aşkım da değişir, gerçeklerim de
-Bir kadının evli bir erkeğe aşık olması, tesadüf değil bir seçimdir.
Bu cümleyi okuduğumda donakaldım. Zira ikinci kez evli bir erkeğe aşık olmuştum. Kitabı didik didik ediyorum; acı çekmek, umarsız bir aşkın peşinden koşmak aklı olan biri için seçim olabilir mi?
İlki çok kısa sürmüştü gerçi. Eşi öğrendi ve o saat bitti. Ben de ertesi gün kabullendim bu bitişi. Acı çekmedim, ancak öfkemden deliye döndüm. Kendime gelir gelmez ikincisine tosladım. Bu sefer kurtuluşum yoktu. Eşinin öğrenmesi de imkansızdı.
Uzman diyor ki; bir tercihtir, çünkü evli bir erkek, ulaşılmayan baba simgesidir. Aşık kadının hedefi evli erkek değil, çocukken elde edemediği baba sevgisidir. Evli bir erkeğin aşkını kazanarak kaybettiği baba sevgisini ödünlüyor kadın.
Lanet olası geçmiş. Her yerde karşıma çıkmasan olmaz mı? Yapı taşlarım beni rahat bırakmıyor. Duygularımı yöneten o serseri mimarı bir elime geçirsem.
Traji komik olansa, bu bilgiyi okumak hiçbir işime yaramadı. Yüreğim acıdan inim inim inlemeye devam etti.
O sıralar elimden kişisel gelişim kitapları düşmüyordu. Sanıyordum ki bir reçetesi var hayatın. Acılarıma şifa arıyordum, çaresizliğime bir formül…Oysa bilincimde damla damla biriken bilgilerin asıl kaynağı bu kitaplar değildi. Er geç çözdüm bu gerçeği. Bilgi kitapları ezberdi yalnızca. İşi, öğretmek olmayandan öğreniyorduk gerçekleri.
Öğrenmek devenin hendek atlaması kadar zormuş ne yazık ki. İki güzel söz okuyunca, yaşasın hayatın sırrına erdim, demek alıklığın daniskası. Üstelik de öğrendiğimizi anlamak için de konuyla ilgili bir deneyim yaşamak şart. Yani, farkında olmadan öğreniyoruz . zamanı gelince, bir de bakmışız ki düşüncelerimiz değişmiş. Dolayısıyla biz de değişmişiz. Bu değişim, öğrenmenin kendisi işte.
Sayın uzman da bunun farkında ki, bir kitapla kimsenin hayatı değişmez, uyarısını yapıyor dürüstçe.
Ama, edebiyat başka.
Tek sığınağım edebi eserler. İlkel insanın mağaraları içgüdüyle barınak yapması gibi atılıyorum sayfaların kollarına. Gece gündüz eşeleniyorum sözcüklerin arasında.
Okuldayken , kitap en iyi dosttur, aforizmasına ezberlenecek beylik bir söz diye bakardık. Artık gerçek dostlarım sahiden kitaplar.
Çünkü:
Medeni statüsü değişmiş bir kadının etrafında dost kalmıyor.
Annem demşti, yaşamak senin için çok zorlaşacak diye. Annem de malum filozof da, dünyada dost yoktur dostlarım, derken haklıymış. Bu acı gerçekle de yüzleşince geriye kalan kadim bilgeler oluyor. Sabaha kadar okusam da , bana,tamam yeter , rahat bırak beni, diyen yok.
Aşkla ilgili uzman dostlarımdan umudu kesince, başka çarem kalmıyor.
Ve ter dökme zamanı. Kadim dostlar diyorlar ki; sabret. Ne kadar sabredeceğim? Yine diyorlar ki, yeterince, sen o gün geldiğinde göreceksin zaten.
Kıvranıyorum.
Ne kadar acı çekeceğim daha?
Acılar yüreğini soylulaştıracak.
Bir mucize gibi geliyor bu keşif bana. Edebiyat fısıldıyor kulağıma:
Yalnız değilsin!
Aşk acısı; yaş, dil, din, ırk, cinsiyet ayırmaksızın her insanın yaşadığı kült bir hastalık.
Al bak;
Bu sayfalarda senin gibi acı çekenlerin öyküleri var. Hatta senin acının tonlarca kat fazlası olan nice acılar…görüyor musun? Hadi şimdi o insanları anlamaya çalış. Bak, her şeye rağmen yaşamayı başarıyorlar. Yolları yarıda kesilenler de var elbette. Neylersin ki, gerçeği değiştiremeyiz.
Bilmeden yaptığım aşk seçimi öyle ağrıma gidiyor ki, kendimi evire çevire dövesim geliyor. Bir ben değilim ama böyle.
İçimde bir başkaldırı yeşeriyor: aşkım da değişir , gerçeklerim de…
YORUMLAR
lisbeth
teşekkürlerimle.
İş, ev ve tekrar iş... Hayatı bir kavanozun içinde yaşıyor gibi oksijensiz tüketirken adam unutuyor kendini. Baktığı her şeyde önemsizleşen sesinin geri döndüğünü görürken ertesi gün için ufacık bir kıpırtı bile hayal oluyor kalbine. Eşinin kısa bir öykü tadındaki geçmişe yaslı şirinlikleri de uzun sürmüyor, tekrar iki elin boğazına yapıştığını hissediyor, kötü! Bir gün ya da günün birinde hayatının dışında bir kadının sadece onu fark eden gözlerini algılamak peri masalı gibidir. Erkek unuttuğu var oluşunu tadar esrarengiz kadında ve ufacık bir yakınlaşma bile özüne doğru atılmış kocaman bir adımdır onun için.
Bana yakın geçmişimi anımsattınız:) Tebrikler.
lisbeth
peri masalları ise masaldır sadece. perileri kim yargılayabilir ki?
teşekkürler.