- 981 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EMPERYALİST ODAKLARIN ASİMETRİK SALDIRILARI
EMPERYALİST ODAKLARIN ASİMETRİK SALDIRILARI
Emperyalizm günümüzde geri bıraktırdığı ülkelerde yer yer açık, yer yer gizli istilâlar sergilemeye devam ediyor. Buna sebepler arasında elbette dünyanın yerüstü ve yeraltı kaynakları, petrol, doğal gaz, kömür, su gibi kaynakların yanısıra kıymetli madenler, fauna ve florası ile istila edilecek bölgenin jeostratejik konumu da dahildir.
Biz Türkler; ’Dört nala gelip uzak Asyadan bir kısrak başı gibi uzanarak’ ; bu topraklara yerleşip, Viyana kapılarına gidip, geri çekilene kadar, Avrupa’nın ve hıristiyan dünyasının korkulu rüyâsı olduk. Bu gün Türk dünyası olarak halen azımsanmayacak kadar geniş topraklara hükmediyoruz, çoğunluğu Asya topraklarında olmak üzere.
Avrupa ve ABD, son yüzyıl içinde emperyalist yayılmacılığın arttırılması için BM çatısı altında kurumları ile sürekli daha organize bir biçimde örgütlenmiş, 1.nci ve 2.ci dünya savaşlarının ardından, ağırlıklı olarak Asya ve Afrika anakaraları başta olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesinde açık ve gizli işgaller yapılmış, askeri ve sivil darbeler yaşanmıştır.
Sovyetler Birliğinin dağılma süreci ile birlikte Asya üstünde; ’Turuncu Devrim’ dalgaları yayılmaya başlamıştır. Emperyalist elitlerin dünyayı vardırmak istedikleri nihai sonda ’ TEK DÜNYA DEVLETİ’ tezi ortaya atılmıştır. Bu gün Pakistan, Afganistan, Irak, Filistin, bir kısım Afrika ülkelerinde, hepsi birbirine entegre edilmiş biçimde, başta enerjinin kontrolunu sağlamak esas olmak üzere, içinde bulunduğumuz yüzyılın sömürme politikaları yaşama geçirilmeye başlanmıştır. Bu anlamda emperyalizm, her yönüyle; ’Ulus Devlet’ yapılanmasına karşıdır. Yani sömürmek istediği alanlarda, kendine karşı koyacak, ulusal ordu istemezler, kendilerinden güçlü devlet görmek istemezler. Amaca ulaşabilmek için; ’Böl ve Yönet’ politikası uygular emperyalistler sürekli olarak. Bu etnik parçalanma, dil birliğinin parçalanması, din birliğinin parçalanması, ayrılan güçler arasında, mezhep ayrılıklarına dayalı olarak bölgesel çatışmaların körüklenmesi biçiminde tezahür ettirilir. Bunları sağlamak için de emperyalistler, ülkelerde çok çeşitli, kendi güdümünde TV kanalları kurarak, beyinleri sürekli manipule edici, uyuşturucu yayınlar yapmaktadırlar.
Ülkemizde son dönem emperyalizmin giriştiği tehlikeli oyunları görmemek için kör olmak gereklidir. Bir dönem diplomatlarımız başta olmak üzere Türk varlığına yurt dışında yöneltilmiş olan silahlı saldırı hareketi, diğer yandan da ülke içinde de aydın ve bilim adamlarına yöneltilmişti. Muammer Aksoy’lar, Bahriye Üçok’lar, Abdi ipekçi’ler ve daha niceleri niçin öldürüldüler?
Günümüze gelince Kıbrıs’ta (K.K.T.C.) AB ile karşımıza çıkarken, AB uyum yasaları ile de içte toprak egemenlik ve hükümranlık haklarımız elimizden alınmak istenmektedir. Azınlıkların giderek, ardı arkası kesilmeyen bir takım dini ve kültürel kimlik kazanma adı altında, masum gösterilen talepleri, sonuçta bir gün karşımıza, ülke bütünlüğünün ve beraberliğinin kaybolmasına varan sonuçları bereberinde getireceği muhakkaktır.
