- 1782 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
EROS VE AFRODİT
öyle derin kanıyor ki yarım kalmış düşlerim, son terk edişin ardından.ve öyle sızlıyor ki ellerim yalnızlığın buğusunda...
hep ben şikayet ederdim ilgisizliğinden ve hep ben terk ederdim seni.uzağına düşerdim öylece...sarılmanı bekler, kucağında uyumayı isterdim o anlarda.bilinmez yollardan izimi kaybettirip hep ’ o bilindik yoldan’ geri dönerdim!sorgusuz sualsiz kabul ederdin, dönüşümü beklerdin sabırla.öyle olmuştu yine.tam buldum derken bu kez daha da ırağına düştüm şimdi.
biliyorsun mesafeler sadece bilmece!i stediğin, hissetmek istediğin vakit yanıbaşındayım!
dolunaylı gecede salt kızıl saçlı prenses olmayı dilerdim.sen eros bense afrodit.ve yıllanmış şarap pahasındaki vazgeçemeyişlerimiz. hırslı mıydık, sahip çıkmış mıydık bu aşka? aşkı vazgeçilmez kılan neydi?aşkı avuçlarımıza alamayışımız ya da ona gerçekte sahip olamayışımız, birbirimizi kandırışlarımız.
’peki seni vazgeçilmez kılan neydi?’