- 650 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
21/3: Rus Ruleti
Soğuk Neşter- Cesaret- İntikam
Yaklaşık yarım saat boyunca ellerini yıkamakla meşgul olmuştu. Tek bir leke, bir damla veya ufacık bir koku örtüsü bırakmayana dek dezenfekte etmişti derisini. Sonra iniltisini azaltmak için bir ağrı kesici daha verdi adama ve müziğin sesini biraz daha açtı, çekilmez oluyordu anlamdan uzak hırıltıları. Baktı, daha evvel yüzlerce defa yaptığı gibi en tepe noktası bulmuştu adamın bakışlarının ve derhal oraya yerleştirdi gözlerini. Hafızalara kazınmış, alelade psikopatlardan beklenen sinir bozucu gülümsemeleri sergilemekten çok haz etmiyordu, o yüzden olağan tavırlarını sürdürdü. Esasında gülümsemek çapkınlık dışında fazla yakışmıyordu Snellson’a. Kolu sargılı bu adamın belki son saatleriydi ve hafızasında kapsamlı bir erek için deney yapan Doktor imajıyla kalabilmek çok daha erdemliydi Snellson’a göre. İyice eğilmişti ve dudaklarını adamın kulağına neredeyse yapıştırdı. "Saygı duyuyorum sana." Sonra başını tekrar yukarı kaldırdı ve odanın içerisinde gezinmeye başladı. Adam yattığı yerden göz ucuyla takip edebiliyordu Snellson›u. "Esasında buraya getirdiğim herkesten böyle davranışlar bekliyorum ancak emin ol senin gibisine kolay rastlanılmıyor. Öleceksen bile en azından benim nazarımda çok büyük bir itibar sahibi oldun ki bu büyük bir şanstır. Artık sempatiyle bakacağım sana genç adam." Yatağın etrafında birkaç tur attıktan sonra durdu ve gözlerinin en ücra köşesini gösterdi adama. Israrla bastırarak bakıyordu. "Altı da bir şansa sahip olmak için bir kolunu verdin bana. Katlandığın acı, bir başkasının gözlerine aynı benim sana şu an baktığım gibi bakabilmeni sağlayacak. Bir kerecik bile olsa, bu sayıyı arttırmak tamamen senin elinde ayrıca." Cebinden bir adet kurşun çıkartıp adamın kucağına bırakmıştı bu sözlerinin ardından. "Al. Hak ettin bunu. Yarına kadar dinleneceksin ve yarın tekrar geleceğim. İkinci bir kurşun isteyip istemediğini soracağım sana. Düşün. Dilersen altı defa yaparız bunu." Adam hiç yanıt vermemişti. Oldukça halsiz ve acı içerisinde görünüyordu. Güçlükle dinledikten sonra usulca kapattı gözlerini ve Snell onun bakışlarından ayrılınca kusursuz işçiliğini tekrar gözden geçirip gönül rahatlığı ile gülümseyebilmişti.
Üçlü Mahkum Dilemması
Sorular:
(Kadın ve kocası için ortak soru) Eşini gözünün önünde parçalara ayırırsam kendini bu hususta masum hisseder misin?
(Koca ve Reimy için) Size birini hemen şimdi öldürme şansı verseydim: Beni ya da diğerinizi... Rakibinizi öldürürdünüz değil mi?
(Kadın ve Reimy için) Hemen şimdi kocanın önünde ilişkiye girmenizi istesem, daha evvel gizlice buluşup yaptığınız gibi. Ve karşılığında yüksek bir menfaat önersem bana ne dersiniz?
Puanlar: Aynı soruya aynı yanıtı verilirse (Evet-Evet veya Hayır- Hayır) birbirlerinden habersiz, ortak soru sahipleri 2’şer puan kazanacaklar.
Birbirinden farklı verilen yanıt hallerinde hiç kimse puan kazanamayacak.
Kişi başı 2 soru düştüğüne göre; bir kişi 4, 2 ya da 0 puan alabilecektir.
Uygulama: Her puanın karşılığı bir mermidir. Oyuncular 6 hazneli tabancaya hak ettikleri kadar mermi doldurup seçeceği kişinin kafasına doğrultup bir atış yapacaktır. Elbette rus ruleti kuralları dahilinde, mermiler tetikçinin kontrolü dışında hazneye yerleştirilip, fişek yatağı rastgele döndürülerek silah atışa hazırlanmış olur. Oyun neticesinde sadece bir kişi sağ kalıp kurtulacak, diğer iki katılımcı için oyun ölümle noktalanacaktır. İlk atış hakkının kime ait olacağını en yüksek puanlı yarışmacı belirleyecektir. Puan eşitliği durumunda ise Snellson›un belirleyeceği bir çekiliş yönetmiyle birinci yani karar verici kişi seçilecektir. Ayrıca yarışmacılar şanslarını diledikleri kadar yükseltme imkanına sahiptir. Oyuncuların ekstradan kazanmak isteyecekleri her mermi için Snellson›un tercihine göre bir organlarından vazgeçmeleri yeterlidir. Bu durumda haznenin tamamını mermiyle doldurup atışı şansa bırakmama imkanı da yarışmacıların elinde bulunmaktadır. Tamamen strateji ve şansa dayalı oyun için herkese bol şans.
