- 805 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLARLA HASBİHAL-I
Bu terk edilişlerden sıkılıyorum artık. Nerde bir arkadaşa rastlasam gönlü titrek ve kırık, gözleri yaşlı ve mor halkalı olduğunu fark ediyorum. Bu her fark edişlerde canım daha da inciniyor. Ben, bana asırlar kadar uzun gelen birkaç sene evvel terk edilmiştim ama belki bu kadar da umurumda değildi. Ama bu kısır döngü sadece benim değil; ömrünü verircesine bir şiddetli sevgiyle seven tanıdığım herkesin ahını alıyor.
Çoğu zaman en yakınlarımıza bile beslemediğimiz mahrem duygularımızı neden en değmeyecek insanlara besliyoruz? Acaba kilo ile değer biçilmesini hak eden bu insanları tanımıyor olabilir miyiz? Ya da tanıyoruz da sevgi perdesi çekilmiş gözlerimiz bu kusuru görmüyor mu? Bu ve bunun gibi birçok soruya cevap vermek gibi bir sorumluluğumuz var galiba kendimize karşı.
Bu gibi soruların sahipsiz ve cevapsız bırakılması yüreğimiz ve ömrümüzün derinliklerinde dikiş tutmaz, derin hançer yaraları bırakmakta şüphesiz. En azından ben böyle düşünüyorum. Mesela; “Sevdiğim insan, kılımı bile kıpırdatmayacak kadar değersiz olabilir mi?” Ya da : “Ömrümü, gözümü kırpmadan feda edebileceğim kadar değerli mi?” Ve dahası: “Eğer O’nun için ötelerin ötesine gitmeye bir nefes kadar uzakken o benim için bir damla gözyaşı dökmeyecek kadar umarsız mı?” gibi soruları kendimiz yalnızken kendimize yönlendirir ve kendimizi mahkeme edersek belki içine düştüğümüz bu şiddetli mantıksız sevgi tsunamisinden bir rahmet eli bizi sahile çıkarır.
Bu yazımı okuyan çoğu arkadaşım “Sevgi mantık işi mi?” diye haklı bir soru sorabilir elbet. Elbette hayır! Bana en yakın canlı şahit ben olduğum için kendi kendimi aldatamam herhalde. Ama şunu da unutmayınız ki, mantığın da adına sevgi denen platonik işkenceyle de pek işi olduğunu da söyleyemeyiz gerçekten. Böyle sebepler yüzünden arkadaşlık ettiğim gecelerden dinlediğim acı sohbetlerden bu gerçeği öğrendim maalesef.
Sizler de yolunu çok uzun zaman evvel yürüdüğüm bu dikenli yolun yolcususunuz büyük ihtimalle. Acizane su yüzüne çıkarmaya çalıştığım ama ne kadarında başarılı olduğumu bilmediğim bu acı gerçeklerin acı tadına sizler de bakmak isteyeceksiniz. Sizler de çoğu zaman düzeni bozmadan karanlık gecelerin acı sohbetlerine katılacaksınız. Ve hatırlayacaksınız ki, bu sözleri çok zaman evvel bir dostunuz kaleme almıştı.
Vesselam.
Mehmet Durak
14 Temmuz 2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.