- 669 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Elveda Çıkart Cebimden
Artık herkes öldürebilir beni kolaylıkla, rahat uyu amca. O kadar çok benzedim ki sana...
"Bir şeyi çok sevmek en öldürücü silahı alnına dayamakla eş değerdir." Bu senin sözün, unutur muyum hiç? Seninle geçirebildiğim sayılı saatlerde ameliyat masasına uzanırdın geç kalmadan ve kalbinden çıkarttığım her kurşunu teşhis ederdik birlikte. Aynı tabancadan çıkıyordu her biri, tek bir gün bile değişmeden. Sen hiç şaşırmazdın, artık bende hayretler içinde kalmıyorum, büyüdüm ya da sana işte bu kadar çok benzedim, rahat olsun yüreğin.
Çok severim yağmurları. Suya sokma zahmetine katlanmadan, alıştırmasız ıslatırlar beynimi. Geçmişi unutturmak için ansızın çökerler şehrin üzerine ve en adil biçimde söylediğiniz son şarkıyı tekrar ederler zihninizde. Yeter ki siz kulaklarınızı tıkamayın. Ona kendinize gösterdiğiniz tahammülün yarısını bile gösterseniz kafidir intikam almamayı öğrenmek için. O yüzdendir nefret edişim şemsiyelerden. İyice ıslanıp üşütür, hasta olurum. Demek ki geçmiş içimin rahat olduğu kadar temiz ve günahsız değilmiş diye hayıflanmadan başımı eğerim sevginin dönüşe kapalı yolları karşısında.
Sonra güneşe bayılırım mesela. Zamanın kaslı kollarına uzatırım içimdeki feminen sevgiliyi. Sonra unuturum, bir çırpıda olmuş bitmiş her şeyi. Rüyadan ziyade boşluk kaplar göz ucumdaki karanlığı ve kaybolmak için ufalarak giderim adım adım. Bütün vücudum ısınır o esnada, güneş gaflet anımı değerlendirir ve soyar bugünüm kabuklarını. Altında upuzun kırmızılık kalır neşter izi gibi. Farksızdır utanıp başa sardığım kelime kuyruklarından. Yine katlanırım sevginin paha biçilmez karşılığına.
Su severim, nerde deniz görsem içine akacakmış gibi heyecanlanır yüreğimin kuytusunda yetişen asi mavilik. Luna parkta sıra bekleyen çocuktan farksız olurum ölümün yüksek topuklarına gözlerimi kaptırırken, boğulmak için can atar gibi adeta.
Hep gökdelen tepelerine imrenirim belki de yaramaz bir mahalle çocuğu olarak kaldığım için kim bilir? Ya da hep kulağımı çekip "Oku da büyük adam ol" diye ezberlettikleri için aldanmayı meziyet sayarım bu denli. Yükseklik korkum intihar sebebim olur ama yine de çok severim kaldırımlar avuç açmışken tüm vücuduma. "Atla, ben tutarım" der mahallemin kirli kaldırım taşları. Ben hep inanırım ve hiç pişman olmam.
Ve şarkıları severim en çok. Zararsız görünürler, tereddüt etmeden dökülür sözler biraz akort öpünce yanaklarımı. O kadar inandırıcıdır ki aşk; musiki makyaj yapınca suratına, alamam gözlerimi. Ta ki günün birinde bir "Elveda" şarkısı ezberime tutunana dek. Sonra ufacık bir nakaratın nasıl ciğerlerime kadar uzanmayı başardığına hayret ederim ama çıtımı bile çıkarmam yine de.
Arkadaşlık... Sırası gelmemişken bile dile dolanabiliyor ve hala çok seviyorum onu, şaşılacak şey! Hayatımın ilkbahar ve yaz aylarında varlığına o kadar teslim olurum ki bir an gerçek sanırım her söyleneni. Oysa mevsimler kadar kaypaktır arkadaşlık, kolayca genelliyorum çünkü ispatladılar bana. Gözlerimi kapatıp en kötüyü düşündüğümde asla başıma gelmez dediğim tüm hadiseler bir bir başıma üşüşünce bu inancın sadece iyi havalar üzerine kurulu olduğunu anladım. Yine de çok sevmeye devam ediyorum, bir gün karakışta üstümdeki paltoyu çıkartıp vereceğim biri olur diye seviyorum bu çingene fikirleri.