Önce Sınavı Geçmelisin
Uğradığı şokun tesirinden sıyrılıp dakikalar boyunca "Ben biliyordum" ve "Çok pişmanım" ile başlayan cümleler kuran Reimy yenik düşmüştü en sonunda. Bir miktar yemekle açlığını bastırdıktan sonra kafasını çalıştırıp bunun herşeyden ziyade psikolojik bir harp olduğuna dikkatle eğilerek bir an olsun Snellson’un adaletinden şüphe etmemeyi doğru bulmuştu. Buradan kurtulabilir miydi? Ya da kurtulursa ondan intikam mı almak doğruydu? Veya ona güvenmeyi öğrenmek mi? Tüm bu soruların beynine egemen olduğunu o kadar iyi biliyordu ki Snell. Sadece onun gözlerine alay edermiş gibi gülümseyerek bakıyordu. Sandalyeyi ters çevirip oturduktan sonra tam karşısında aralıyordu dehşet saçan gözlerini. "Zayıfsın eğer ki seni sınava veya bir elemeye tabi tutmadan yanıma alacağım hayaline kapıldıysan. Evet, ilk operasyona koşulsuz dahil ettim seni ve gözlerinle gördün oyunun nasıl oynandığını. Ama şu an başka. Bu kadını sen markette ayarlamıştın ve kocasından habersiz birlikte oldunuz hem de iki defa. Yani bu kez oyun sana ait, oyuncu da sensin. Üstelik rakiplerine göre büyük avantajların var. Kuralları biliyorsun değil mi?" Reimy hiç itiraz etmiyordu artık. Dikkatle onu dinlemeye ve ip uçlarını yakalamaya yemin etmişti. Güçlükle de olsa sallamıştı kafasını ve zoraki bir "Evet" çıkartmıştı dudaklarından. "Unutma ne bildiğin ve düşündüğün mühim değil. Sadece onların verdiği yanıtları tahmin etmeye çalış ve aynı cevabı ver. Böylece altının dördünü kazanabilirsin zekanla. İşimi şansa bırakmam diyorsan saygı duyarım, diğer iki mermi için adaletime sığınırsın. Ama bir uyarı daha sana. İlk atış hakkı sonucu belirler. İster kendin al ve dilediğini öldürmeyi dene. Başarabilirsen bile kalan kişi elinde az mermili biri olsu ki seni vuramasın ve el tekrar sana dönsün. Ya da ilk hakkı seni vurmayacağını düşündüğün biri varsa ona ver. Ki bu da büyük bir risk ama tutarsa finalde avantaj sende olur. İyice düşün. Hem soruları hem mermileri... Strateji yeteneğin kuvvetliyse kalacaksın benimle. Unutma bu sadece bir oyun değil."
Reimy gözlerini sımsıkı kapattı ve mümkün olduğunca uzak bir diyara gidip orada kilitledi zihnini. Snellson’un sadece öldürmekten keyif alan bir katil olmadığını birlikte uyguladıkları ilk deneyde fark etmişti. Onun Tanrı rolüne soyunmaktaki hevesi gözden kaçırılmayacak bir gerçekti ancak netice itibariyle o da bir insandı ve zaafları, hataları olmalıydı. Hiç bir şeyi kusursuz uygulayamayacağı aşikar olmakla beraber, onu bu noktalara iten "üstünlük içgüdüsü" nü sekteye uğratacak bir açık olmalıydı muhakkak.
Odayı tam terk etmek üzereyken son bir kıvılcımla tutuşturmak istiyordu kağıt hafifliğindeki umutlarını. "Hey Snell." Snellson vücudunu olduğu yerde bırakmıştı, sadece kafasını çevirerek baktı gözlerine. "İyi bir fikrim var. Büyük bir proje. Gel de dinle." Snellson kol saatini işaret ederek "Bu senin vaktin değil. Önce oyunu kazan. Henüz uygulamadığım onlarca projem var. Sırası gelince Reimy. Sınavı geçebilirsen dinlemeye değer bulurum sesini." Sonra kafasını çevirdi ve kapıya uzandı elleri. Bir kez daha yüz yüze gelmeden "O kim biliyor musun? Onun karısı, senin ilk maceran ama benim on dört sene evvelki kız arkadaşım. Kendimi anımsatmaya gidiyorum şimdi ona" dedi.
Snellson ve onun önceden kurgulanmış hain fikirleri... Cinayetlerin gelişigüzel işlendiğine inanmamıza müsaade etmeyecek kadar büyük bir tesadüftür kuşkusuz. "Ölüm onun emrinde ya da o sadece böyle düşünmemizi istediği için öyle."
YORUMLAR
İnsan 21 gramlık bilmece
Yazar ve zekası da.:))
Sıradaki öykünde görüşmek dileği ile
Takdirim ve sevgimle Arkadaşım
Umut Kaygısız
Umut Kaygısız
Çıtanızı hiç düşürmeden gün be gün yüükselttiğinizi görmek bana mutluluk veriyor Umut Bey...Yazılarınızı her zaman okuduğumu bilidiğinizi biliyorum ,altına iki kelam yazmasamda takibinizdeyim...Zaman darlığından yorumlarıda geçiştirerek yazmak istemediğimden bu kusurumu görmezden geleceğiniz biliyorum...
Yine zekanızın ışıltısında gözlerim kamaştı...
Yüreğinize sağlık...
Tebriklerimle...
Umut Kaygısız
Canan Korkmaz
Umut Kaygısız
Kemnur
Teşekkürler sevgili kalemdaşım:)))