- 1407 Okunma
- 24 Yorum
- 0 Beğeni
SANA BİRŞEY ANLATIYORUZ
Pembe/
Anne…Orada mısın?
Mısır kokusu geliyor bir yerlerden.
Ben karanlık bir odadayım. Burada yalnızca düşten pencereler var. Onlar da her zaman açılmıyorlar. Gözlerini iri iri açsan da, görebileceğin tek şey göz kapakların.
Biri dışarıdan pencereleri çaktı. Sonra çekici pencere önüne bıraktı. Sonra çiçek yüklü saksı devrildi. Duydum sesini. İki solucan kıvrılıp çıktı topraktan. Sürüne sürüne uzaklaştılar. Nedim Amca karşı bahçede marul ekiyordu. Bir de çok güneş vardı. İki solucan “imdat” diyemeden bir soru işareti, bir ünlem gibi kuruyup yapıştılar kaldırıma.
Mavi/
Hayat yuvarlandıkça semiren bir bilye gibi üzerimize geliyor. Elimizde neyle yüklü olduğunu bilmediğimiz bavullar var. Bıraksak kaçabileceğiz belki, ama bıraksak çırılçıplak kalacağız aynı zamanda. Öyle duruveriyoruz yol ortasında. Rüzgar var sürekli. Başımızdan aşağıya erik çiçekleri yağıyor. Kirpiklerimize takılıp sendeliyorlar. Belki gözbebeklerimizde, büyüyerek üzerimize gelen bilyenin aksini görmeseler, kalacaklar orada. Ayaklarımızın ucuna düşüyorlar usulca…Hiç ses yok. Sen de konuşma anne…Üfle bize, korkudan çatlayan yüreklerimiz var cebimizde. Hadi üfle geçsin.
Öyle şarkılar söyleme…
Bizim hiç çiçeğimiz kalmadı.
Anneler sağlı sollu geçiyor etrafımızdan. Çiçekli penyelerinde yağ lekeleri. Ellerinde domates biber poşetleri. Ter süzülüyor alınlarından. Tam üzerimizde durup soluklanıyorlar. Limon kolonyası kokuyorlar. Bir aciz erik çiçeğinin dahi gördüğü dev bilyeyi, onlar görmüyorlar anne. Sağa sola yalpalayarak çıkıyorlar yokuşu. Bilye tam önlerinde duruyor. Bir akşamüzeri fotoğrafı. Arkada tepsi gibi bir güneş. Güneşin önünde poz vermiş siluetler. Yüzleri görünmüyor…Çiğneyip geçiyor onları bilye. Kardeşim arkama saklanıyor korkudan.
Hadi dua et.
Gökyüzüyle arası iyidir annelerin.
Pembe/
Ne zaman gözlerimi kapatacak olsam, birinin uzun bir sırıkla kiraz dallarını dövdüğünü görüyorum. Kiraz kanına bulanıyor her yan. Dev antenli karıncalar çıkıyor kirpiklerimin arasından. Gözpınarıma dolan kiraz kokulu kanı emiyorlar. Oda çok karanlık anne…
Orada mısın?
Ben uyurken seyrettin mi yüzümü? Aklında ne kadarım kaldı? O kadarıma iyi bak. Sen nelerimizi gizlediğimiz çeyiz sandığı değil misin?
Bir duvara yaslandım. Islak; sırtımın titremesinden belli. Hadi süzül şu penceredeki çivi deliğinden. Koynundan çıkardığın tülbendi arkama koy. Al beni git sonra. Bir daha da büyütme.
Anne…
Su sesi duyuyorum. Ağlıyor musun sen?
Mavi/
Aldandık biz. Bu kentin kumruları bile yalancı çıktı. Önümüz sıra geri geri uçtular. Bir de gözlerimize baka baka bizi bu uçurumun başına çekmediler mi? Ne olurdu takılıp düşseydim gitme dediğin an. Gitme kumrular anadan eder dediğin an.
Bilye çok yaklaştı anne…
Bir de acıktım. Göğüslerin sızlamıyor mu?
Pembe/
Saat kaç? Okuldan dönmedim görmüyor musun? Çık da ara beni. Bir de değnek al eline. “Bir bulayım, görürsün” diye söylen telaş içinde çırpınırken. Kaldırıma çizdiğim sek sek zarfına bak. Taşım orada mı? “Gavurun kızı, burada mı oynadın” de…
Ara beni. Kayboldum.
Burası çok karanlık. Sesime gel.
Anne! Kulağın çınlamıyor mu?
Mavi/
Artık gelme. Beni görmek istemezsin şimdi. Koca bir hayat geçti üzerimden. En son kınalı ellerini gördüm. Mısır kokuyorlardı. Elimdeki bavulu bırakıp sana uzandım. Bir rüzgar esti arkadan. Eteğindeki gülün biri kırılıp yüzüme uçtu.
Anne…
Öldüm mü şimdi ben?
