- 467 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Zugabe...!
Öldürmenin bir bahanesi yoktur, hepimiz ölümlü olduktan sonra.
Tren ıslıklarında, lokomotifin iki yüz tonluk gövdesi ağır ağır ilerliyor. Pencerelerde yağan kar, iliğine üşümek yapışıyor bej renginde ve gözlükler isli. Küçücük elleri ile çocuklar ön taraflarda. Nefes almak gerçekten zor. Ön tarafta şeytanın olduğuna dair yaşlılar hikâye anlatmaya çoktan başlamışlar. Kadınlar ürkek ve hasta. Hiçbir ilahi bu kadar acıklı değil dünyada. Aynada bir resim, virane kentlerin alfabe tarihi; gitmek ve gitmemek!
Feragat sahibi bir adım. Tütün sarmak için şu yaşlılar çok güçsüz duruyorlar. Elleri üşümekle meşgul iken, kim tütün sarabilir ki? Haham farmasonda değil. Kutsanmak için yanaklarında az toprak olmalı. Gerçekten güzel kızlar. Yüzlerinde bir çile, şarkı gibi; azıcık ölüme benziyor sanki. Hava soğuk olduğundan dolayı tüm votkaları iki S’ler çoktan içmiş bile. İnsanların gözlerin korkuya dair alamet yok. Farklı bir hal, farklı bir his trafiği; gurur denebilir. Konyak siyah bir camın içinde son damlasıyla intihar ediyor. Hiçbir kimse tam olarak mutlu değil, gülenlerde.
Muharref bir ölüm andı. Her harfin bir isyanı vardır, s’de bunlara dâhil ve tüm s’ler ş olarak okunmak mecburiyetinde. Ağyar bir dedikodu deli bir çocuğun parmak uçlarında davul oluverirken, Joseph ellerini önündekine koyma merhametinde geç kalıyor. StG 44’ler PPSh 41’den hala etkisiz. 71 dünya dolaşıyor bir kadının saçları. 71 ölüm ve 71 milyon tane insan göç ediyor savaşların kara sayfalarından.
Kimse anlamak istemiyor, kimse bilmek istemiyor. Toplama kampları çocukların susmaya alışık oldukları yer. Kimse Gazne acısını saramazken, sarılmamış acıların büyükleri neden imtiyazsız ölümler sunuyor vagon vagon? İnsan olmak, şeytan tüyünü kesmek için hazırlanmış bir makas ve şeytan çok hünerli. Kıymık batmış bir acı yüreklerde. Yeni nesillerin çarçur edilmiş geçmişleri var. Örnek almak kolay, arabaları bir uçurumdan atmak ve on insan ile tekrardan yola koyulmak.
Altın aslında önemsiz bir şey gözlerde. Bir su uğruna mücevherler veriliyor, karşılığında ölüm; birden, yüzden, binden fazla. Trajedinin coğrafyası önemsiz. Baliğ olanlarda bir hırs, bir hüzün; toplananlar insan. Var olmak iki saatlik bir parodi. Ölüm en çok da onlara yakışıyor; ölmeyi hiç hak etmeyenlere.
Karaağaçların dibinde kurumuş kuyular, çeşmeler ve nerede o pazarların kurulduğu pazarlar? Tapınakların yıkık bir sesi; cinler ve periler üç tinselliğe emanet. Saklanacak en büyük ışık kıymet bir şarkı, bir türkü. İdam edilesi değil, idam edilmeyesi bedenler ve başarmak zor bir erdem. Kudüs hep ağlama duvarına boyanmış sesler. Kırmızı hiçbir coğrafyaya yakışmıyor.
Kimi taş getirip kutsuyor, kimide bir çocuk kalbini çimenlerin kokusuna banıyor, siyah kısmetsizliğinde. Yaşamak, yaşlıların dilinde anlatılacak bir tarih. Şimdiki yaşayanlar hep eksik ve pantolonu üzerinden düşürten bir kahpe. Zaman küfredilmeyecek kadar değerli, Yaratanın adı. Küskün bir çiçek, çekilmemiş kayıtlarında eskiler hep önemli. Kepleri havaya fırlatanların umurunda olan bir şey değil ki, eski. Kontluğa erişen ziyadesiz mağrur olmanın ardında, dört binden fazla film çekilmek üzere aynı yerde oturuyor. Taşların anlatacak çok şeyi var!
Hayatın en iyi yönetmeni seçiliyor geçmiş. Geleceğe ait biriken en yıldız oyuncu zaman. Susmak yardımcı rollerinde zafer işaretine sahip çıkmak için Picasso’nun fırçasında. Ayak basmak üzere, tüm savaşlar aldatıcı bir merhamet. Tek arzulanan kâğıttan ve metalden birkaç para. Acımak arka sokaklarda yaşlı bir fahişe. Zihinlerin tensel zevkine banmak için zorlanan bir kaderi var yeni yetmelerin. Kimse düşünmüyor artık. Yaşlılar ağlıyor.
Zugabe...! Yazısına Yorum Yap
"Zugabe...!" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
HakkınSesi
@hakkinsesi
Oğlu şarkılarıyla, babası da yorumlarıyla gönlümü şad ediyor..
İkisine birden can-u gönülden teşekkürler...
hürmetle efendim..
İkisine birden can-u gönülden teşekkürler...
hürmetle efendim..