- 1661 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
7 / A'RÂF - 179
7 / A’RÂF - 179: Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîren minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).
Andolsun ki; Biz cinn ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır; anlamazlar, gözleri vardır; görmezler, kulakları vardır; duymazlar. Onlar; hayvanlar gibidirler, hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar; gafillerin kendilerdir.
Değerli kardeşlerim bugünkü sohbetimiz Araf suresinin 179.cu ayeti üzerinde olacak inşallah. Bu güzel ve manidar olan ayeti iki yönü ile ele alacacağız,biri zahir yönü,ikincisi mana yönü ile işleyeceğiz. Ama evvela ayette muhatap tutulan Cin ve İnsanlardan bahsedelim biraz. Allahü Teala Cinlerden ve İnsanlardan oluşan Cehennem ehlinden söz ediyor. İnsan’ın aklına ilk olarak hemen şu soru geliyor! Hadi insanlar görünüyor,sesleri duyuluyor ama ya cinler!.Acaba cin denilen tayfa insan gibi ama insandan ayrı bir varlık olarak mı yaradıldı acaba?.Yoksa cin denilen varlık insanın düşünce boyutunda mı gizli ve zaman zaman açığa çıkıyor?.Tabii ki Hakikat de Cin denilen varlıklar insanın dışında yaradılmış ikinci bir varlık değil,insanın ta kendisidir.Nasıl olur bu?.İnsanoğlunun sadece cin yönü yoktur,bunun yanında Melek,Şeytan,cennet ve cehennem yönü de insanoğlunun kendi düşünce boyutunda mevcuttur.Dedik ya Cin,Şeytan,Melek gibi varlıklar ayrıca yaradılmış ikinci üçüncü varlıklar değildir. Bunlar insanın kendisine ait olan varlıklardır. Düşünün ki bir insan hep iyilik peşinde,iyi ameller işliyor,kimseyi kırmıyor kendisini kısalar da incinmiyor. Nefsini Mutmain etmiş,her fiilin failinin Allah olduğunu anlayıp Allah’tan gelen hayır ve şerre Razı olmuş. İşte bu insan melek mesabesindedir düşünce boyutunda. Bir insan ki düşünün,başta ailesi olmak üzere çevresine,arkadaşlarına,eşine dostuna,akrabalarına ve dahası memletetine karşı her an şer işler işliyor ve yaptıklarından da büyük keyif alıyor. İşte bu tip kişi / kişilerin durumu da düşünce boyutunda Cin ve Şeytan mesabesinde olmuş oluyor.
Cennet ve Cehennem de düşünce boyutunda olduğu için,şer işler yapan cin ve şeytan fikirli insanlarda oluşan bu hayvanilik,sapıklık,bu insan türünün cin ve şeytan durumuna düşmesinden dolayı,düşünce boyutunda olan Allah’ı tanımamazlığından ötürü,Cehalet denen Cehennem çukurunda yanıp kavrulur ama bunun bilincinde olmadığından yaptığı şer işler ona güzel gösterilir. Kim tarafından güzel gösterilir! Nefsi tarafından. Şer işler yapan bu insan türü aslında,İnsan olmadığı halde,insan suretinde hayvandır ve bu yüzden kulakları duymaz,gözleri görmez,Kalbi mühürlenmiştir. Sen ona ne yaparsan yap,nasıl yaklaşırsan yaklaş onun o hayvani durumunu değiştiremezsin,ancak Allah isterse olur. Şimdi değerli kardeşlerim,bakınız bu cin ve şeytan fikirli insan görünümündeki hayvanat,işlediği şer işlere rağmen,Namaz kılar,Oruç tutar,Hac eder vesair ibadatlarını da yapar ve aklı sıra insan olduğunu zanneder de Cin,Şeytan ve Melekleri kendi dışında başka bir dünya da olduğunu zanneder durur.
Sevgili dervişler,şimdi bu fakir’e, ya hu efendi tamam güzel de,Cin ve şeytanlar namaz ve diğer iabatlar yaparlar mı diyeceksiniz? Hem de alasını yaprlar ve yapıyorlar da!.Kardeşlerim bir düşünün bakalım hangi ibadet eden insan ve cin taifesi ibadatlarında Allah’ı görmüşler,Allah ile konuşmuşlar!.Kime sorsak tövbe haşaaaa Allah görünmez diyecekler. Peki kim sahibini bilmez,sahibiyle görüşüp konuşmaz,kim yapar bunu?!.Bakın kardeşlerim sizlere,babamın anlattığı bir hikayeyi ama yaşanmış bir hikayeyi anlatayım. Babamın Bulgaristan’dan gelen bir arkadaşı anlatmış babama da.Demiş ki adam,Bulgaristan da köyümdeyken küçük yavru bir köpek aldım ve onu bir iki sene kadar baktıktan sonra Türkiye’ye geldim ve Yedi yıl hiç köye gitmedim. Yedi yıl sonra Bulgaristan’da ki köyüme gittiğimde evimin bahçesinde kocaman bir köpek gördüm,bu benim aldığım yavru olacak herhalde diye düşünmüş.Köpek bunu görünce ilk baştan tanımamış ve saldırgan bir halde havlamaya başlamış. Adamcağız Köpeğinin o olduğunu anlayınca Bobi gel oğlum deyince hayvan birden durmuş ve sahibinin sesini alır almaz koşmuş adamı yere yıkıp başlamış göz yaşları içinde sahibini yalamaya. Adam başından geçen bu olayı anlatırken ağlayarak anlatmış babama.
