2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
616
Okunma
Tak!..
Bütün söz kıyımlarının yaşandığı, sahil şeridi boyunca kulaklardan hiç eksilmeyen bir müzik,bir ses, bir harf yığını.Bütün düşlerini orda bırakmayı başarabilmek.Kıyıya vuran deniz kabuklarıyla hiç bitmeyen müziğin eşsiz birlikteliğinin sesiydi; gidişleri andıran.
"Gel-git" içinde kıydık bütün haksızlıklara.O sevgisiz yürekleri bir anda silmeyi başarabildik. Yürüdük, yürüdük o hadsiz enkazlara.En olmaz yaraları deşdik.Ah acı ! bilmezdik oysa bu kadar can yakıcı, bu kadar öfkeli...
Tak!..
Bir korku yığını, bir bebek unutulmuş salıncağında, bir genç ağlamakta çığlık çığlığa , bir anne sessiz bir feryad kuzucuğuna,bir yarın belirsiz bir zamir, belgisiz bir sıfat.
Bugün, yarın,dün,pazartesi,perşembe...Birbirine karışmasıydı günlerin.
Bu ses,bir haykırıştı; "Ölüm,meydan okuyorum sana!" Sana gelerek,seninle...
"Tak!.."