- 805 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMDEKİ KANI KUSMALIYIM SENİN VÜCUDUNLA!
Derin, ruhundaki yıkıntıların altında ezilmiş bir şekilde odasında oturuyordu. Ruhundaki sıkıntıları “kötü bir şey yok ki” diye kandırmaya çalışarak eline bir kitap aldı. Aldı fakat kitabın kapağına göz gezdirdikten sonra tekrar yerine bıraktı. Çünkü “kötü bir şey vardı.”
Salondan, Derin’in kulağını sağır etmekle tehdit edercesine bir ses geliyordu. Hayır, iki ses!
Birisi, babasının annesine hakaretler yağdıran sesi; diğeri ise annesinin hakaretler karşısındaki parçalanmış sesiydi. Bunca öfkenin, bunca yıkılmışlığın sebebi çokta merak uyandıracak tipten bir şey değildi. Her zamanki gibi, annesi babasından biraz sorumlu olmasını istemişti.
Çok değil, azıcık sorumluluk, azıcık sevgi, azıcık merhamet. Babası Derin’e o sigaradan, alkolden sararmış dişlerini azıcık gösterse gözlerindeki ışıltıyla birlikte, Derin başını gökyüzüne yaslamış gibi hissederdi. Sanki Tanrı o an, güneşi –yalnızca onun- ergenliğe yenice adım atan bedenini ısıtmak için görevlendirirdi. Ama bu muhteşem an oldukça kısa sürerdi tabii ki. Çünkü babası o kahrolası dişlerini sadece kendi menfaatleri doğrultusunda gösterirdi. Söz gelimi, başkalarının yanında Derin’in derslerindeki başarılarıyla övünürken…
Babası o koca cüssesinden çıkan ve kocaman acımasızlıklar barındıran sesiyle annesini hırpalarken Derin işte bunları düşündü. Aklının en ücra köşelerini kurcaladı, babasına dair güzel bir anı bulabilmek için. Yoktu. Geleceğe renk katacak bir anı yoktu. Ansızın, kapının aralığından babasının o damarlı ellerinin annesinin kolunu sert bir şekilde kavradığını gördü. Parlayan alyansı fark etti. Evliliklerinin simgesi olan alyans. Bu defa Derin’in gözlerinden hınzırca bir ifade geçti. Acaba alyanslı parmak yok olsa annesiyle babasının evliliği biter miydi? Madem annesi yuvalarının yıkılmaması için bu evliliği sürdürmeyi istiyordu, yuvaları yıkılmasın-dı. Babası yıkılsın-dı. Derin kırılmışlığının altından kalkabilmek için bunun çok iyi bir çözüm olduğunu düşündü. -Bilemedi, bu kendi kendine uygulayacağı en büyük yıkımdı.- Doğruldu yerinden cesaretle. Mutfağa geçip bir bıçak geçirdi eline. Yürüdü. Dikildi babasının karşısına. Baba dedi- bu kelimeyi tükürür gibi söylemişti- “İçimdeki kanı kusmalıyım artık senin vücudunla!”. Derin inanmıştı alyanslı parmağı kesince evliliğin biteceğine. İnanmıştı içindeki hayal kırıklıklarının birleşip büyüyen deliliğiyle… Annesinin sesi iyice parçalandı. “Yapma” dedi oğluna, “Ne olur yapma!”. Babasının gözleri -fal taşlarını imrendirecek kadar- büyükçe açılmıştı. Derin öne doğru atıldı ve tam o sırada bir müzik bitirdi diziyi. Seher, bildiği küfürleri savurarak kapadı televizyonu dizinin vermiş olduğu heyecanla.
Ah, yemeğini yapsa iyi olurdu artık. Kocası gelirdi az sonra. . .
/Merve USER/
/ilkdeneyiminparçalanmışlığı/
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.