kahhar
kahhar
Su oldukça bulanık ve yüzüm dalgalanıyor yüzeyinde.Bir takım garip davranışlar ve hemen ardından gelen yokolma isteği...Bazen aklıma gelen bir soru daha ilk anda anlamını yitiriyor ve içimden bir ses,’’böyle dur işte,hiç birşey yapma,sadece dur ’’diyor.
Baktığım yer uzun koridorun duvarları,çöp tenekeleri,duvarlarındaki resimler,sıralarda oturmuş insanlar ve hayvanlar.Sanki biri kalkıp yanıma gelecek ve bana şöyle diyecek,’’neden bakıp duruyorsun?’’.Bu soruya bir cevabım yok ama zaten gelen giden kimse görünmüyor henüz.
-kahhar,dedi bana,kahhar,kalk gidelim!
-gidelim ama nereye?, dedim.
-kahhar,dedi bana,kahhar,kalk gidelim!
Güz başlangıcı ve ansızın bastıran soğuk hava yüzünden daha bir sarıldım ince ceketime ve bu şekilde ısınamayacağımı bildiğimden pek fazla bir beklentim olmadı ısınma adına.Ancak sürekli tekrarlayan ve kendi içinde bir ’kişiliğe’sahip sorular yüzünden uyuyamıyorum.Bu yüzden O’nu görmeye gittim...
Soğuğa pek aldırış etmemeye çalışsamda,evrim geçirip bir kat daha deri sahibi olamadığım için üşüyorum.O’na gidiyorum.Kar iri taneleriyle beni oldukça düşünceli ve acelesi olan bir kardanadama çeviriyor.O’nun evine yaklaşırken içimden gelen sesler artıyor ve telaşlanıyorum...
-kahhar,diyor bana,kahhar,kalk gidelim!
-gidelim ama nereye?
Kapıyı çalıyorum.Yavaşça açılıyor ve kimse bana kim olduğumu sormuyor.Kapıyı açan beş altı yaşlarında bir çocuk.’’O nerede ?’’,diye soruyorum.Bana bakmadan kırmızı renkli bir kapıyı gösteriyor.Kapıyı açıp içeri giriyorum.Bomboş bir oda ve O bir köşeye oturmuş,sabit gözlerle bana bakıyor ve ,’’cevap yok!’’diyor.Ama daha soruyu sormadım,diyorum.Herkes aynı soruyu sorar!,diyor.Susuyorum ve bir kaç dakika sonra ağzımdan mırıltı halinde dökülen,ama daha sormadım,sözüne karşılık olarak bana sessizce,’otur!’diyor.
-İnsanın vakti vardır ama bu vakit bıçak gibidir kahhar,diyor bana.
-evet,diyorum başımı onaylar anlamında salayarak.
-şimdi söyle bana,diyor,ruhu ne öldürür?
-bilmiyorum...
-ruhu beden öldürür kahhar,diyor.
-peki aklı ne öldürür...
-aşk!,diyor
-peki kalbi?
-Şafi bize su getir!!!,diye az önce bana kapıyı açan çocuğa sesleniyor.
-kalbi başka bir kalp öldürür!,diyor bana bakarak.Şafi suyu getiriyor.Elleriyle tutmadığı bir tepsi ve Şafi delici bakışlarıyla bana bakıyor.Bardağı elime alıyorum ve biran tereddüt yaşıyorum içmek için ama sonunda içiyorum.
Bak!,diyor Şafi,şu yıldızlara bak!.Yıldızlara bakıyorum Şafi,fakat ne var yıldızlarda anlat bana?.Şafi’nin yüzü şimdi O’nun bedeninde ve bana usulca bakıyor.Göğe yükseliyoruz...Şafi hep gülümsüyor...Nasıl bu kadar huzurlusun Şafi?.Şafi bu soruma cevap vermiyor ve sadece yıldızlara bakıyor.Bir rüyadan uyanır,tatlı bir rüyadan uyanır gibiyim.Bir yataktayım,O ve Şafi bana bakıyorlar.Yataktan kalkıp -odaya ilk girdiğimde orada olmayan fakat şimdi duvarda asılı duran-aynaya doğru ilerliyorum.Sanki ayaklarım beni aynaya çekiyor.Aynanın tam karşısında duruyorum.Alnımda bir yazı var.Çizgi yada başka birşey değil,bir yazı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.