Yaaa İşte böyle değerli dervişler,hayvan bile hayvanlığı ile,yedi sene görmediği sahibini sesinden tanıyıp gözyaşları içinde ağlayarak sahibine koşup onu yalamaya başlamış da!. Bizler kendimize insan dediğimiz halde bizlere hayat can veren,yaşamamız için bizlere bir dünya kuran asıl sahibimiz olan Yaradan Allahımızı tanımıyorsak,sesini duymuyorsak,söyleyin kardeşlerim bizler ne kadar insanız,ya da İnsanmıyız Allah aşkına?!. Hem insanım,ibadet ediyorum,iyi kötü işleri yapıyorum ve sonra bana sayısız nimetler veren Rabbim Allah’ı Tanımıyor,görmüyor,sesini duymuyorum O zaman ben, Ayette dediği gibi hayvandan da daha aşağıdayım. İşte ahkâm-ı şeriye ile yaşayan insan görünümündeki Cinlerin halleri bunlardır. Ayette dediği gibi,görmezler,duymazlar,kalpleri mühürlüdür,sonra ben insanım,yok böyle bir şey çünkü cin oğlu cinsin. Gelelim bunun hakikatde ki değerlendirmesine yani Tevhiddeki değerlendirmesine ve acaba biz tevhid ehli diye geçinenler de cinmiyiz diye bir görelim bakalım hallerimizi ne haldeyiz. Biz insanlar nasıl olur da cehennemde yanarız,cehennem deyince ne anlamalıyız?!.Avam-ı Nas-ı bilemem ama biz dervişlerde cehennem de yanacağız ve sonra cennete gireceğiz diğer insanlar ve cinler gibi. Ama bizim cennetimiz ve cehennemimiz,şeriat ehlinin ki gibi değildir.Bizim Cennet ve Cehennem anlayışımız,başka bir zaman da ve insanın dışında bir mahal değildir. Bizlerin Cennetleri. Efal,Sıfat,Zat Cennetleridir.Cehennemimiz ise Fenai efal,fenai sıfat ve fenai zatımızdır!.İşte biz dervişler bize ait olmadığı halde kendimize nispet ettiğimiz üç fenamızı sahibine iade etmediğimiz müddetçe Cehennemdeyiz hem de ebedi cehennemdeyiz. Her kim ki üç fenasını ifna etti.Hakk’ı Hak ile tevid etti işte cennet kapıları aralandı o dervişe. Bir derviş,efalini,sıfatını zatını ifna edince ispata ulaşır. Yani makam-ı Cem’e varır ve ora da cehennemi yaşar.Neden böyle? Çünkü o makam Hakk makamı olup Hakk’dan başkası yoktur ve sıkar dervişi,çünkü orada halk gizlidir,derviş bu makam da muhatap bulamayınca,her baktığı yer Hakk olunca sıkılır ve hayatı cehenneme dönüşür,kendisine yapılan cümle kötü fiillerin Hakk’tan olduğunu kabul ve müşahade ettiği için,başına gelen her tür şer işleri kabul eder ve çok zararlar görür,zarar da verir. Haşa,ya kendini Hakk görüp zarar verir kendine,Ya da Halk’ı Hakk görüp gene zarar verir kendine. İşte bu makam yakar kül eder dervişi ama sonra bir üst makam olan Hazretü-l Cem makamına geçince,muhatap bulur kendine ve cennete girmiş olur.Ne demek bu?. Yani her fiilin failinin Hak olduğunu,bu sefer de enfüsünde ve afakında şuhıda başlar,eğer iyi kötü her fiilin failinin mutlak Allah olduğunu kabul ettiyse işte cennet ehli oldu.Cehennem de yandı ve Cennete girdi.Eğer ki iyi kötü her fiilin failinin Allahü Teala’nın olduğunu kabul edemediyse,cin haline büründü ve ebedi cehenneminde yanmak üzere bıraklıdı.
