- 736 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Ne diyordum?
Ne diyordum?
Ha! Evet! Diyeceğim hayatınıza bir parça renk katmaya çalışmalısınız! Madem bana gelme ihtiyacı hissettiniz, ben de bir psikolog olarak size elimden gelen yardımı yapacağım. Şeyy.. Evet. Kaç yıllık evliyim demiştiniz?
Erkek - Dört!
Psikolog - Hayır size sordum!
Kadın - Dört!
Evettt... Demek dört... Bakın! Evlilikler bir nevi kaçamak ilişkilerin bittiği durumdur. Ve insanın özünde kaçamak aşkları yaşamak dürtüsü vardır. Siz bir nebze o açlığı da çekiyor olabilirsiniz. Şey aranızda aç olan var mı? Benim biraz karnım acıktı da. Neyse sonra yerim. Ha ne diyordum?
E- Kaçamak ilişkiler!
P- Ha evet! Çocuk var mıydı?
E- Hayır yok!
P- Ya sizin cevabınız?
K- Yok!
Hımmm ikiniz de yok dediniz! Demek ki ortak bir noktada buluşabiliyorsunuz. Bakın bu güzel işte. Ünlü bir psikolog der ki mutluluk ortak noktalarda buluşabilmektir. Aslında bende ünlü olabilirdim. Ama hiç böyle bir kaygım olmadı. Yoo yoo yanlış anlamayın ben kaygısız değilim. Tabi ki benim de kaygılarım var. Bakmayın göz altlarımın biraz çukurlaştığına. Herkes gibi benim de mutlu olmak adına kaygılarım var. Ne demişler kaygısız başın ceremesini şey çeker! Ne çekerdi? Neyse ne diyordum. Ha! Ortak noktalar! En son en zaman münakaşa ettiniz?
- Dün!
Sizce?
- Dün!
Hımmm... Demek yakın bir tarihte. Peki bir psikolog olarak münakaşa sebebini sormamda bir mahsur bulunabilir mi?
- Yemek.
Sizce?
- Yemek.
Yemek? Hımmm. Bakın yemek yemek temel ve zaruri bir ihtiyaçtır. Bu gerçeği ilk insanlar bile keşfetmişlerdir. Bilirsiniz onlar mamut avlarlarmış. Ama şimdi mamutların nesli tükendi tabi. Neyse! Demek tartışma konusu yemek! (Garrk!) Pardon! Sanırım öğlen yediğim yemek dokunmuş olmalı. Bu konuda bir türlü ölçülü davranamıyorum. Ne yediğime dikkat etmem
gerekiyor. Şey... Kaç yıllık evliyim demiştiniz?
- Dört!
Siz?
- Dört!
Evet..Demek dört!...Karımla dördüncü evlilik yıldönümümüzde gemi seyahatine çıkmıştık. Ama itiraf etmeliyim geminin aşçısı çok kötüydü. Eğer durumun böyle olacağını bilseydim inanın erzakımı yanımda getirirdim. Neyseki sadece bir hafta tahammül etmek zorunda kaldım. Neyse... Demek dört! Dört ve Yemek? Konu yemekti öyle mi?
- Evet.
Sizce?
- Evet!
Hımmm. Ahhhh. Saatim durmuş yine. Karım o kadar tembih etmişti oysa pil almam için. Unutkanlık işte. Şeyy... Ben zamana çok önem veririm. Her şey dakik olmalı. Yemek tam vaktinde gelmeli! Yoksa o yemekten hayatta tat alamam. Karım da bunu çok iyi bilir. İnanın bana dişlerimi fırçaladığım saat bile bellidir. Neyse. Şey.. Saat kaç acaba?
- Üç buçuk.
Sizce?
- Üç buçuk!
Hımmm... Bir saniye mide hapımı almam gerekiyor... Tamaamm! Şey. Ne diyordum?
- Zaman sizin için çok önemlidir!
Sizce?
- Zaman sizin için çok önemlidir.
