Umursanıyordum Her Şeyden Önce
Umursanıyordum. Tarihimin bu devirlerinden beri ilk defa mı? Hayırdır muhtemel cevabım ama; umursadığım birileri tarafından umursanılmaktı bunu kıymetli kılan. Hem dünya üzerinde de sınırlı sayıda örnekleri vardır bunun. Bana ne demiş olduğunu dün gibi hatırlıyorum elbette. Şimdiyse o kıyıdan epey uzağız.
… Suskunluk alt dudağımı parçalıyor. Kana susamış bir vampir inceliğinde geçiriyorum dişlerimi alt dudağıma. Kanadıkça, umursandığım o günü daha bir canlı hatırlıyor; daha büyük öfkeler doğuruyorum. Öfke demişken, en son ne zaman bir köpek gibi ağzımdan köpükler saça saça sinirlendiğimi hatırlayamıyorum. Çok mu içiyorum yoksa bu aralar? Yok yok, hayır… Alkol kullandığım zamanlar epey geride kaldı. Belki sigara unutkanlık yaptırabilir bir nebze.
Araya ne kadar yazı sıkıştırırsam sıkıştırayım ben hala umursanmakla alakalıyım. Fiyakalı bir gömlek giymek gibiydi o gün umursanmış olmam. Şimdiyse o fiyakalı gömleğin üstüne hiç çıkmayacak bir leke bulaşmış gibi hissediyorum. Oysa ne çok isterdim görmeyi yanıbaşımda seni. Sade bugün değil ilerideki her gün, güne gözlerinin ışıltısını görerek başlamaktan bahsediyorum ben. Sense gitmekten, belki senede bir görüşmekten bahsediyorsun bana.
Bu arada, ne kadar oldu seninle adamakıllı konuşmayalı? Her konuşmamızda yarana tuz basılmışçasına yakarışların niye? Neden bu sert çıkışlar anlam veremiyorum. Bir kar tanesinin eriyişi gibi sessizce gidişlerine bir mana yükleme gayretini gösteremiyorum…
Yine de, her şeye rağmen, umursanmaktan bahsediyorum. Yanımda olmaktan vazgeçişinden, ellerini çekişinden, gidiyor olmandan ve en önemlisi gidecek olmandan bahsediyorum. Tüm bunlardan da yakınmayı eksik etmiyorum kendime tabii. Yakındıkça yazıyor, yazdıkça fitilleniyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.