- 624 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DUYULMAYAN SEVDALAR
Devrik cümlelerinden bıktığın atışmadaymış. Hiçbir kimse sormamış ve nasıl olduğu hakkında yapılan yorumlar bile eskiymiş artık. Promote’nin askerlerinden biri olduğuna dair çeşitli rivayetler bile ortaya çıkmış. Dünyayı dolaşırken sana ulaşma hasretinde, pelerininden çokça sana dair mektup düşüvermiş. İskender bile hayranmış ona.
Onu gördüklerine dair yeminle, heyecanlı bir şekilde güneşe adım atanlar, onun çokça acı çektiğini söylemişler. Yalvarısı kalmamış ve de yürekleri küle dönmüş bir sevdayı seninle paylaşamadığı için alnında derin çizikler varmış, görmüşler. Ve hep seni hayal etmiş mermi ıslıkları altında. Akdeniz’i gören gözlerine hüzün dolarken; barış denen nizamda kötülük, silahlardan paraya ağıtlar, içinde İskender’in garp hırsı, mısır tanrıçalarının sıcaklığı…
Seni hayal ederken zihnin körkütük imtiyazlara bağlanmış esaretliğinde, 12 adayı gören gözlerini intikam kaplamış. Mavi ve yeşilin dansını öğrenmiş ayrıca. Güneş, Ay’a emanet ederken günü, Truva’dan kaçmak üzere yakalanan bir Macar askerin türküsünü dinlemiş. Suriyeli bir güzel kız rüyasına girmiş. Yılanlar o kadar canlıymış ki, anlatılan rivayetlerin hepsine inanmak zorunda kalmışlar. Aklın farazi dehlizlerinde tülbendinden boşaltılmış mavi rüyalar ardınca, yeşil gözlerine dalarcasına dolunaya bakıp gülümsemiş. Bir sana ait kalmış ve hayalinin valsında tükenen umutları gibi, senin ona emanet ettiğin boş sayfalara, o yine seni doldurmuş hiç bıkmadan.
Seni hayal etmiş ıslak temmuz gecelerinde. Ateşleri saran pervanelerin elini tutmuş, huzursuzluğun elini sarmalamış. Uçan maketlere bedenini siper edince, yemenden ağıtını yakmışlar ardı sıra yokluğunun. Sana anlatılacak liriksel bir susayışı, dünya kurtuluşunu ağzından alamadan, ıslak botlarının arasında toprağın bej hayretliğinde çöküverip, sırlaşmış geceleri palmiyelerle. Sonbaharlarda yaprağı düşüveren ağaçların hüznü ile hiç demekte sırlaşmış gecelerin ardınca yıldızları saymaya kalkmış. Aşkının alevinde parlarken gözleri, sarı ile beyazın dansını izlemiş her gece orada.
Seni sevmiş şarkısız, sebepsiz, kaygısız. Çamurlu botlarını çıkarmış usulca. Adını öper gibi anıp, gözlerini kapamış. Ve bir daha da sesini duyanda olmamış.
YORUMLAR
ve işte o an!
sesinin kaybolduğu an şarkısız bir yürek toprağının sancılı sunağında bulmuşlar onu....
sevgimle...
HakkınSesi
yazıya ışık kattı sözün ablacım..
can-u gönülden selamlar...hürmetle..
HakkınSesi
hürmetle efendim...