Ha evet! Kırkaltı yıl nasıl geçti anlamak mümkün değil. Sizin gibi kaç insan kaç çift geldi sayamam bile. Tabi benim görevim herkese yardımcı olmak ve mutlu olmasını sağlamak. Hala hastalarımdan kart alıyorum. Bu inanın benim için oldukça mutluluk verici. Şey... Demek tartışma konunuz yemek! Severek mi evlendiniz? Yani görücü usulü ile mi yoksa? Aslında yanlış bir soru tabi severek mi evlendiniz sorusu. Tabi ki sevmiş olmalısınız birbirinizi ki evlenmeye karar vermişsiniz. Düşünsenize şöyle bir soru sorduğumu sevmeyerek mi evlendiniz? Hah hah hah! Sizce de komik olurdu değil
mi öyle sorsaydım?
E- Evet!
P- Sizce?
K- Evet!
Evet bence de komik olurdu. Şeyy. Neyse... Tabi her evlilikte çeşitli tartışma konularından çeşitli tartışma ortamları doğabilir. Önemli olan böyle durumlarda yaratılacak uyumdur. Yani çiftler tartışma zamanlarında birbirlerine saygıyla yaklaşarak uyum göstermeliler. Bakın göstermek zorundalar demedim. Çünkü evlilikte hiçbir olgu zorunluluğa dayandırılamaz.
Her hareketin her davranışın altında ortak özgürlük olmalıdır. Ortak özgürlükten kastım da... Bir saniye.. Midem!! Bir tane yetmedi, sanırım bir tanede daha alsam iyi olacak!... Tamamm! Şey ne diyordum?
E- Ortak özgürlük.
P- Sizce?
K- Ortak özgürlük!
Ha evet..Çiftler yaşadıkları mekanda uyumlu bir biçimde kendilerine ortak özgürlük şansı vermeliler. Tabi ki yemek yemek sizin en doğal hakkınız. Ama düşünmenizi istediğim asıl konu yemek için tartışmanız sizin için doğal bir hak mıdır? Pek tabi biraz daha derinlere inseydik muhakkak asıl sorunun yemek olmadığını öğrenecektik. Demek ki sorunların köküne inebildiğimiz sürece onları çözmeye yaklaşabiliriz. Pek tabi benimde sorunlarım var. Bir
çoğu da beni yiyip bitiren sorunlar. Ben şey.. Ben klasik müzik dinlemeyi
çok severim. Ama... Şey... Ama... Neyse! Ne diyordum?
E- Sorunların kökü!
P- Sizce?
K- Sorunların kökü!
Ha evet tabi ya! Sorunların kökü! Kök çok önemlidir. Bir çiçeğin bir ağacın kökünü düşünün. Ancak iyi sulandıklarında ve güneş aldıklarında yani ihtiyacı olanları aldıklarında kökleri kudretli ve sağlam olabilir. Ve ancak o şekilde dalları, yaprakları gürbüz olabilir. Benim evde bir begonyam var. Ben begonyaları çok severim. Gerçekten çok hassas bir bitkidir begonyalar. Neye ihtiyacı olduğunu çok iyi bilmeniz gerekir. Ayarı kaçırdığınızda hemen size küserler. Narindirler. Bir anne şefkati isterler. Ama ne yazık ki begonyalarımdan biri ben iş gezisine gittiğimde... Neyse... Şey... Demek sebep yemek ha? Hımmm... Peki daha önce buna benzer tartışmalar yasadınız mı?
E- Başka sebeplerden birkaç kez.
P- Siz?
K- Başka sebeplerden birkaç kez!
Bakın dediğim gibi! Sebepler uyuşmazlıkların içindeki zincirin halkalarındandır. Zinciri uzatmak ya da uzatmamak sizin elinizde. Derinlere inip sevgiyle birbirinizi anlamaya çalışmalısınız. Bir saniye telefon!... Alo! Merhaba karıcığım... Evet karıcığım... Hay hay karıcığım... Ama karıcığım!...Tamam karıcığım. Peki karıcığım... Geliyorum karıcığım... Karıcığım begon!... Şey... İzninizle ben şimdi çıkmak zorundayım. İsterseniz randevulaşacağımız bir gün seansımıza devem edelim. Ne dersiniz?
E- Olur.
P- Sizce?
K- Olur...
Oktay Coşar
YORUMLAR
Oktay Coşar
Çok eğlenceli br yazı olmuş. Gürültü patırtı ve binbir yüz manzarası... Fianelde başına ve gelişimine ne kadar uygun:)Kutlarım.