Sevgili İhvanlar,değerli dostlarım,Hasan Fehmi Efendi Baba Hazretleri bir ilahisinde söyle sesleniyor,hayvanlığı terk edemediğimiz halde insanlık arzulayan biz insan müsveddelerine.
MEVLAYI ARZULARSIN
Hayvanlığı terk etmeden
İnsanlık arzularsın
Rüşd-i Hakk’a ermeden
Mevlâ’yı arzularsın
Taklîdi terk etmeden
Hem tahkîka ermeden
Sırr-ı Kur’an bilmeden
İrfânlık arzularsın
Sermâyesiz bezirgân
Kârı olmaz bir zaman
Ne sergin var ne dükkân
Zenginlik arzularsın
Kuyuya atılmadan
Kervâna katılmadan
Kul olup satılmadan
Sultânlık arzularsın
TALBÎ evrâd ile
Bir keçe külâh ile
Hemen bir hırka ile
Hilâfet arzularsın
Hasan Fehmi Efendi Baba Hazretleri,bizlere bu ilahisiyle aslında 7 / A’RÂF - 179.cu ayetin açıklamasını gayet net bir şekilde açıklamış. Hem hayvanlığımızı terk edemiyor ve hem de insanlık arzusuyla cennet bekliyoruz. Ya hu mübarekler boşuna mı diyorum her an da düşünelim,düşünelim ama cenneti cehennemi,günahı sevabı değil. Yaradan Rabbimiz Allah’ı düşünelim,onu bir an evvel bulup konuşalım,sesini duyalım. Hiç bir şey yapamıyorsak bari bizi yoktan var eden ve biz kullarına sonsuz,sınırsız rızıklar veren sahibimizi bulup ona teşekkür etmek için arayalım ve onunla konuşalım teşekkürümüzü yapalım. Zor değil mi bu?.Allah’ı nerede bulup konuşalım da ona teşekkürümüzü edelim. Allah cisim değil beden değil ama bedenin dışında da değil sevgili sultanlar. Ne diyor Allah bizlere başka bir ayette!. 20 TaHa suresi 46: ... Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim... Bu ayete göre de Allah;demekki bizimle berabermiş,beden değil,kalıp değil ama beden ve kalıbın dışında değlmiş.Bakın ayet ortada!. "....Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim...." Allahü Teala görür ve işitirim derken sakın ola ki göz ve kulağı Allah yapmayalım çünkü Allah;gözüm,kulağım demiyor! Ya ne diyor. Görür ve işitirim,bu ne demektir? Bu şu demektir!. Allah gözümüzden görendir ama göz değildir,Kulağımızdan duyandır ama kulak değildir,bizimle beraberdir beden değildir!.Ama bu bedenlerde yaşayan tek varlık Allah’tır Allah!..
Bizler Cin fikirlyiz ya, sözde, olmayan bir zamanda ve mekan da bulunan başka bir yer bekliyoruz cennet ve cehennem diye!.Yok böyle bir düşünce kardeşlerim.Hakikat de yok böyle bir kavram.sadece ve sadece Cin ve insanların zanlarından yarattıkları varlıklardan başka bir şey değildir bu yerler. Ne demiştik sözümüzün başında!.Cehalet cehennemdir,İrfaniyet ise Cennettir.İşte avam ile havas’ın cennetleri bu yüzden ayrıdır. Havas olan arifan girmez avam cennetine,çünkü onlar cenneti irfan eylediler kendilerine ve insan mertebesine erdiler. Belkide bu sohbetimi bazılarınız kabul edemeyecek ve bana ağır ithamlar da bulunacak bazılarınız belki de beni dinsizlikle,imansızlıkla suçlayacak ve bana ağıza alınmayacak küfürler edeceksiniz. Hakkımda kim ne düşünürse düşünsün,kim ne derse desin,hakikati konuşmak bu fakirin boynunun borcudur.
