- 580 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ruhsuz Vadi'ye Tersten Bakış
HER ŞEY TAMAMEN DUYGUSAL(!)
Film,bir çatışmayla başlar.
Değerli okuyucu,sizlere bir sorum var,bakalım bilebilecek misiniz?
Hoş,bileceğinizden eminim ya!
Haftanın her Perşembe günü, akşam çocuklarınızla otururken evinizde;üç dört yıl da bir de sinemada karşımıza çıkar.Üzerinde her zaman yüzündeki komik ciddilikle terkiplemeye çalıştığı,kaliteli siyah takımı içinde pek de biçimli olmayan cılız cüssesini saran,kardan beyaz gömleği ve onlara uygun,tek kıvrıntısı olmayan siyah ruganıyla başı yere hayli yakın oyuncu(!) Her zaman sağ ve sol bir adım gerisinde Freddy filmine yakışır doğal yüz hattı ve gelişiyle tüm canlılara neşe hissiyatı uyandıran , o güzelim ilkbahar rengine verilen iğretici,can sıkıcı bakışıyla meşhur ölümlü – isminin anlamına istinaden kullandım - ve de tabi ki tüm işkencelere dayanabilecek doğa üstü güçle donatılmış, aklı bazen gelen bazen giden, uzun işkence sahnesinde kemiklerinin arkası görülebilecek kadar zayıf ve çatık kaşlı adamıyla ,ağır çekimde heyecanla izleriz bu kahramanı(!) Kim mi? Tahmin ettiniz değil mi? Evet evet, ettiniz tabi ki biliyorum, isminin anlamıyla filmlerinde canlandırdığı karakterin uyuşmakta zorlandığı Polat,Polat ağabeyimiz (!)
Filmlerinde hep devlet yanlısı, ulusal çıkar menşeili mevzulardan asla ödün vermeyen ,az da olsa itici espriler yapan ve de en cazip olanı –bazıları için - tüm kadınların kendine koştuğu Polat ağabeyimiz,Kurtlar Vadisi Filistin’de ne insanlıktan ne devlet politikasının akılla icra edileceğinden ne de isminin bile huzur verdiği barıştan dem vurmuştur.
Tamamiyle tribünlere ve bilet gişelerine hamasi duygularla oynanan bu oyun,günün şartlarına ve politikasız politikalarına o nispette uygundur. Devletler arası terbiye ve siyasi ölçütler,aslında bu filmin sahneye konulmamasını gerektirmektedir. Fakat yakın geçmişte yaşanan ve bugün de tesirleri toplumun hafızasında sıcak tutularak sürekli servis edilen toplumsal ve siyasi buhran, elbette bu propagandist action‘a (hareketliliğe/filme) müsaade bahşedecektir.
Bir izleyici olarak bu action’da bırakın kayda değer bir sahne, hiç bir estetik enstantane dahi göremedim.Gördüğüm tek şey silah,namlularından bilgisayar tekniği ile yapılmış mermi çıkışı parıltısı ve onu Red Kid ‘ in bile başaramayacağı tekniklerle kullanan üç silahşör(!) Bu action, sadece fantastik görüntülerle değil olayların akıl dışı cereyanıyla da hayli görülmeyesi ilginçliğe sahip. Bir yanda Avi’nin bir yanda reklamı yapılan tarikatın ölümden muaf tutulmuş şeyhinin değiş tokuş sahnesindeki hayatın doğal akışına aykırılık durumu.Bu sahne, sizce de seyirciye yapılan gayri ciddi davranış değil midir? Hadi filmin bazı sahnelerini, onun bir kurgu olması neticesinden hareketle gerçeğe birebir bağlı kalamayacağını hoş görebiliriz;fakat bu sahne, seyirciyi tam anlamıyla hafife alan bir unsur değil midir ? Bu hafife alış, sizi sinirlendirmedi mi?Dimağınızda “ Hadi be kardeşim , bu kadar da olmaz.”sözcükleri bir tamlama oluşturup sinirlerinizi zıplamadı mı ? Benim zıplattı. Zıplattı evet.Çünkü yaklaşık bir buçuk saatlik kıymetli vaktimi,düşündürücü,heyecanlandırıcı ve merak uyandırıcı filmdir diye ayırmıştım bu action’a; sonuç,tam bir hayal kırıklığı! Oysaki filmde devletler arası politikanın daha akılcı yollarla sürdürüldüğünü görmek;bir İsrailli ile bir Arap’ın savaşın aynı topraklar üzerinde yaşayan,aynı havayı teneffüs edenleri yerinden, ailesinden ve en değer verdiği şeylerden ayıran yedi kolu bir canavar olduğunu , birbirlerine gösterdiği davranışlarda, sarf ettikleri sözlerde görmek ve duymak isterdim .
İsrail’in teknolojik bakımdan kendisinden hayli geride ve güçsüz olan Filistin halkına uyguladığı yanlış ve acımasız politikalar,daha reel boyutta işlenseydi,filmin iletisi gür bir seda ile:“Filistinliler,bu babda mazlumdur.”nidasını açıklıkla telaffuz edebilirdi;fakat amacı sadece tribüne ve gişeye oynamak,servetine servet katmak olan üç silahşör zihniyeti,bir iki sahnede halkla müşterek hareket ederek düşünceleri yanıltmayı amaçlamıştır.Tabi bu hal,Filistin halkının korunmaya muhtaç acınacak durumunu, güncel politika ekseninde değersiz saymış,popülariteyi merkeze almıştır maalesef.
Dikkatleri bir derece de olsa üzerinde derleyen bir noktaya ayrıca değinmek isterim.Daha önceki Kurtlar Vadisi Irak filminde de ölümden muaf tutulmuş şeyhin ve bağlı olduğu tarikatın bol bol reklamı yapılmakta din,siyaset,devlet sac ayağı politikaları,izleyicinin şuur altına dikte edilmektedir.Bu, sizce de içinde bulunduğumuz yüzyılın demokrasi getirilerine, laik anlayışa ve Cumhuriyet kazanımlarına -30 Kasım 1925 tarihine atfen- bir şeyler ima etmek isteyen garabetler dizaynı değil midir? “Akıl,yol ve bir” sözcüğündeki manalı terkibin her şeyi netliğiyle ortaya sermesi,üzerinde önemle durulası bir unsurdur.
Ibrık-ı Tûmenî
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.