- 4305 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
İPEK KANATLI KELEBEK
Rüzgâr şiddetlenince, dut yaprağına daha bir sıkı yapıştı genç tırtıl. Kozasından kurtulduğundan beri, bu ağacının üzerinde yaşıyordu. Tam o sırada gözleri, karşı evin penceresindeki küçük çocuğa takıldı. Uzaktan uzağa tanıyordu onu. Her gece yatağına yattığında yaptığı duaları duyardı hep.
Bir an önce büyümek istiyordu çocuk. Büyümek ve çok para kazanmak istiyordu. Öyle çok parası olsundu ki, bozulan çamaşır makinesinin yerine yenisini alabilsin de, annesi bir daha çamaşırları elinde yıkamasın. Bir sürü yeni elbise alabilsin ki, önemli bir güne gideceği zaman, anacığı ne giyeceğim diye, kara kara düşünüp üzülmesin.
Çok seviyordu annesini çocuk. Çünkü o, hem anne hem baba olmuştu ona. Ne zaman sevgiyle birbirlerine sarılsalar ”Seni saraylarda yaşatacağım anam” diyordu. Hayalleri böyle bir küçülüp, bir büyürdü çocuğun.
Genç tırtılın da, benzeri hayalleri vardı. O da bir an önce büyümek ve yetişkin akrabaları gibi gök yüzünde süzülmek istiyordu. İşte o zaman kurtulabilirdi, bu dut yaprağının üzeriyle sınırlı yaşamaktan.
O gece, küçük çocuk duasına başladığında, genç tırtıl da kendi duasını yaparak, daldı uykuya. Ertesi sabah, gün ağarıp, güneş ışıkları düşünce tut yaprağının üzerine, açtı gözlerini küçük tırtıl gerine gerine.
“Off! dedi… Uykumu alamamış gibiyim, nedir bu üzerimde ağırlık böyle?”
Tam o sırada, arkasında bir sızı hissetti. Sanki sırtı bir uçtan bir uca yarılıyor gibiydi. Çatırdayarak açılan bir çift kanadın, gölgesi düştü dut yaprağın üzerine. Gözlerine inanamadı. Rabbi ona nihayet hürriyetin kanatlarını yollamıştı. Sevinç içinde haykırdı.
“Ah! Nihayet Allah’ım!.. Dualarım kabul oldu” dedi. “Bende uçabilirim artık gökyüzüne doğru”
Evet… Genç tırtıl, ipek kanatlı muhteşem bir kelebek olmuştu. Yavaşça yaprağın uçuna doğru yürüdü. Artık, uçmaya hazırdı. Antenlerini dikleştirdi, bir aşağı bir yukarı doğru baktı ve kanatlarını birbirine tokuşturup, kendini boşluğa bıraktı. Baş aşağı düşer gibi oldu önce, ama korkmadı, çabucak toparladı.
“Uçuyorum!.. Uçuyorum işte, “diye haykırdı. “Artık ben de özgür bir kelebeğim”
Sevinçle boşlukta süzülmeye kuralsız, rastgele uçmanın, keyfini çıkartmaya başladı. O kadar çok bir aşağı, bir yukarı inip çıkmıştı ki, bir süre sonra başı döner gibi olunca, hemen gidip komşu ağacın bir dalına kondu.
“Merhaba, sizi ziyaret etmeyi isterdim hep” dedi “Ama gözüme ne kadar da erişilmez gelirdiniz. ”
Ağaç, kelebeğin ziyaretine memnun olmuştu. Yapraklarını titreterek gösterdi bu memnuniyetini. Ardından hemen, üzerindeki çiğ damlalarından ikram etti misafirine. İpek kanatlı kelebek, ziyaretini kısa tuttu. Çünkü, daha uğramak istediği yer çoktu.
Yeniden havalanırken, teşekkürlerini bıraktı komşu ağaca. Bu kez, kan kırmızı renkleriyle, gözlerini kamaştıran Japon gülleriydi hedefi. Onları tepeden az seyretmemişti. Kanatlarını özgürce birbirine vurarak, aşağı doğru süzüldü ve yavaşça en büyük çiçeğin üzerine kondu.
“Merhaba… Ne kadar güzel ve zarifsiniz” dedi. “Size bu kadar yakın olabilmek büyük mutluluk benim için.“
Japon gülü, iltifattan çok etkilenmiş ve sanki daha bir kızarmıştı. İkram olarak nezaketinden etkilendiği kelebeğe hemen, çiçeğinin tam ortasından, arı kardeşler için biriktirdiği yiyeceklerden sundu. Genç kelebek çok mutlu olmuştu.
“Yaşamak ne güzel“ diye iç geçirdi.
Bu ziyaretini de uzatmak istememişti. “Müsaadenizle ben artık uçayım” diyerek, Japon gülünden izin istedi. Tam yeniden havalanmaya başlamıştı ki, küçük çocuğun penceresinin önüne çıktığını gördü. İpek kanatlarını çırpmaya başlayarak yükseldi, yükseldi ve gelip penceresinin pervazına kondu. Onu gören çocuğun yüzünde, kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
“Ayy!.. Canım benim, dedi... Ne kadar da güzelsin sen“
Onu eline almak istedi. Ürkütmekten çekinerek, işaret parmağını uzattı yavaşça. İpek kanatlı kelebek, bir an bile tereddüt etmeyerek, havalanıp çocuğun parmağına kondu. Çünkü onun iyi bir insan olduğunu, kendisine zarar vermeyeceğini biliyordu.
“Merhaba dostum, dedi… Yanına gelmeyi uzun zamandır istiyordum. Bak , işte nihayet buradayım.”
