ÇOCUK-1
Çocuk galiba güzel doğmuştu. En azından acı çekip çekmediğini hatırlamıyordu. Aslında yıllar sonra bile ne yaşadığını kesin sonuçlara vardıramıyor. Demek istediği şu olsa gerek ki; çoğunu hatırlamıyor. Zaman ona nefes aldığı yılların anılarından çok azını layık görmüştü, hafızasına. Herneyse....
Çocuk, anılarına sahip olduğunda ilkokul çağına varmıştı bile. Bir annesi, bir babası, iki erkek kardeşi vardı. Bir de kısa ayrılıklar dışında hiç kopamadığı küçük bahçeli, küçük bir evi. Aslında birkaç sene öncesine gidebiliyor ve en küçük kardeşinin doğumundan sonra, annesinin kucağında çiçekle eve gelişini resimleyebiliyordu. Ama resme fazla bakamadan küçük evine ve küçük, güzel anılarına geri dönüyordu. Çocuk okula alışmış ve derslerde gayet başarılı oluyor, okumayı söküyor ve o güzel, okumayı söktün mahiyetindeki kırmızı kurdelasını anılarına katıyordu. İşin gülümseten bir tarafı da bunu karatahtaya ’ ördek’ , evet 5 harflik bir hayvan adı yazarak yapıyordu. Geçen zamana karşı belki de en güçlü, gururla ayakta duran en güzel anısıydı çocuğun, bu kurdela. Çocuk artık anı değeri bile taşımayacak, oysa başka çocuklar için unutulmayacak nice böyle eğitim zaferlerine imza atmayı kanıtsayacaktı. Gerçek çocukluğu ise daha ihtişamlıydı çocuğun. Zaman ona işte bu sıralar yeniliyor ve sanki herbir saniyesini bir anıya dönüştürmesine engel olamıyordu ......