Pembe/
İşte geldi. Kiraz dallarına vuran adam…Oda hala karanlık. Kan sıçradı duvarlara. Son kez açtım gözümü. Gamzelerini gördüm. Artık gelme. Beşikteki yüzüme kiraz damlamasın. Beni hep bebek bil.
Anne…
Öldüm mü şimdi ben?
Gece/
“Rasim Bey kalk!”
“Ne oldu?”
“Pencereye bak! Serçeleri görüyor musun?”
“Hanım, serçeler gece uçmaz. Hem orada hiçbir şey yok. Su ister misin?”
Sabah/
“Sayın seyirciler, İstanbul’da bir evin önünde iki ceset bulundu. İlk belirlemelere göre kardeş olan maktüllerin ölüm sebepleri araştırılıyor.”
...ENGİNDENİZ...
YORUMLAR
Geç olsa da bu güzel yazıyı okuyabildigime memnunum.Yüregınıze ve kalemınıze saglık.Saygılarımla...
Aynur Engindeniz
Off... Bu hikaye canımı yaktı.
Ama kaleminin gücü gülümsetiyor daima .
Sevgiler ve tebrikler Aynur sana :)))
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz
Kan, kin, cinnet, ceset...
Adım adım sokakları adımlayan... Ve dört duvar arasında çınlayan sessiz ölüm...
Analar; büyütmek, mürüvetini görmek, toruntaht olmak umuduyla gülümser bebelerini ilk kucağına aldığında... Ninnileri hep dua duadır...
Rabbim kimseye evlat acısı göstermesin...
Evlatlara, masum ve mazlumlara uzanan eller kırılsın!
Bu mübarek gecenin hayırlara vesile olması ve duaların kabulu dileğiyle, sevgiler...
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim.
Saygılar.
Tüyylerim diken diken oldu...
Sıcağın bu temmuzunda buz gibi serpildi içerime...
Her zamanki gibi en ince detaylar irdelenmiş.Akıcı farklı bir boyut kazanmış kelimeler.
Senin kalemin her zaman güzel her zaman farklı çiçekcazım.Sevgiyle öpüyorum Kadife yüreciğinden.Hayırlı cumalar/hayırlı kandiller...
KOAH, arada bir uzak tutuyor yazılanlardan... O arada, "Elde Var Kireçli Bir Aşk"'ı kaçırmışım diye tıklatıp okudum. Derken, bu yazıya geçip, bunu da okudum... Bu yazıyı okuduktan sonra, "... Kireçli Bir Aşk" mı kalır akılda... "Biz Görmedik"i okuduğumda da aynını olmuştum... Ne olduğuma boş verelim de, SAYGIDEĞER HOCAM, siz evli değil misiniz; anne değil misiniz; ev kadını değil misiniz; zamanınızın büyük bir bölümünü harcamanız gereken her kadına mahsus bir kadere malik değil misiniz? Nesiniz? Her gün yazmayı ve de yazdıklarınızın her gün, günün yazısı seçilmeye aday olmasını nasıl becerebiliyorsunuz? Profesyonel bir yazı ekibi mi kurdunuz kendinize, ne?... Yok, iki solucan "imdat" diyemeden, bir soru işareti, bir ünlem gibi kuruyup yapışmışlar kaldırıma; yok, dev antenli karıncalar çıkıp kirpiklerinin arasından göz pınarlarına dolan kokulu kanı emmişler.. Dua edin de, hastalığım izin vermiyor; yoksa bu anlatımınıza duyduğum hasetle, kiraz silkelemeğe gelirdim ya, evinizin oralara... Saygı ve sevgiyle...
kemnur tarafından 7/15/2011 2:04:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Size Rabbimden şifa diliyorum.
Teşekkürler.
Kemnur
Aynur Engindeniz
Ülviye Yaldızlıı
Kemnur
Aynur Engindeniz
Ama Sultan seni bir kere daha çok sevdim:)) Arkam sağlam demek ki...,
Sayın kemnur, düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Sözlerimiz size değil, kadını kısıtlayıp azaltanlara. Ayrıca kendinize haksızlık etmeyiniz.
Saygılar.
El sürmeden dokunmayı, konuşmadan anlatmayı ve hiç mendil istemeden ağlamayı öğretiyor yazdıklarınız. Burası kırık kalpler ya da pişmanlıklar durağı değil, barışa hasret bir hicran sokağı olabilir. Tebrikler saygı duyuyorum duyarlılığınıza. Mükemmel bir anlatım.
Zaten üzgün, kan ağlayan yüreğim acıdı yazını okurken sevgili Aynur, dokunsalar ağlayacak durumdayım.Herkes üzgün, millet olarak acılıyız.
Rabbim ana babalarına dayanma gücü versin.Son olmayacağını bile bile yalvarıyorum 'Allahım ne olur artık son olsun, başka hanelere ateş düşmesin!'
Bu üzüntünün üzerine senin yazın bitirdi beni...
Ülviye Yaldızlıı
Bu sabah namazdan sonra kardeşimin mezarına gittim.