Çocuk, sanki duymuş gibi “Hoş geldin pencereme” dedi. “ Ziyaretin beni ne kadar da mutlu etti. “
Birbirlerine baktılar bir süre sessizce. Sonra çocuk elini havaya kaldırdı “Hadi uç… Uç yine, özgürce” dedi ve kelebeği hafifçe üfledi.
İpek kanatlı kelebek, yeniden boşlukta süzülürken, önemli ve çok istediği bir ziyaretini daha, geride bırakmış olmanın sevinci içindeydi. Havada bir takla atıp, küçük çocuğu gülümsettikten sonra, rüzgârı arkasına alarak ve her gördüğü kuşa, böceğe selam vererek uçmasını sürdürdü. Yorulduğunda önüne çıkan ilk ağaca konarak biraz dinleniyor, etrafını seyredip sonra yeniden havalanıyordu. Özgürlüğün kanatları onu mutluluğun doruklarına taşımıştı.
Akşam olup karanlık çökmeğe başlayınca, evine dönme zamanı gelmişti. Ancak, gün boyu, oradan oraya dolanıp kanat çırpmaktan çok yorulmuştu. Artık dinlenmek istiyordu. Dut ağacının önüne vardığında, kendisine kanatların bahşedildiği bu ağaç, şimdi gözüne ne kadar da ulu görünmüştü.
Daha fazla kanat çırpacak gücü kalmamıştı. Biraz soluklanmak için alçaklarda bir dalın üzerine kondu. Hava da artık iyice kararmıştı. Tam o sırada, küçük dostunun, penceresinden dışarı süzülen ışığı gördü. Herhalde yatmaya hazırlanıyordu. İpek kanatlı kelebek artık fazla zamanının kalmadığını anlamıştı.
Onu son bir kez daha görmek ve iyi geceler dilemek istiyordu. Son bir kez gücünü toplayıp, büyük bir gayretle, kanatlarını çırparak yükseldi ve gelip pencerenin pervazına kondu. Küçük çocuk, her zaman olduğu gibi duasına başladığında, ipek kanatlı kelebek camdan ona bakıp,
“Hoşça kal küçük dostum, dedi…
Küçük çocuk gözlerini kapatıp uykuya dalarken, ipek kanatlı kelebek de yorgun bedenini dinlendirmek için pencerenin önüne uzandı. Hiç bitmeyecek gibi sandığı zaman, kanatlarının altından, nasıl da hızla geçip gitmişti.
Ertesi sabah, küçük çocuk uyandığında, pencerenin önünde kelebeğin cansız bedenini buldu. Çok üzülmüştü buna, ama şaşırmadı. Çünkü onların ömrünün, ne kadar kısa olduğunu, daha önce annesi anlatmıştı, biliyordu.
“İnşallah çok mutlu olmuşsundur, kelebek kardeş “ deyip, onu yavaşça avucunun içine koydu ve “ İpek kanatlı kelebek, dedi… Hadi… son defa uç yine”
Dudaklarını büzdü, nefesini toplayarak kelebeği hızlı bir şekilde boşluğa doğru üfledi çocuk. O boşlukta aşağı doğru süzülürken, bir başka kelebek gelip kondu penceresinin pervazına. Hem de diğeri daha toprağa düşmeden. Neşeyle kanatlarını tokuşturan kelebeğe bakarken, annesinin bir sözü geldi aklına.
“ Hiçbir varlık yeri doldurulamaz değildir oğlum.”
Doğru söylemiş annem diye düşünüyordu. İşte penceresine, bir başka ipek kanatlı kelebek konmuştu...
BİTTİ
Tatil bitti.. Yeniden aranızdayım. Bu kez bir çocuk masalı ile merhaba diyorum hepinize.
YORUMLAR
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps
Uzak kaldığında ben de arar oldum, yazıların özgürce paylaşıldığı bu çatıyı.
Başka yazılarda buluşmak dileğiyle,
Sevgiler.
Japon gülü, iltifattan çok etkilenmiş ve sanki daha bir kızarmıştı. Nezaketinden etkilendiği kelebeğe çiçeğinin tam ortasında arı kardeşler için biriktirdiği yiyeceklerden ikram etti, Genç kelebek çok mutlu olmuştu.
“Yaşamak ne güzel“ diye iç geçirdi.
Yaşamak demek, yaşamak ve ölmek ve tekrardan gülüvermek. Japon güllerinin çocuk masallarına ayrı bir uygunluğu var. Kelebeklerin dili ve ikindi yağmurlarına eşlik eden küçük bir çocuğun elleri...NE DE GÜZEL..!
Hürmetle efendim...
Billur T. Phelps
Sevgiler,
Güzeldi. Çok az yazım hatalıydı. Yine her zaman olduğu gibi anlatımın akıcıydı. Beğenmediğim ise, paragraflar arasının çok fazla aralıklı oluşuydu. Fazla aralık, ne yazık ki okuma ahengini bozuyor.
Başarı dileklerimle saygılar.
Billur T. Phelps
Teşekkürler Veysel bey, hemen düzelteyim bu aksaklığı.
Sevgiler,
canım benim...hoşgeldin...özlemiştim seni...güzel eserini severek okudum...tebrikler gül diyarından selam lar
Billur T. Phelps
Selamını aldım ve kabul ettim dostum :)
Billur T. Phelps
Epey yazı kaçırdım bu aralar. Ama dikkatimi çeken yazar arkadaşlarımın yazılarını geriye dönerek okuyacağım inşallah. Siz de dahilsiniz bunlara.
Sevgilerimle,
Billur T. Phelps
Özlemiştim yeniden burada olmayı. Yzımı asar asmaz yorumu ekledin. Güzel bir karşılama oldu benim için.
Sevgiler gönderiyorum :)