Allah, ölümün de hayırlısını versin!
Ölüm haberleri, yaşamımızı alt-üst ediyor. Televizyonu, radyoyu açın, gazetelere bakın; hep ölüm haberleri: Hakkari’nin Çukurca ilçesinde terörist saldırı… Gabar Dağı’nda çatışma… Isparta’da uçak düştü… İstanbul’da kan davası… Otobüs şarampole yuvarlandı… Kamyon, otomobille çarpıştı… Çığ düştü…
Deprem, sel, grizu patlaması…
Ne kadar ölümle ilgili felaket, kaza, şiddet, terör varsa bizi mi bulur hep?..
Televizyonlardaki ölüm haberlerinde en çok Hindistan, Pakistan, Endonezya’dan sonra en çok ölüm haberinin duyurulduğu ülke Türkiye’dir herhalde…
Türkiye’de yaşamak, başlı başına bir sanat, hüner istiyor. Bunca felakete, belaya kurban gitmemek için cambaz olmak lazım…
Şöyle ya da böyle, her gün birilerimizi buluyor ölüm. Bir sıçrarız, iki sıçrarız, sonunda bizi de bulacak da; Allah ölümün de hayırlısını verse de; ecelimizle çekip gitmesek bari…
Bizim ustalardan birisinin ölümünü anlatıyormuş bir yakını… “Yastığının altında esrafil (esrar)sarılıydı. Duvarda sazı asılı duruyordu. Uruhunu (ruhunu) teslim etmeden önce bir duble de votka içtiydi… Allah böyle ölümü herkese nasip eylesin”…
Amin de… Herkesin bir ölüm tercihi var. Azrail bıraksa, herkes istediği gibi, keyfine göre “uruhunu” teslim edecek de… Ölüm kimi nerde yakalayacak, belli olmuyor işte…
Dünyada öyle ilginç ölümler var ki… Kimi ideal uğruna gidiyor, kimi Niyazi oluyor…
İnternette ilginç ölümlerle ilgili haberler var.... Bakın ecel nerelerde yakalıyor insanları…
· Marko ve Roberto de Solisa adlı iki kardeş, birbirleriyle pek iyi geçinemiyorlardı. Roberto’nun sık sık kendisiyle dalga geçmesine dayanamayan Marko, kardeşini, kafasına sıktığı tek kurşunla öldürdü. Bu basit bir cinayet gibi görünebilir. Ancak gerçek öyle değil. Çünkü Marko ile Roberto aynı dolaşım sistemini paylaşan yapışık ikizlerdi. Roberto’nun ölümünden 5 dakika sonra, kan dolaşımı duran Marko da öldü.
· Komboçya’da 2 asker, patlamamış mayınla futbol oynamaya kalkınca hayatlarını kaybetti. Olayı ilginç kılan bir başka nokta, parçalanarak can veren 2 askerin, Kamboçya ordusunun "en iyi mayın uzmanları" arasında yer almasıydı.
· ABD’nin Alabama eyaletinde 25 yaşındaki bir asker tükürme alışkanlığının kurbanı oldu. Pencerenin kenarına oturarak, tükürüğünü, büyük bir tencere şeklindeki sokak lambasına isabet ettirmeye çalışan asker, dengesini kaybedip 11. kattan düştü.
· Amerikalı bir genç, bunalıma girerek 10. kattan aşağıya atladı. Aynı binanın 9. katında, gencin, birbirleriyle sürekli kavga eden anne ve babası oturuyordu. 8.katta ise intihar eden gencin hayatını kurtarabilecek çelik bir ağ vardı. Gencin intihara kalkıştığı sırada, 9. katta anne ve babası yine kavga ediyordu. Eşine iyice sinirlenen baba, elindeki av tüfeğinin tetiğine bastı. Anne kendini yere atarak hayatını kurtardı, ancak tüfekten çıkan saçmalar, o sırada 9. katın hizasında bulunan gencin başına isabet etti.
· 1971’de toprak kaymalarını incelemek isteyen Japon bilim adamları, büyük bir yağmur fırtınası efekti yapmak için bir tepeyi yangın hortumlarıyla adam akıllı suladılar. Bu yüzden tepenin çökmesi sonucu meydana gelen heyelanda, dört bilim adamıyla 11 izleyici hayatını kaybetti.
· 1985’te New Orleanslı cankurtaranlar o yıl şehrin havuzlarında kimsenin boğulmamasını kutlamak için bir parti verdiler. Partide konuklardan biri boğuldu.
· 1983’de mağazada hırsızlık yaparken yakalanan San Diegolu bir kadın, polislere eğer onu bırakmazlarsa morarana kadar nefesini tutacağını söyledi. Polisler kadını bırakmadılar, o da gerçekten ölünceye kadar nefesini tuttu…
Daha neler… İnşaatından altından geçerken kafasına tuğla düşüp öleni mi ararsınız; kaza yapan bir yaralıyı hastaneye götürürken kaza yapıp ölen ambulans şoförünü mü sorarsınız… Ya da bizim ülkemizde her gün rastladığımız, kanalizasyon, telekom, çukurlarına düşüp ölenleri mi…
Dedik ya, Allah, ölümün de hayırlısını versin…