Yıllardır mezardan ölülerden korkan ben,artık sabahın karanlığında kabristanda tek başıma ölülerle sohbet edbiliyorum. Sanki artık bana dokunamazlar .
Sanki aralarında " Artık burda kardeşi var ona dokunamayız" diyorlar .
Kabrin üzerinde arkadaşlarının diktiği güller açmış. Ve sabah benden önce biri gelip çiçekleri ve gülleri sulamış.
O kadar merak ettim ki, kim olabilir?
Gün açmaya başlayınca kabrin toprağı üzerinde yürüyen salyangozu gördüm.Ağır ağır ilerliyordu.
İçimde acaba kardeşim onun bedeninde mi? diye düşündüm.
Eğer onun bedenindeyse ona " Ohh olsun sana,abini bırakıp gidersin ha! Allah adamı öyle sümüklüböcek yapar" diye haykırdım içimde.
O sırada kuşlar ötmeye başladı.
Bir kaç küçük kuş cüsselerinden beklenmeyecek kadar yüsek tonda kabrin yanındaki erik ağacına konup ötmeye başladılar.
Arkamı dönüp bakmadım bile.
Kuş işte.
O merak etsin beni,o dönsün gelsin baksın yüzüme.
Bir müddet Kur'an okuduktan sonra yakındaki bir kabirde yatan iki kardeşe fatiha okudum. Kabirlerindeki çiçekleri suladım. İkisi de genç yaşta vefat etmiş.
Biri on sekiz yaşında,diğeri on altı yaşında.
Biri Lösemiden ,ağabey olan akciğer kanserinden.
Erzurum Aşkale'li. Alevi bir ailenin çocukları.
Annesiyle ve babasıyla karşılaşıyoruz bazen. Dertleşiyoruz.
Anneye bakıyorum.
Ölmeden ölenler var ise bu dünyada kırklar yediler ve anneler olsa gerek.
Geçen hafta kardeşimin arkadaşlarında biri ile kabirde karşılaştık.
Koltuğunun altında Kur'an.
Okudu,ağladı,ağlattı.
Sonra Erzurumlu kardeşlere Kur'an okudu.Annesi babası oradaydı.,
Sarıldılar birbirlerine.
Geç kalmışız bir şeylere.
Konuşmamaışız birbirimizle.
Sevmeye geç kalmışız.
Öfke kaplamış her yanımızı.
Kalbimiz kararmış.
Aydınlanması için ne yapabiliriz?
Ne gerekiyorsa yapalım bence.
Önce gece uçan serçelere inanmalıyız.
Sonra serçelerle uçabilmeliyiz.
Selam ve dua ile.
Beni çok yordun sayın yazar.
Herkesin Berat gecesi kutlu olsun.
Derler ki; Bir insanın öleceği bir yıl önceden belli olur.
Allah sizlere hayırlı uzun ömürler versin.
Ülviye Yaldızlıı
Bu gece bir sene boyunca kimler ölüp kimler göçecek belli olacak hayattan...
Rabbim tüm vefat eden sevdiklerimizi cennet ile müjdelendirsin.Peygamber efendimizin sancağı altında bizleride bulunmayı nail eylesin.Cümle vefat edenlerimiz için.El fatiha alesselevat...
erolabi
Bizim için ne yazılacak kim bilir?
Sadaka ve dua ömrü uzatır.
Saygı ve dua ile
Anneler; gözlerden anlar
Gözden uzaktakileri de anlar
Güneş; sanki onlardan doğar
Onlarla da sessizce batar
Işıklarından
Sıcaklıklarından
Yoksun etmesin yaradan.
Duygulandırdın Aynur'cuğum. Çok güzeldi. Sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER tarafından 7/15/2011 8:22:59 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER tarafından 7/15/2011 8:23:11 AM zamanında düzenlenmiştir.
Pembe/
İşte geldi. Kiraz dallarına vuran adam…Oda hala karanlık. Kan sıçradı duvarlara. Son kez açtım gözümü. Gamzelerini gördüm. Artık gelme. Beşikteki yüzüme kiraz damlamasın. Beni hep bebek bil.
Anne…
Öldüm mü şimdi ben?
Gece/
“Rasim Bey kalk!”
“Ne oldu?”
“Pencereye bak! Serçeleri görüyor musun?”
“Hanım, serçeler gece uçmaz. Hem orada hiçbir şey yok. Su ister misin?”
Sevgili Ay/nurum ,bildirim düştü , ben düştüm sayfana . Ama inan yüreğim sıkıştı, göğüs kafesimdeki kuş çırpındı okudukça.
Benim bu kadar sıkışırsa yüreğine ateş düşen anaların ne kadar ALLAH bilir !
“İnna Lillahi ve İnna İleyyhi Raciun” “Her Nefis Ölümü Tadacaktir.. Milletimizin Başı Sağ Olsun...
İçimde ki ses, yazar da aynı acıyla yazmış dedi !
Kalemi yazan yüreği Rabbim iki cihanda İnşirah versin ,sevgilerimle...