Tam işte bu aşamada özellikle T.S.K. mensuplarına yandaş medyanın Soroz’cu beslemeleri tarafından yapılan saldırıların, ne özgürlük ne de demokratik açılım olarak sunulması kabul edilemez. Bunları destekleyenler şu ya da bu biçimde, mevcut sistemden gayrı meşru nemalananlardır. Bu, alçak bir saldırı ve iftira kampanyasıdır.
Adeta ’Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar?’ tartışmasına dönüştürülen bir karalamaca kampanyası içinde, şanlı ordumuzun itibarı her gün yara almaktadır. Bu insanlar, sanki bizden daha demokratik düşünüyorlar ve yüce Türk ulusunu aptal yerine koymaktalar. Halkın orduya destek vermesini de adeta tehlike olarak göstermektedirler. Bu ordu kimin ordusu, bir kez daha soralım, bu haddini bilmez, ne idiği belirsizlere?!
Atatürk ilke ve inkılâplarından huzursuz olanlar, şimdiye değin, gerek üniversitelerde gerekse sosyal yaşamdaki bazı uygulamaları ile Cumhuriyeti yükseltecekleri yerde, daha da geriye götüren uygulamalarda bulunmuşlardır. Devletin temel yapısı üstünde köklü değişiklikler yapmak için can atanların; ’Hazmettire hazmettire ’ varmak istedikleri hedef, önce ılımlı islam, sonra radikal bir islam cumhuriyetidir. Genlerinde Arap kanı mı, yoksa Türk kanı mı taşıdıklarını sormak gerekli böyle tiplere?! Hiç kimse kalkıp da beni ırkçılık yapmakla suçlamasın. Ancak, ABD’nin arka bahçesi konumundaki hangi Arap ülkesi bu gün çağdaş medeniyet seviyesinin üstündedir; hiçbirisi! Eğer petrol gibi bir zenginlikleri de olmasa imiş, arap değil h/arap olacakları kesin! Olmuyorlar mı zaten? Ufacık İsrail, ABD himayesi ile şamar oğlanı gibi dayak atıp duruyor Arap’lara, tüm dünyanın gözü önünde! Oradaki kralların, hanedanların, kendi uluslarının çıkarlarına mı, yoksa ABD çıkarlarına mı hizmet ettiklerini kim sorguluyor; sorgulayamazlar, halk bilinçsiz ve koyun sürüsünden farksız çünkü... Fakat biz bir KURTULUŞ SAVAŞI vermiş ve ATATÜRK gibi bir önder yetiştirmiş ve onun devrimlerini özümsemiş bireyler olarak, özgürlüğün bedelinin, kan, kanın bedelinin toprak, toprağın bedelinin can, can bedelinin ulus olmak olduğunu bilen bir devletin yuttaşlarıysak, ATATÜRK’e, değerli silah arkadaşlarına ve aziz şehit ve gazilerimize, can varlığımızı borçlu olduğumuzu görmek zorundayız. Aslını inkâr eden haramzâdedir. BU HARAMZÂDELER, ULUSUN NEYİ VAR NEYİ YOKSA TALAN ETMEKTE SAKINCA GÖRMEDİKLERİ GİBİ, CEPLERİNDE ÇİFTE PASAPORT TAŞIYARAK, EN KÜÇÜK TEHDİTTE SOLUĞU YA ABD YA DA İNGİLTEREDE ALMAYI, DEDELERİ VAHİDETTİN’DEN ÖĞRENMİŞ OLMALILARDIR.
HALKIMIZ ŞUNU İYİ GÖRMELİ, ’AĞZINDA BAL OLAN ARININ KUYRUĞUNDA İĞNESİ VARDIR.’
