AYNA
Aynalar sanki bugün farklı baktırıyor beni bana. Nasılda bu kadar uzak düşmüştüm aynalara? En son hatırladığım masum silüetiydi bir çocuğun. Pırıl pırıl siyah gözleri, omuzlarına dökülen upuzun saçları, mutlu bir ömür ve upuzun hayalleri… Şimdiyse yangın yeri gördüğüm.
Kaç hırsız girmişti hayatıma? Tel tel saçlarımın aklarında işliydi. Önden arkaya doğru birkaç tanesini saydım ve nedense sonra vazgeçtim. Kanımca beyhude meşgalelerin adamı değildim. Oysa beyhudelik iliklerime kadar işlemiş ve yaşıyormuşum farkında olmadan. Bu sabah bir başka hava var ömür takviminde. Üşüyorum tiril tiril. Sarmaşıkların hayata tam takır,dipnot dipnot sarıp sarmalandığı mevsimdeyiz. Ürpermeler normaldir bu demlerinde hayatın; ama sol yandan başlayan üşümeler pek de normal gelmiyor açıkçası. Yaşlılık sendromu desem daha erken, ölümün soğukluğu desem bu bulmacanın da sağdan sola, yukarıdan aşağıya tamamlanmamış kısımları var .
Hayat alfabesinin son harfine ayak bastım.Yirmi dokuzuncu harfindeyim. Bu sabah gözbebeklerimde yirmi dokuz yılın ateşi, heyecanı, gençlik tutkuları değil görünen.Yirmi dokuz bin yılın acıları işlidir adeta ilmik ilmik. Melankolizmin doruğundayım bu aralar. Bir yaprak kıpırdasa, bir dak kırılsa, bir çiçek boynunu bükerse sebep olur diş ağrısını aratan sancılara, beyinsel zonklamalara.
Ruhumu ışıksız bırakan günahlar, ışığı arattırıyordu şimdi. Demek ki bir zehir kendisinin panzehiri de olabiliyormuş. Hepimiz hayatı anlamaya başladığımız andan
ölene kadar umut bestesini yaparız mutluluğa dair ömür denilen şarkının. Kimimiz yerli yerinde notaları oturturken; kimimiz eslerinde kalır bir nostaljinin veya sözün vurgusunun en şiddetli yerinde. Zıtlık alemidir hayat işte. Bazen masallara kaçmak isteriz mutlu sonlara imrenerek. Kimi zaman da masal kahramanları kaçar sözlerin arasından içimize karışarak umut var demek adına. Gelecek, masmavi bir beyazlıktır yüreğimizde; kapkaranlık, ürpertili titremeler ve çıkmaz sokaklarla doludur zihnimizde. İnşa etmişsek geçmişi mutluluk temelleri üzerine; gelecek tüy kadar hafif durur omuzlarımızda. Yok eğer müphemliğin ve kırıklıkların üzerineyse bu inşa o zaman vay halimize. Dağ oluverir sırtımızda, kırar belimizi umudun en ince noktasından. Biz, siz, onlar kısaca herkes başka kesler gibi umudun elinden tutup da çıkmadık mı hayat yolculuğuna. Umut gerçek oluverdi, elimizden tutuverdi kimimizin. Kimimiz de kayboldu senaryosunun karmaşasında hayatın; yetim ve yitik kaldık gözyaşlarıyla duvar diplerinde kaderin. Dupduru yarınla düşlemiştim çirkefsiz ve Kevser tadında bir yaşam. Gün doğumları düşlemiştim Türkü kokulu bir sevdayla el ele gezinirken. Ve her gece sulardım umutlarımı hayallerle çabuk büyüsünler diye. Ben büyüdükçe umutlarım küçülüp kurudu. Gül addettiklerimse yalancı bahar çiçekleriymiş bir kelebek ömrü uzunluğunda yaşayan. Ve burnumun direğini sızlatan o eşsiz kokuların bir sanrıdan ibaret olduğunu gördüm. Tüm ezgilerin Türkü oluşturmadığını, bazılarının ağıta dönüştüğüne şahit olmak yürek yakıcı bir durum. Velhasıl şairaneliğin doruğa çıktığı andaki hislerle hayata tutunduk, yerin yedi kat dibine defnettik yüreğimizi ölen umutlarla. Acılar, sancılar, sanrılar, keşkeler ve ahlar en sık kullanılan sözcükler oldu sözlüklerimizde.
Ne olursa, ne olmuşsa olmuş; yine de yürüyorum yüreğimdeki gecenin sabaha dayandığı şu anda, yol yol yıkıntı ve enkazdan taze bir can çıkarmaya doğru. Yol yol uzanıyorum, kilometre kilometre çirkinliklerden kaçarak.Ya Rabbim, umut ışıkları yak önümde yalvarıyorum. Kevser Kevser sulansın çöle dönen kalbim ve beynim. Yeşert yalvarıyorum sana, kuruyan umut dallarımı. Bir bebeğin duaya açık ellerindeki masumiyetle yalvarıyorum sana!
Neyse sıkıldım aynayla konuşmaktan. Baktığım ben, konuşan ben; cevap veren tek şey sessizlik. Nedendir bilmem; ama hangi vakit dalsam aynadaki ‘ben’e kendimi kaybediyorum. Yalnız şu da muhakkak ki:
’’ Her kaybediş bir buluşun habercisi, her buluş da bir yitirişe müjdedir.’’
YORUMLAR
''Kaç hırsız girdi hayatımıza'' bir bilsek kovalar mıydık arkalarından acaba? Çok güzel bir yazı gerçekten bayıldım sözlere ve uyuma. Lütfen siz hep yazın.. Duygularınızın resmini çizin ve dans ettirin, aynaya gerek duymadan
Biz büyüdük umutlarımızı kirlettik
Kutlarım gönülden, yüreğinize kaleminize sağlık şiir dostum.
Şiir tadında okunası bir yazı olmuş bence herkes okumalı bu lezzeti almalı derya deniz olmuş