- 1156 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAĞIDA DÖKÜLENLERDEN BİR KAÇI ...
Neyi ?sevmez insan ,yada Neyden ?nefret eder.
Nefret ettikleri hiç yapmadıkları mı ?, yapamadıkları mıdır? yoksa aslında...
Öfkeyi niye? besleriz içimizde ,o kadar çok beslememişken hemde bir çiçek yada ot...
Acımasız olan yaşam mı ? yoksa biz miyiz? gaddar olan...sorduğumuz sorular mı ?daha çok aldığımız cevaplar mı ? ...
Düşündüklerimiz kadar mı ?konuşuyoruz, yoksa yaşadığımız kadarını mı düşünüyoruz ... sevdiklerimizin değerini yanımızdayken değilde kaybedince mi ?veriyoruz yoksa.
Eskiye özlem yeni ye hasret duyuyoruz . Ama ne fayda eski geçmiş , yenide daha gelmemişken şu ana sahip çıkmıyoruz bile...
Çoğumuz olduğu yerden uzaklara gitmek , kafasını dinlemek ister bazen, ama şu anda oldğu yeri güzelleştirmek ayıptır sanki ona hiç dokunulmaz!
Hep ulaşılamayan çok güzel ve özeldir, elde edilince büyüsü ve gizemi kalmaz !
Yalandan nefret ederim derken: en çok pembe, beyaz diye nitelendirilen yalanları biz kullanırız hatta...
Sözün kısası bir ikilem sistemi üzerine kurulu yaşamamız.
Hani hep uzaklara gitmek isteyenler vardır ya onlara küçük bir sözüm var...
Nereye gidersen git , gittiğin yere senden gitmesini istediklerini götürdükten sonra ,gittiğin yerin kaldığın yerden farkı olmaz !
Gittiğin yer değil, giderken oraya neyle gititiğin önemli olan,içindeki umutla berbat olanı güzel , içindeki sıkınıtıylada güzel olanı berbat edebiliyo çünkü insan . mekan değil sensin önemli olan.
Farkında olmasakta anahtar bizde . İster kilidi bir tarafa çevirip kilitleriz,ister açarız tüm kapılarımızı sonuna kadar hayata...
ikisinde de araç aynı, fark amaçta sadece...