Sonra amca... Yeter dinleme beni artık. Geveze olduğum için değil ama yasak düştüğü için yüreğime. İşitmemiş gibi yap ses çıkartırsa gözlerim. Gerçekliğimi bana unutturdular bu yabancı şehirde. Olduğum adamı çıkarttılar üzerimden ve bir sürü yalan dolan... Gerçeği adam söyler, yalanıysa dünya. Ve hep ona inanmaya mecbur bu kalabalıklar. Hiç kimse adama inmez, kuvvetli olanındır doğrular ve ezberlememiz için bütün yazılanlar aslında gerçeği anlatmazlar.
Senin gibi ama senin kadar olamadan "Elveda" diyorum hayata, tıpkı çeyrek asır evvel "Hoş geldin" dediğim gibi. Alışamadığımdan değil, beceremediğimden kabul edemiyorum bana verilen görevi. "Hayat... Hoş geldin ama benim için değil."
Artık herkes öldürebilir beni, silaha lüzum yok. Çünkü intihar etmeyi öğrendim, her şeyi ve her insanı çok seviyorum hem de çok. Beni yasaklamalarına rağmen kıymetli nefeslerini azad ediyorum şimdi.
YORUMLAR
Çok içten yazılmış , duygular abartısız.
Sevmek, sevilmek ve sevebilmeyi becerebilmek.
Sevmeyi bilen insan maalesef fazla değil, hatta çok az.
Çok anlamlı bşr yazı okudum, tebrikler.
Sevgiler...
Umut Kaygısız
Çünkü aynı tabancadan çıkıyordu hepsi...
Yazınızın bana düşündürdükleri o kadar çoktu ki. "Sevdiği ve değer verdiği insanlardan kimse üzülmesin. Çünkü en çok insanı bu öldürür" dedim kendi kendime.
Umut Bey yazınızı okudum çok beğendim baştan sona bir kez daha okudum. Montaigne'in denemelerini okurken nasıl kendimizden bir şeyler buluyorsak ben de sizin bu yazınızda kendimden bir şeyler buldum. Çok anlamlıydı. Tebrik ederim güçlü kaleminizi.
Selam ve saygılarımla.
Umut Kaygısız
Umut Kaygısız
Umut Kaygısız
Kemnur
Umut Kaygısız
Çok beğendim..tarzınız harika..hislerinizi kelimelerde bizlere hissettirebilmeye son derece etkileyici bir şekilde başarmışsınız.Tebrik ederim..
Umut Kaygısız
Artık herkes öldürebilir beni, silaha lüzum yok. Çünkü intihar etmeyi öğrendim, her şeyi ve her insanı çok seviyorum hem de çok. Beni yasaklamalarına rağmen kıymetli nefeslerini azad ediyorum şimdi
müthiş bir final!!!akıcı ve olağan bir kalem!!!
ne desin fundaaa...
ALKIŞLARRRRRRRRRRRRR:)ÇOKCAAA
KUTLADIM!!!YÜREKTEN!
Umut Kaygısız
Hakikaten tertemiz ve pıırl pırıl bir dilin var umutcuğum.
İntihar etmeyi öğrenmek, intihardan uzaklaşmak için iyi bir neden olabilir.
AMcana da bol selam. :)
Tebrikler...
marcel tarafından 7/16/2011 12:41:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
Umut Kaygısız
Yine çok güzeldi, her yazınız ayrı bir pencere farklı bir dünya değerli kardeşim...tebriklerimi bıraktım düşünen yüreğine...saygımla
Umut Kaygısız
Yüreğinize sağlık sevgili yazar..Ancak kanımca bir insanı en çok kendisi öldürebilir hayatta.. Gördüklerinize, duyduklarınıza, dokunduklarınıza değil ruhunuza sığınmalısınız her zaman.. Pek çok insan haketteği, umduğu, beklediği sevgiyi hayattan bulamayabilir..Ama çok az insan gerçekten sevmeyi başarabilir.. Hele ki suyu, güneşi, yağmuru sevebilen bir insansanız yaşamak için çok sebep var demektir.. :)
Yüreğinizin kalemini kırmamanız dileğiyle..
Hoşkal'ın:)