almış kalemi eline biri.
Saygılar.
İlhan Kemal
İşte gençlik bu...süper bir öykü..Tebrikler...
Aklıma benim oğullarım geldi. 15 günlük seyahate çıkmıştık ve arabanın anahtarını saklamıştım.
Oğlum arkadaşlarına partı vermiş, içmişler. Arkadaşları annenin anahtarları VE hadi gezmeye naraları atmışlar ..
Eh ben onlardan daha kurnaz ...bulamayacakları yerde idi...
Sevgilerimle..
canandemirel tarafından 7/27/2011 11:26:16 AM zamanında düzenlenmiştir.
İlhan Kemal
Ben her ikisi de olmadım. Ehliyetimi yirmi bir beş yaşında aldım çünkü o vakte kadar bana motosiklet almadığı için babamı ehliyet almayarak ve araba kullanmayarak protesto ediyordum. Babam dünyanın en mutlu babalarından biri idi.
Sevgilerimle.