Bakın sevgili derviş kardeşlerim buhri’nin naklettiği bir hadisi şerite şöyle buyuruyor Hazreti Resulullah (s.a.v.) : “Allah var idi ve Allah’tan başka bir şey mevcut değildi.” (Buharî. Tecrid-i sarih: 1317)
Sonra varlığını ve kemalini duyurmayı, hikmetiyle kâinatı ve insanları yaratmayı irade buyurdu ve dilediği şekil ve nizam üzere yarattı. Bakın hadisi iyi okuyun sevgili canlar. Ne diyor hadis’te Cenab-ı Resulullah (s.a.v.) demek ki Allah; kemali ile kendi varlığını yarattığı kullarına sesini duyurmak için halk etti tüm kainatı, ama bizlerde bırakın Allah’ın kendisin görüp konuşmayı!. Varlığını ve kemalini bile duyamıyoruz neden? Çünkü aklımız yok da ondan,kalplerimiz mühürlü de ondan, Allah’ı ayrı kendimizi gayrı görüyoruz da ondan sahhibimizi tanımıyor ve sesini duyamıyoruz. Şimdi söyleyin bana kabahat kimin,Allah’ın mı yoksa biz kalpleri mühürlü kör ve sğır kulların mı?!.Uymuşuz nefislerimize,düşmüşüz Cennet arzusuna,cehennem korkusuna!. Bunları düşünen ne kul olabilir ne de insan!.Ayeti kerime de buyurduğu gibi,cehennem ehli yaratıklarız, hayvandan da daha aşağıdayız çünkü sahibimiz olan Yaradan Allahımızı bilmiyor tanımıyoruz. Anlattığım yaşanmış hikayedeki köpek bile yedi sene görmediği shibini sesinden tanıyosa ve bizler gerçek sahibimizin sesini duyamıyor tanıyamıyorsak vah halimize. O köpek bile biz insan geçinen mahlukattan bile daha insandır diyebilirim o vakit. Bakınız değerli canlar Zeynep Arıcan hanımefendi Annemiz bir ilahisinde ne diyor cinlere ve insanım diyenlere!.
GAFL’OLMA
Bendesin ey sevgili bendesin ey güzel yâr,
Tende can oldun bana, canda senin aşkın var.
Nuru ilâhi ile nurlanan aşıkların
Nârı ilâhi ile gönlü tutuşur, yanar.
Hakikat güneşiyle kalbi aydınlanmayan
Zulmet içinde şaşkın çırpınır haşre kadar.
Günâh, sevabı olmaz Hak yolcusu olanın
Hakikati bilene birdir hem yâr, hem ağyâr.
Sitem ok’u fırlatmaz, ok değse yaralanmaz,
Kahrı, lûtlu bir bilir Hakk’a ârif olanlar.
Can cânândan ayrılmaz, cânân candadır elbet,
Bu hikmetin sırrını irfan sahibi anlar.
Bülbül-i şeydâ gibi gül için ah edenin
Gönlü taşra arayıp, bağrı firkatla kanar.
Nefsi zebunu olup, şirk-i hafi de kalmaz,
Bire iki diyemez gafletten kurtulanlar.
Hakk’tan bir nefes dahi gafil olma ey Zeyneb
Sen seni terkeyle ki senden görüne didar.
Hakk’dan bir nefes dahi gafil olma,sen seni terk eyle de sen den görünsün Allah!.Ben beni terk edememişim,sen seni terk edememişsin,Allah’ını başka bir zaman da ve mekan da düşünürsün. Allaha vuslat olmayı değil, Allah’ın bulunmadığı cennetin peşindesin, sonra İnsanlık arzularsın. Evet,dedik ya,insan olmak zor zenaattır. İnsan olabilmek için üç fenanı ifna edeceksin, Hakk’ı Hakk ile Tevhid edeceksin,sonra insanlık arzulayacak,insana varıp insan olacaksın bunları yapmadığın müddetçe Cin Oğlu Cin’sin arkadaş,yok bunun daha ötesi. Hasan Fehmi Efendinin dediği gibi,hayvanlığı terk etmemiş,insanlık arzularsın,Rüşd-i Hakk’a ermeden,mevlayı arzularsın.Yok öyle bedavadan Mevlaya kavuşmak. Mevlaya kavuşmak için canını verip ölecek,sonra cananı alacaksın ve Hakk’da Hakk ile kul yani insan olacaksın. Görüntün insan sureti ama için "Hayvan!" Nefsi emmaren sapasağlam yerinde,dimdik ayakta dururken insan olman çok zordur,hatta mümkün değildir a dostlar. Bu yüzden sevgili can kardeşlerim, Allahü Teala biz Tevhid ehli kullarını makamsal ve düşünce boyutunda olan cennetlerden yani,Efal,Sıfat,Zat,Cem,Hazretü-l Cem,Cemü-l Cem ve Ahadiyyetü-l Cem Cennetlerinden çıkmamayı müesser eylesin inşaallah. Zikrimizi zikrullah,aşkımızı aşkullah,fikrimizi fikrullah eyleyip kalplerimizde gayrullahı hiç bırakmasın inşallah Amin. Cümle ihvana aşk-ı niyaz eder,saygılar sunarım. Allah’a emanet,ilminize mukayyet olmanızı dilerim. Huu...
Fakirullahmelâmî.
İstanbul.
30/01/2011/Pazar.
Kaynak: www.fakirullahmelami.com/?Syf=22&Mkl=110176
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.