Birileri kalkıp bedava gazete dağıtıyorsa, birilerinin adları sürekli ihale yolsuzlukları ile gündeme geliyorsa, birileri namussuzca ulusal değerlerimize saldırıyorlar ise, en az o namussuzlar kadar cesur olmak zorundayız. Yoksa ulusun tüm kazanımları elden gittiği gibi, ulusal bağımsızlığımızı da yitirmeye mahkûm oluruz.
Saddam Hüseyin’i asanların, asmaya hakları var mıydı diye soralım yeter? Irak’a bir göz atın, İran’a bir gözatın yeter; kâhin olmaya gerek yok.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti’nin şanlı ordusu ve kahraman Mehmetçikler!
Kahrolsun ihanet çeteleri! Kahrolsun emperyalizmin yerli işbirlikçileri!
Şaban AKTAŞ
27.01.2010
BİZ BİR MİLLETİZ
Atatürk`ün kolundayız
Önce aklın yolundayız
Bilim teknik dalındayız
Çağdaş uygar bir milletiz
Güçsüzleri ezdirmeyiz
Canı candan bezdirmeyiz
Yürekte kin gezdirmeyiz
Sevgi dolu bir milletiz
Alnı açık başı dimdik
Üç kıtada ata bindik
Yedi düvel`i biz yendik
Oldukça güçlü bir milletiz
Doğusunda Ural Altay
Batıda Balkan`ı saran
Devlet yıkıp devlet kuran
Oğuz Yavuz bir milletiz
Ne Napolyon ne İskender
Tanımadı şanlı gönder
Rastlanamaz eşsiz ender
Çok cengaver bir milletiz
Savaş elbet hiç hoş değil
Yavaş altı hiç boş değil
Düşenler hep sarhoş değil
Toprağı can bir milletiz
Uyu Hektor rahat uyu
Kalmadı Aşil`in soyu
Yurdun Fatih Atatürk yurdu
Biz mert cesur bir milletiz
Biz tarihten çok ders aldık
Zalimlere korku saldık
Hep şanla ayakta kaldık
Bayrakla-şan bir milletiz
`Ne Mutlu Türk`üm diyene!
Aynı sofradan yiyene
Hele bir bak ailene
Can kaynaşan bir milletiz
Koyunumuz kuzumuz var
Kavalımız sazımız var
Bizim sizde kızımız var
Kan kaynaşan bir milletiz
Bizim dağlar sizin dağlar
Serin olur yazın dağlar
Sular bir ağızdan çağlar
Çağlar-a-şan bir milletiz
Farklı düşünce duygulu
İnsan insana saygılı
Ne kaygısı hep sevgili
Dayanışan bir milletiz
Ne dil ne din renk farkı yok
Herkes eşit tek farkı yok
Hiç kimsede ön yargı yok
Biz ayrışmaz bir milletiz
Ruh ile ten yürekte can
Hep birlikte bir heyecan
Gözler var ya kahve fincan
Etle tırnak bir milletiz
Hak hürriyet Anayasa`da
Keder kıvanç ve tasada
Elin işine gelmese de
El-eleyiz bir milletiz
Bak dünyaya gör oyunu
Düşman çığsa durdur onu
O vurmadan sen vur onu
Uyan sezgin bir milletiz
Hap sattırıp yutturan kim
Sana kurşun sıktıran kim
Devletini yıktıran kim
Ben sen o biz bir milletiz
Parçala böl ve yönet
Uyarsan işte ihanet
Herkes anladı nihayet
Biz tek vücut bir milletiz
Vatan millet bölünemez
Ayrı düşüp ölünemez
Bölük pörçük yürünemez
Tek bir bayrak bir milletiz
Aktaş`ım susmaz yüreğim
Dünyada barış dileğim
ATA bayrak,TÜRK direğim
Bağımsız, özgür bir milletiz...
Şaban Aktaş
03.02.2006
Foto: Afganistan işgali / der Spiegel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.