- 517 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Kelepir Düşünceler
Akıl almaz düşünceler yumağının içinde debelenirken ağladım, nefes alamadım kendi kazdığım hendeğin içinde. Eğer ayağım takılmasaydı o bana hınzırca gülümseyen taşa, bunların hiç biri olmayacaktı. Yazgı işte... Oysa bir zamanlar ben ceninken aklıma bile gelmezdi bir gün debelenip bu tip hendek hikayeleri uyduracağım...
Mukadderatın bana şirin bir oyunu olsa gerek tüm bunlar. E tabi benim de günahım var bu akıl almaz düş oyunlarını tepe taklak çevirip anlamsız bir hale getirme işinde. Sanki anlamsızlaştıklarında ben onlardan korkmayacağım öyle mi? Peh! Kim dediyse yalan söylemiş! Bal gibi de bu düş oyunlarının her halinden korkuyorum işte. Ama tabi bu çelişkili durumumdan ötürü şu an komik bir duruma düştüğümü sanabilirsiniz. Yani muhtemelen diyeceksiniz ki bana korkuyorsan ey insanoğlu neden yaratıyorsun bu düş oyunlarını o zaman? Deyin deyin! Çekinmeyin. Ruhumdaki bu muammalı karmaşa esnasında her türlü sorunuza yanıt verebilirim. Eeee. Hadi sizi bekliyorum. Demeyecek misiniz? Ama artık beni bu şüpheyle baş başa bıraktınız bir kere. Siz bana sormasanız da beni buhardan bir ipin üstünde ikilemdeymiş gibi yürüdüğümü gösteren bu zalim sorunun yanıtını vereceğim ben...
Evet düş oyunlarından haince bir zevk duyuyorum. Ama aynı zamanda bu hain zevklerin beni sırtımdan vurma olasılığından da korkuyorum. Düş oyunlarınıysa yaşamımın en sıkıntılı anlarında kaçabileceğim bir arka kapı olarak görüyorum. Bu şey yaşamın... Bu... Neydi? Yaşamın kelimesinin önüne oturaklı bir kelime koyabilmeliyim! Acımasızca oturmalı cümleye! Ama ne? Hangi kelime? Biraz vaktinizi alacağım kusuruma bakmayın, sevgilimi aramalıyım...
_ Sevgilim..
_ Sevgilim...
_ Sevgilim bana hemen aklına gelen ilk kelimeyi söyler misin?
_ Despot!
_ Teşekkür ederim sevgilim şu an hendeğin içindeyim ben seni birazdan tekrar ararım...
Bakın... Buna ister büyü, ister olağanüstü bir his gücü deyin. Ama sevgilimin söylediği kelimeden başka hiçbir kelime bu cümleyi daha acımasız yapamazdı...
Bu despot yaşamdan, saçma sapan da olsa ancak imkansız belki de gerçeğe yakın düş oyunları sayesinde uzaklaşabiliyorum. İşte o zaman küçücük oluveriyorum bir anda. Küçüldükçe huzur buluyorum. Küçülüyorum küçülüyorum, küçülüyorum... Ta ki tekrar cenin halime ulaşana dek...
Bunu da ancak kelepir düşüncelerle yapabiliyorum. Hem daha ucuz, ekonomik, tasarruflu oluyor. Yani ben eskimiş çorapları değil de eskimiş düşünceleri değerlendiriyorum. Yaşam pazarından sıkı pazarlıklarla aldığım düşünceleri ilk önce bir gün önceden ıslatıyorum. Yumuşatabilmem için. Çünkü bazıları beklemekten sertleşmiş ya da kurumuş oluyorlar. Sonra sudan çıkardığım düşüncelere hayallerimle şekil veriyorum. Yalnız şey.. Bazıları tutmuyor, kısa bir süre sonra çatlayıveriyorlar. Ama yılmıyorum, sırası geldiğinde tekrar şekil verebilmek için onları bir kenara ayırıyorum hemen.
Sonra da bu kelepirden olma düşüncelerden yaptığım şekilleri, en narin halimle düş oyunlarının içine yerleştiriyorum. Sonrasını biliyorsunuz zaten. Çelişkilerim, korkularım, hazlarım, tutkularım ve hınzır bir taş yüzünden düştüğüm hendekler, uydurduğum hikayeler...
Şey... Kusuruma bakmayın bitirmem gereken son bir düş oyunu kaldı bu geceye ait...
_ Sevgilim...
_ Sevgilim...
_ Sana bir şey itiraf etmem gerek hazır hendekteyken...
_ Nedir?
_ Evet seni çok seviyorum, sana çılgınca bağlıyım, sensiz yapamıyorum ama...
_ Ama?
_ Şey..
_ Ne?!!
_ Sen bir hayalsin...
_ Ne??
_ Sen bir hayalsin. Bak, biliyorum şaşırdın hatta ürktün.. Evet, bunu daha önce sana söylemem gerekirdi ama ben de seninle mutluydum ve bu mutluluğun yitip mutsuz olabilme ihtimalimi düşünerek söyleyemedim... Ama artık söyledim ve rahatladım...
_ Ama sen.. Beni kandırdın. Yoksa.. Yoksa beni sen mi yarattın?
_ Üzgünüm. Evet...
_ Seni alçak, pislik, komik düş oyuncusu!
_ Bak bana kızgın olmakta...
_ Sus! Ben gidiyorum!
_ Nereye?
_ Bilmiyorum.
_ Bak vicdan azabı çekiyorum. Şey.. Gideceğin iyi bir hayal biliyorum eğer istersen...
_ Senden nefret ediyorum.. Benimle oynadın... Senin tavsiyelerine ihtiyacım yok. Hoşça kal!!!
_ Ama. Dur... Sevgilim?? Gitti...
Şey... Hendekten çıksam iyi olacak. Bu gecelik bu kadar düş oyunu yeter sanırım... Hem sabah erken kalkmam gerekiyor, çünkü hemen tükeniyor taze kelepir düşünceler... Hoşça kalın...
Oktay Coşar
YORUMLAR
Var olan adamın içindeki tümseklere yerleşiyor sevilmek iç güdüsü. Bağlıyız, bağımlıyız bütün "yok" ve "tükenmiş" sözcükleriyle rafa kaldırılan aşk iniltilerine rağmen. Karşı koyamadığımız damarlarımızdan süzülen şefkat duygusu mu?Yoksa delicesine bir sahiplenme alışkanlığımı anneden babadan bulaşan?
Çok güzel ve mantıkla açıklanamaz bir boğuşmaydı insanı yarıştıran. Beğeniyle okudum. Tebrikler.
Oktay Coşar
bu yazı 10 yıl kadar önce yazıldı.
hatta şöyle bir anısı var. edebiyat işinden ilk paramı bu yazıyla kazanmıştım.
hürriyetin edebiyat sitesine göndermiştim 40 tl yatırmışlardı.
gerçi 40 liralık bir yazı değil ama olsun. : )))